Zayıf doların destekçisi Almanya
Sonsuza kadar kolay para adını verdiğim politika devam ediyor. Buna rağmen, yüksek getirili piyasalara yönelik sermaye girişlerinde, son günlerde bir yavaşlama var. Buna göre, gelişmekte olan ülkelere giren para, kalıcı olmaktan çok taktiksel olabilir.
Başta İspanya olmak üzere, Avrupa kaynaklı sorunlar yatırımcıları tedirgin ediyor. Son haftalarda iyi bir performans gösteren euronun hızının kesilmesinin en önemli nedeni budur. Tahvil faizleri düşmüşken, İspanya piyasalardan hala borçlanabiliyorken, acele etmeye gerek olmadığı düşünülüyor. En azından ekim ayının ortasına kadar, İspanya yardım için resmi başvuru yapmayabilir. Başvuru yaptıktan sonra, Avrupa Merkez Bankası'nın(AMB) sınırsız tahvil alımı yapması, bölgeyi çok rahatlatır. Bu hafta açıklanan ekonomik verilere göre, bölge ekonomisinin iyi durumda olmadığı apaçık görülüyor. Önümüzdeki çeyreklerde de, ülkelerin düşük performansları devam eder. AMB politikası bölgeyi rahatlatır derken, geleceğe bir umut taşımaktan söz ediyorum. AMB devreye girmeseydi, ''Büyük Buhran'' benzeri bir depresyon yaşanabilirdi. Tabii ki riskler devam ediyor. Politikacılar AMB'yi desteklemezse, durgunluk daha da derinleşebilir. Şimdilik, destekliyormuş gibi gözüküyorlar.
Bölgedeki temel sorunlara rağmen, EUR/USD paritesinin 1.30'lu seviyelerde olması ilginç bir durumdur. Ortak para biriminin zayıf mimari yapısı düşünülürse, kurun çok daha aşağıda olması beklenebilirdi. Aslında adlı sanlı ekonomistler, son üç senede defalarca kez pariteyi ''1'' seviyesinin altına indirdi. Türkiye'deki iktisatçıların, eski bürokratların da buna benzer yorumlar yaptıkları görüldü. Olmadı gitti. Açıkçası; ekonomistlerin yaptıkları piyasa tahminlerine, temkinli yaklaşmak gerekir. Piyasa mekanizması farklıdır. Hele de, karşınızda Fed gibi bir manipülatör varsa, daha dikkatli olacaksınız.
Fed'in zayıf dolar gibi bir hedef açıklamasına gerek yoktur. Onlar ''İstihdam sektörü istediğimiz gelişmeyi gösterene kadar, sınırsız tahvil alımı yapacağız'' cümlesini kullanır. Kur seviyesini konuşurlarsa, Çin'i ''döviz manipülatörü'' olmakla nasıl suçlayabilirler? Bernanke ve ekibi, doların güçsüz kalmasını istiyor. Obama, bundan dört sene önce göreve geldiğinde, ''İhracatımızı önümüzdeki beş senede ikiye katlayacağız'' demişti. O günden beri doların değerinin düşük kalması için çalışılıyor. EUR/USD'ın 1.30'un altında kalmasına, çok bile sabrettiler. Önce bir tahvil alım programının sinyali verildi. Sonrasında program açıklandı. Bu durumu, Avrupa'daki işlerin tekrar bir çıkmaza girmesi bozabilir. Yukarıda da belirttiğim gibi, Avrupalı politikacılar AMB'ye tam destek verirse, fazla bir sorun olmayabilir.
Hemen her ülkenin ''güçsüz bir para birimi'' istediği, gevşek para politikası uyguladığı bir ortamda, rekabet avantajı nasıl kazanılır? Bu da ayrı bir tartışma konusudur. Almanlara göre, uluslararası ticarette rekabet etmek için zayıf bir paraya sahip olmak gerekmiyor. Eğitime, teknolojiye, inovasyona yatırım yaparsanız; iş dünyasını destekleyici politikalar uygularsanız; istihdam politikalarını iyi yönetirseniz; güçlü bir paraya rağmen bir ihracat motoru olabilirsiniz. Almanlar, ''güçlü mark'' ile bunu başardıklarına inanıyor.
Her halde, Fed'in ''zayıf dolar'' politikasının en büyük destekçisi Almanya olacak.