Zor oyunu bozdu
Bizim güzel bir deyimimiz vardır. "Zor, oyunu bozar" deriz. İşte o biçim. Kapitalist sistem zorlandığında, kapitalizmin anayasası unutuldu. Serbest piyasa sisteminin olmaz ise olmaz sayılan ilkelerine ters uygulamalar başladı.
Serbest piyasa sisteminde devlet oyunun kaidelerini belirleyecek, daha sonra oyuna hiçbir şekilde müdahale etmeyecekti. Denge bozulduğunda batan batacak, çıkan çıkacak sonuçta sistem kendi içinde tekrar dengeyi bulacaktı.
İyi de acaba bugüne kadar söylenenler mi yanlıştı? Yoksa bugün başta ABD olmak üzere birçok ülkede merkez bankalarının ve hükümetlerin sisteme müdaleleri mi yanlış?
Cevap: Şartlar değişti.
(1) Eskiden sistemin ayağı olan para miktarını merkez bankaları belirlerdi. Sistemdeki para miktarını merkez bankaları ayarlardı. Paranın kaynağı "üretim" idi. Toplam parasal güç üretime bağlı olarak artıyordu.
Sanal para gerçeğini bastırdı
Derken, merkez bankaları yanında, parasal güç yaratan bir sistem ortaya çıktı. Bu sistem "sanal parasal güç" yaratmaya başladı. Sanal parasal güç hızla artınca (daha önceleri üretime dayalı gelirlere göre değeri oluşan) varlıkların değeri balon yapmaya başladı.
Sanal parasal güç o kadar büyüdü ki, sonunda fiyatı balon yapan varlıkların değerinin bile bu gücü karşılayamadığı (sanal parasal gücün karşılıksız olduğu) anlaşıldı,
(2) Kapitalist sistem serbest piyasa ekonomisine dayanır ama serbestinin sınırlarını hükümetler belirler. Buna "regülasyon" (oyunun kaidesini önceden koyma) adı veriliyor. Kapitalist sistemde oyuncular regülasyona (oyunun kaidesine) uydukları sürece serbest. Devlet müdahalesi yok.
Eski sistemide regülasyonlar merkez bankalarının parasal gücü kontrol edebilecekleri varsayımına dayandırılmıştı.
Yeni düzende merkez bankaları dışında birçok kuruluş parasal gücü sanal olarak istedikleri ölçüde artırdıkça artırdı. Eski düzene göre belirlenmiş regülasyonlar bu yeni düzende sanal para yaratan kuruluşlar ile bunların yarattıkları sanal para miktarını kontrol edemedi.
Açık anlatımıyla piyasa"regülasyonsuz" bir oyuna yöneldi. Kaidesi belirlenmemiş oyun, kaidesi belirlenmiş oyunu bozacak kadar yayıldı.
"Regülasyon"suz olmuyor
İşte bu tabloda "merkez bankaları ve hükümetler hiçbir şey yapmasın, oyuna müdahale etmesin" demeye imkan yok. Çünkü regülasyonu olmayan oyunda "gücü gücü yeteni devirmekle kalmıyor, kaideye uymadıkları için yara bere alacaklar, eteklerine yapıştıkları doğru dürüst oyuncuları da peşlerinden sürüklüyor.
Batı ülkelerinde merkez bankaları ve hükümetlerin olan bitene müdahalelerini işte bu pencereden değerlemek gerekir. Onlar şimdi "Yaptıklarımız kitaba uyuyor mu, uymuyor mu?" diyerek kitaba göre hareket edecek durumda değiller. Yangını en az hasar ile nasıl atlatabileceklerinin telaşındalar .
Denilebilir ki, "Türkiye'de 2000'li yıllarda bankalar sarsılmaya başladığında, Merkez Bankası bankalara parasal destek sağlasa idi, birçok banka batmaz, Türk halkı da gereksiz yere büyük faturalar ödemezdi. O zaman Batı ülkelerindeki akıl hocaları Merkez Bankası Başkanı'nın elini tutmuş, "Sakın haÖ Bankalara beş kuruş yardım etmeyeceksiniz. Serbest piyasada batan batar" demişti. Bu akılları verenler şimdi (doğal olarak) kendi ülkelerinde bankaları kurtarmak için sisteme oluk oluk para akıtıyor.
Ne demişler, "Hocanın dediğine değil, yaptığını yap!.."