Zeytinoğlu: Amacımız imtiyazlı ortaklık değil tam üyelik

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Sarkozi’nin Erdoğan’ın ziyarati sırasında, müzakerelerin sürmeyeceği, imtiyazlı ortaklık önermesi konusunu İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na sordum. “Anketimizde AB’ye destek yüzde 79’a çıktı. 2005 yılında müzakereler başladıktan sonra öncesinde 800 milyon dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi sonrasında 22 milyar dolara kadar çıktı. Biz imtiyazlı ortaklık değil tam üyelik istiyoruz” dedi.

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Erdoğan’la görüşmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında, “Müzakerelerin sürmeyeceğini, yeni fasıl açılmayacağını” söylemesi konusunu nasıl değerlendirdiğini sordum.

Zeytinoğlu, "Yaptığımız son araştırmada AB’ye destek yüzde 79 çıktı. Katılanların yüzde 48.3’ü refah ve gelişmişlik düzeyinin artması, yüzde 38’i demokrasi ve insan haklarının gelişmesi, yüzde 34.5’i Avrupa’da dolaşım, yerleşim ve eğitim imkanı olması yönünden üyeliğe destek verdiklerini söylüyorlar. AB’ye katılma isteklerinde insan hakları ve demokrasinin gelişmesi önemli yer tutuyor. Halkımızın talepleri bu yönde oldu. Biz AB’ye tam üyelik istiyoruz.

Macron’un imtiyazlı ortaklık önerisine katılmıyoruz. Tam üyelik isteğimizin ekonomik gerekçesini de söylemeliyim. 1996’da Gümrük Birliği'ne girdik. Ama Türkiye’nin ekonomik gerçekleşmelerinde en büyük artış, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerinin başlamasından sonra oldu. Doğrudan yabancı sermaye girişi müzakere öncesinde yıllık 800 milyon dolar iken, müzakere sonrası 22 milyar dolara kadar yükseldi. Hem anketteki halkın değerlendirmeleri, hem de ekonomik gelişmeler, benim AB üyeliğinin kendi başına değerli olduğuna inanmama neden oluyor.”

Macron Erdoğan’la ortak basın toplantısı sırasındaki konuşmasında müzakerelerin sürmeyeceğini söylerken, önceki dönemlerde Avrupalı liderlerin müslüman ve kalabalık oluşumuz olması gibi itirazlarda bulunarak imtiyazlı üyelik önermelerine benzer söylemde bulunmadı.. Macron, demokrasi, insan hakları ve Avrupa normlarına uyum eksikliğimizden söz ederek imtiyazlı ortaklık önerisinde bulundu.

İKV’nin yaptığı ankete verilen yanıtlar ise insanımızın tam üyelik talebinde Macron’un itiraz ettiği demokrasi, insan hakları, Avrupa normlarına uyum eksikliği gibi konuların geliştirilmesi gerektiği ortaya konuluyor. AB’ye verilen desteğin artmasında bu konulara destek verileceğine inanç da yer alıyor.

Ancak, son dönemde AB üyesi ülkelerle yaşanan olumsuzluklarda ankete yansımış durumda. Bu yüksek desteğe karşı, araştırmaya katılanların sadece yüzde 31.2’si üye olacağımıza inandığını belirtirken, yüzde 68.8’i inanmadığını söylüyor. Oysa, 2015’te AB’ye üye olacağımıza inananların oranı yüzde 30.1 iken, 2016’da yüzde 35.6’ya yükselmişti. 2017’de tekrar, 4.4 puan gerileyerek 31.2’ye inmiş durumda.

Ankete katılanlardan AB üyeliğini desteklemeyenler, bunun nedenlerini yüzde 25.2 ile üyeliğin kültürümüze ve kimliğimize zarar vereceği endişesi taşıdıklarını, yüzde 24.6’sının AB’nin geleceği olmadığına inandığı ve yüzde 23.5’inin AB’nin Türkiye’ye çifte standart uygulama algısına bağlıyorlar..

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Avrupa ilişkilerini iyileştirilmenin tam zamanı olduğunu belirterek, “Bu konuda hiç vakit kaybetmeden adım atmalıyız. Uzlaşma adımlarını Gümrük Birliği’nin revizyonunu başlatarak taçlandırırsak, emin olun 2018 yeni bir umut, yeni bir başlangıç yılı olur" değerlendirmesini yapıyor.

Bilecik, “Geçen yıl büyüme beklentileri oldukça düşük, beklentiler oldukça karamsardı. Avrupa ekonomisindeki büyüme ile artan ihracat ve hükümetimizin yaptığı düzenlemeler bunu tersine döndürdü. Bu gelişmelerden çıkarmamız gereken dersler var. İhracatın ve Avrupa ekonomisinin Türkiye için ne kadar önaemli olduğunu bir kez daha gördük. Yılın ilk yarısında 5 puanlık büyümenin 2 puanı buradan geldi. Bu rakamlar ‘Avrupa bitti’ diyenlerin ne kardar yanıldığını gösterdi. Bize göre AB’nin önemi azalmamıştı, bundan sonra da bu artarak devam edecek. Elbette ilişkilerimizin bu derece gerilimli olmamasını arzu ederdik” değerlendirmesini yapıyor.

Hem halkımızın AB konusundaki ankette verdiği yanıtlar, hem iş dünyasının yöneticileri, Türkiye’nin AB ilişkilerinin geliştirilmesini, bunun için demokrasi, insan hakları ve AB normları konularındaki eksikliklerin giderilmesi için adımlar atılmasını talep ediyorlar. İmtiyazlı üyelik değil, tam üyelik yolunun açılmasını istiyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar