Zirve toplantıları bir işe yaramıyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

 

Avrupa Birliği (AB) krizi için liderler toplanıyor, zirve toplantıları düzenleniyor.
Zaman geçiyor. Sorunlar çözülemiyor. Sorunlu ülkelerin sayısı artıyor.
Önce Yunanistan'dan başka sorunlu ülke yok deniliyordu. Şimdilerde Kıbrıs'ın da kervana eklenmesi ile sorunlu ülke sayısı 5'e çıktı.
Son zirve toplantısı öncesi "dw Türkçe" sitesinde yayınlanan ve krizin Almanya penceresinden nasıl göründüğü hakkında bir fikir veren yorumda, "Piyasalar huzursuz. İspanya ve İtalya'nın aldıkları kredilere karşı ödedikleri faizler -uzun vadede- altından kalkılamayacak bir düzeyde bulunuyor. Yunanistan'da ise gerçi yeni hükümet kreditörlerin taleplerini prensipte kabul edeceğini açıkladı ama daha iyi şartlar beklediğini de duyurdu. Yunanistan'ın daha önceleri verdiği reform ve tasarruf taahhütlerinin çok gerisinde kaldığı da görülüyor. Perşembe günü başlayıp cuma günü de devam edecek olan AB Zirvesi öncesinde beklenti ve talepler farklı" deniliyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle "Borç krizini aşmak için tüm partnerlerin öz güveni şart. Bu, yardım ihtiyacı bulunan ve bu yardımı alacak olanların da taahhüt ettikleri şeyleri yerine getirmelerini zorunlu kılıyor" diyor.

Westerwelle'ye göre çözüm basit. Birlik ülkeleri bütçelerini disipline edip, rekabet güçlerini artırsalar, soruna çözüm bulunmuş olacak.
Fransa'nın sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande, emeklilik ve istihdam piyasası politikalarında Berlin'in neredeyse tüm arzuladıklarının tersini yapmak istiyor. İtalya'da ise teknokratlar hükümetinin başbakanı Mario Monti'nin iktidara geldiği ilk günlerdeki reform heyecanından pek eser kalmamışa benziyor.
Monti, Hollande ve diğerlerine göre AB'de çok fazla tasarrufa gidiliyor, ekonomik büyüme ise geri planda kalıyor.

Dün başlayan ve bugün sona erecek olan zirve ile ilgili olarak dw sitesinde yer alan yoruma göre, Almanya Başbakanı Merkel yeni borçlanmaya gidilmediği sürece büyümeye dönük politikalara karşı olmadığını söylüyor. Son dönemlerde ortaya atılan, bankalar birliği, borç silme fonu ya da ortak devlet tahvilleri önerilerinin faturasının büyük bölümünün Almanya'ya çıkartılacağını vurguluyor.

Merkel, Avrupa'da daha fazla denetim olamadan ve tek tek ülkelerin ulusal bütçelerine müdahale hakkı getirilmeden Almanya'nın tek başına garantör devlet konumuna sokulmasına izin vermeyeceğini vurguluyor.
Vurguluyor ama dw'nin analizinde bunun sonunun ne olacağı da açıklıkla belirtiliyor: Eğer her şey şimdiye kadar olduğu gibi devam ederse, para birliği er ya da geç dağılmaya mahkum olacaktır. Ama eğer para birliği kurtarılmak isteniyorsa, o takdirde birlik üyelerinin çok daha sıkı bir biçimde kenetlenmesi gerekiyor.

Özetle bugün sora erecek toplantıdan çözüm beklemek ileri iyimserlik olacak.
Çünkü çözüm denilen şey zordaki 5 ülkeye Almanya'nın para akıtması, onları kurtarması, sonra da büyüme politikaları uygulayacak ülkelere destek vermesi. İyi de Almanya bu kadar büyük yükün altından nasıl kalkacak?

Merkel, seçimi kaybetmeyi göze alarak kesenin ağzını açsa, sonunda Alman ekonomisi krize girecek.

Bu gidişle ya para birliğinden bazı ülkelerin çıkarılması ile birlik kurtarılacak, ya da birlik bütünü ile dağılacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018