Zor zamanlarda şirket yönetimi

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Yönetim zaten zor bir mesele. Hele de böyle zamanlarda çok daha zor hale geliyor. Yüzyılın felaketi nedeniyle ülkece yastayız. Herkes üzerinden iki yüz saat de geçse, acaba bir mucize daha olur mu, bir insanımız daha enkazdan çıkar mı diye dua ediyor. Bu dönemde akıl ve kalbin başka bir yere odaklanması mümkün gözükmüyor.

Büyük travmalar insanları ve organizasyonları olumsuz etkiliyor

Gördüğüm kadarı ile böylesi büyük toplumsal travmalar sonrası insanların kendilerini işe vermeleri, bir yere ait hissetmeleri ya da üretken olmaları çok zor. Önce darbe girişimi, sonra sistem değişikliği, ekonomik çalkantılar, Koronavirüs salgını, orman yangınları, seller, enflasyon, hayat pahalılığı derken şimdi de yüzyılın faciası… Bu denli büyük olayları birkaç sene içinde peşi sıra yaşamış olan bir toplumdaki insanların hızlı şekilde normale dönmesi imkansız. Bu travmalar ciddi etkiler oluşturmakta. Bunlar arasında majör depresyon, varoluşsal krizler, fiziksel hastalıklar, panik ataklar, umutsuzluk, kutuplaşma zihniyeti, motivasyon eksikliği, belirsizlikten kaçınma ve iş veriminde azalma yer alıyor. Bir kısmı psikolojik, bir kısmı fiziksel, bir kısmı da sosyolojik bu etkilerin şirketler açısından en önemli sonucu ise çalışanlardan verim alamamak. Buna bir de son beş senede yaşanan yıkıcı teknolojik değişimi de eklerseniz, işyerine mecburen, isteksiz ve motivasyonsuz şekilde gelen ne hayattan ne de iş yerinden beklentisi kalmamış, erken emeklilik peşinde koşan, aidiyet hissetmeyen, hatta tepkili yüzbinler ortaya çıkıyor. Üstüne de geçim sıkıntısı bindiğinde, bu durum şirket yönetimleri açısından büyük bir risk teşkil ediyor. Az sayıda şirket bunu fark ediyor ve tedbir alıyor ancak çoğunluk bu konuda ne yapacağını bilmez halde.

İnsanlara değer veren bir liderlik anlayışı gerekiyor

Bu dönemde, iş liderlerine ve tepe yöneticilerine önerim şu; işinizi eski tarz ve yöntemler ile yönetirseniz, insanları harekete geçirmezsiniz. Aksine kaybedersiniz. Böylesi büyük felaketlerin peşi sıra geldiği bir toplum ve onun içinden çıkan işgücünde, KPI’lar, hedefler, dengeli skor kartları, finansallar üzerinden yönetim işe yaramaz. Bazılarınızın itiraz eder gibi olduğunu görüyorum, çünkü bugüne kadar gördüğümüz bildiğimiz yönetim bu. Ancak bana güvenin, bu dönemde bunlar işe yaramayacak. Bu dönemde insanlara hedef odaklı yönetim değil, değerler ve insan odaklı liderlik ile ulaşabilirsiniz. KPI’lar ile değil, ortak değerler, empati, duygusal zeka ve takımdaşlık ile ileri gidebilirsiniz. İşyerinizde insanlar değil, rakamlar ön planda ise, günü kurtarırsınız ama gelecekte en iyi çalışanlarınızı ve yarınlarınızı kaybedersiniz. Tüm yöneticilerin hedefi daha az mekanik, daha insani bir yönetim tarzı ile insanlara yaklaşmak olmalı.

Çalışanlarınızı bu zor dönemde kazanmak ve motive etmek için ne yapabilirsiniz?

Birkaç tavsiyemi paylaşmak isterim. Öncelikle çalışanlar için psikolojik destek sağlanması önemli. Bu konuda şirketinizin psikologlar ile çalışmasını tavsiye ederim. İkincisi, yöneticilerinizin duygusal zeka konusunda koçluk desteği almaları faydalı olur. Akredite kişilerden koçluk alarak bu dönemde ekiplerine nasıl liderlik etmeleri gerektiği konusunda yetkinlik kazanabilirler. Üçüncüsü, bu dönemlerde belirsizliği azaltacak, ortak değerler ve dayanışmaya vurgu yapacak bir kurumsal ortam sağlamanız güven verir. Böyle bir ortam hedeflerin ve performans baskısının olduğu bir ortama göre aidiyet ve motivasyonu artırır. Dördüncü olarak, bu dönem sosyal organizasyonlara önem vermenizi öneririm. Depremzedeler için yardım kampanyaları, gönüllü çalışma saatleri, sosyal sorumluluk ve çevre projeleri, yani kısaca para kazanma dışında bir amaç etrafında bir araya gelmek insanlara kendilerini iyi hissettirecektir

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar