Zeytin denizinde bir haftasonu
138 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en eski zeytinyağı markası olan Komili’nin geleneksel ilk hasat etkinliği geçtiğimiz günlerde Ayvalık’ta gerçekleştirildi. Faaliyetlerini Komili’yi (1878) de bünyesinde barındıran Sezai Ömer Madra (1914) ve Kırlangıç (1953) ile sürdüren Ana Gıda’nın Genel Müdürü Ümit Ersoy’un ev sahipliğini üstlendiği hasat, tam bir şenlik havasında başladı. Körfez’e hâkim bir tepedeki en genci 100 yaşlarındaki ağaçlardan zeytinler, zeytin tayfasıyla birlikte şarkılarla, türkülerle toplandı.
Ayvalık’a İstanbul’dan giden zeytinyağı tutkunu bir grup gazeteci tayfası, iki gün boyunca zeytinyağı ile pişirilmiş ve kızartılmış balık, et, ot ağırlıklı lezzetlerle süslenen masalarda çiftçiden pazarlamacıya sektörün önde gelen isimleriyle sohbet etti:
Zeytinyağı farkındalığını artırmanın sorunların çözümünde en önemli unsurlardan birisi olduğuna dikkat çekildi. Sıkıntılar aslında küreseldi. Halen dünyanın en büyük üreticisi konumunda olan İspanya’da zeytinyağı üretimi epey düşmüş; fiyatlar da yükselme seyrine girmişti. Üretimin azalmasının en büyük etkenlerinden birisi, ülkemiz için de geçerli olan iklim koşullarındaki olumsuz değişikliklerdi. Gündüz-gece ısı farkı 10 derecenin üzerine çıktığında zeytinler, çiçeklerini döküveriyorlardı.
Tüketicinin kullanım alışkanlıkları değişmeli...
Türkiye’de (açık pazar hariç) 2012’de 51 bin tonları bulan hane tüketimi, 2013’te 49 bin, 2014’te 43 bin tona düşmüştü… İhracat hacmi de 2014 yılında bir öncekine göre önemli ölçüde gerilemişti. 2013 yılında ulaşılan rekabet fiyatlarına 2014’ten itibaren ulaşılamamış, bu trend içinde bulunduğumuz sene de artarak devam etmişti.
İç pazarda tüketim, üretim artışını destekleyecek ölçüde olmadığından tüketicinin kullanım alışkanlıklarının değiştirilmesi ve zeytinyağının öğretilmesi, bu konuda değer algılarının oluşturulması gerekiyordu.
Evet, Türkiye bugün 168 milyon zeytin ağacı ile dünyadaki zeytin ağaçlarının yüzde 18’ine sahipti ve dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 8’ini karşılıyordu, ama sektörün paydaşları olan bilgi ve teknoloji gelişimi, ziraat, devlet politikaları, yerel tüketim ve ihracatın entegre çabaları konularında alınacak daha çok yol vardı.
Ana Gıda’nın genel müdürlük koltuğundaki Ümit Ersoy, sektörün duayen isimlerinden. 30 yılı aşkın süredir yağ sektörünün içinde. Mesleğindeki engin bilgisi herkesin malûmu; yeme-içme, seyahat konularındaki renkliliğine ise yıllardır ilk hasatlarda gerçekleştirdiğimiz sohbetlerimizde ve yaşadıklarımızda tanık oluyoruz.
Ilık ılık çeşmeden dökülen taze zeytinyağları...
20 yıla yakın bir süredir Komili ile zeytinyağı üretimine tedarik sağlayan Özgün Zeytincilik’in sahibi Ahmet Sucu, mübadele ile Midilli’den Ayvalık’a yerleşmiş zeytinci bir ailenin 3. kuşağı. Ana Gıda Ayvalık Operasyon Müdürü Mehmet Cavlı ile birlikte bizlere ancak lezzetler geçidi diye adlandırabileceğimiz bir mönü oluşturmuşlardı.
Ama her şeyden önce sabahın ilk saatlerinde ilk hasatta topladığımız zeytinleri hemen sıkıma götürmüş, ılık ılık akan çeşmeden dökülen taze zeytinyağlarımızı oracıkta şişeletmiştik. İki gün boyunca bilgi dağarcığımıza katabileceğimiz daha çok şey vardı… Şimdi bakıyorum da notlarıma epey sayfalar tutmuş…
Keyifli ilk hasat...
Biz, keyifli bir ilk hasata daha tanık olduk. Aslında serüven şöyle gelişmiş, zeytin ağacı Mayıs ayı ortasında çiçek açmaya başlamış, Haziran başlarında tomurcuğa dönüşmüş, Temmuz ayında zeytinler tomurcuktan çıkıp yeşil zeytin olarak olgunlaşmaya başlamıştı. Ağustos ayında çekirdek sertleşip dane irileşmişti. Hasat ise Ekim ayında başlamıştı, farklı bölgelerde bir sonraki yılın Mart ayına kadar devam edecekti.
Şansımıza Ayvalık’tayken güneş hep gökyüzündeydi… Zeytin tayfasını ise doğa koşullarının sertleşeceği uzun ve zorlu günler bekliyordu…