Zararlı bir alışkanlık: Vergi afları
Bugünlerde yeni bir af daha gündemde…
Hemen her alanda ve çok sıkça yaşanan aflara bir yenisi ekleniyor: “Vergi affı”!...
TBMM bugünler yeni bir vergi affı için geceli gündüzlü çalışıyor. Her zamanki gibi yeni bir seçimin arifesinde yine bu yola başvuruluyor. Malum, vergi afları, ya önemli seçimlerin öncesinde veya henüz yeni bitmiş seçimlerin sonrasında yapılıyor. Yani nereden bakarsan bak, kafaya takılan yapılıyor.
Daha öncekilerle büyük benzerlik taşıyan bu vergi affı neler getiriyor. Çok kısaca bir hatırlayalım.
30 Nisan 2014 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak kesinleşmiş olan vergilerden henüz ödenmeyen kısımları bundan böyle 12 aydan 36 aya kadar taksitler halinde ödeme imkanı getiriliyor.
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler için de bu imkan korunuyor.
Ödenmemiş bu vergilere ait vergi cezaları, gecikme zamları ve gecikme faizleri tamamen kaldırılıyor, bunun yerine TEFE/ÜFE aylık değişik oranları esas alınarak yeni bir hesaplama yapılıyor.
Aynı şekilde vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının da yarısı kaldırılarak TEFE/ÜFE aylık değişik oranları esas alınıyor.
Vergileme tekniği açısından uygulama alanı bulun iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının yarısı kaldırılıyor.
Bugüne kadar ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili olarak vergi kolaylığı sağlanıyor.
Bu imkanlardan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları koşulu getiriliyor.
Öngörülen taksit süreleri içerisinde en fazla iki taksitini süresinde ödemeyenler veya eksik ödeyenler de bu imkandan yararlanıyor.
Daha önce vergi borcunu tecil ettirenler için kalan borçlarına bu kolaylık sağlanıyor.
Defter kayıtları uyduruk olup 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle fiilen olmadığı halinde kayıtlarında kasa mevcudu bulunanlar için bu tutarın yüzde 3’ü oranında vergi ödenmesi halinde af getiriliyor. Bu düzenlemenin pek çok firmaya çok önemli fırsatlar sağlayan ve aynı zamanda “adrese teslim” niteliği taşıyan bir düzenleme olduğunu bilenler çok iyi biliyor.
Aynı şekilde şirketlerin bilançolarında ortaklarından olan fiktif cari hesap alacakları için de yüzde 3 oranında vergi ödeyerek kayıtları legalize etme imkanı sağlanıyor.
Bu düzenlemenin önümüzdeki hafta itibariyle yasalaştığını göreceğiz ve birkaç gün tartışıp bunu da unutacağız.
Ancak; bu gidiş hiç de iç açıcı değil!
Düşünebiliyor musunuz Cumhuriyet döneminde yapılan vergi afları sayısı galiba 28 olmuş. Yani neredeyse ortalama 3 yılda bir vergi affı yapılmış.
Bu hükümet ise daha da iddialı bir rekora sahip. AKP Hükümetl döneminde, yani 12 yılda 6 vergi affı gerçekleştirilmiş. Demek ki 2 yılda bir af olmuş.
Vergi afları artık “zararlı alışkanlık” halini almış durumda. Bu durum görünürde keyif vermeye başladı. Sigara, uyuşturucu veya kumar gibi keyif veren zararlı alışkanlık halini aldı. Dünyanın hangi demokrasisinde bu kadar sıkça vergi affı var? Aslına bakarsan demokrasi varsa, vergi var affı yok. Demokrasi yoksa, vergi yok, affı çok.
Bu durum özellikle vergisini tam ve zamanında ödeyenlerin vicdanını sızlatıyor. Vergi afları bu kesime acı veriyor. Bu kesim adeta kendisini aldatılmış veya keriz gibi hissediyor. Buna karşın vergi ile barışık olmayan için de kolaycı bir fırsat olarak görülüyor.
Toplum için “virüs” niteliği taşıyan vergi afları artık;
Vermeyeni de bozan bir “bulaşıcı”,
- Halihazırda vergi konularında uzman kişilerin yönetimindeki muhafelet partisini bile “susturucu”,
Vergisini zamanında ve tam olarak vereni “üzücü”, Vergi kaçıranı “sevindirici”, Ahlaki normları “yıkıcı”, bir hal aldı. Dolayısıyla bu gidişin uyuşturucu gibi sonu yok. Çok zararlı!...