Zamanlamanın önemi
Alper Koç / Yatırım Finansman
Finans piyasalarında oluşan beklentilerin arka planında yer alan değişik analiz yöntemlerinin ortak amacı; kar elde etme güdüsüyle hareket eden katılımcı kitlelerine piyasa trendi yönünde tavsiyede bulunabilmektir. Bazı analiz yöntemleri bunu yaparken fiyat hedefini öncelikli görür, bazıları ise fiyatın yanında zaman hedefini daha çok önemser. Sonuçta amaç tektir; doğru zamanda doğru yönde olabilmek. Piyasanın yönünü doğru tahmin eden bir analiz yönteminin zamanlama konusunda erken ya da geç davrandığı çok görülmüştür. Ya da zamanlamayı doğru tahmin eden bir analiz yönteminin piyasanın yönü konusunda yanıldığı... Oysa ki her ikisi konusunda ortalamaların üzerinde isabet yakalayan bir analiz yöntemi doğal olarak piyasadan marjinal faydayı sağlar ve uzun vadede kümülatif getiri açısından fark yaratır.
Peki piyasalarda trade eden kalabalıklar için bir analiz yönteminin hangi temelden yola çıkarak sonuca ulaştığı mı daha önemlidir, yoksa isabet oranının ne kadar yüksek olduğu mu?
Kuşkusuz doğru cevap ikinci şık olacaktır. Burada kritik nokta; trade eden kalabalıkların beklentilerinin vadesidir. Günlük trade eden bir yatırımcı için uzun vadeli beklentilerin hiç bir anlamı yoktur. Kısa vadeli trade eden bir yatırımcı için güncel haber akışları ve ekonomik gelişmelerin önemi daha fazladır. Orta-uzun vadeli trade eden ve ormanı yukarıdan görmek isteyen bir yatırımcı için ise piyasanın trendinin hangi yöne doğru yol aldığı, cevaplanması gereken en önemli sorudur.
Finans piyasalarının tarihi daha eskiye dayanan ülkelerde geçmişte yaşanan zirvelerin ve diplerin arka planında yer alan nedenleri incelerken sözkonusu dönemlerde o ülkelerde hangi duygusal arka plan dinamiklerinin ilerlediğini araştırmanın, orta- uzun vadeli trade eden yatırımcılar açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. Zira tarihi incelediğimizde önemli çöküşlerin ana tetikleyicisinin duygusal arka planda çok önceden, finans piyasalarında ise çok sonra ilerlemeye başlayan düşüş dinamiklerinin aynı noktada buluşması olduğunu görüyoruz.
Finans piyasaları tarihinin başlangıcından beri katılımcıların kafasını meşgul eden ve kalabalıkların bir türlü yüksek isabet oranı yakalayamadığı zamanlama konusundaki analizlerin can alıcı noktası, duygusal arka plan görünümünü iyi okuyabilmek ve kitlelerin bir uçtan diğer uca savrulan genel duygusal trendini doğru tespit edebilmekte yatıyor.
Son birkaç yıldır dünyada duygusal arka planda müthiş değişimler yaşanıyor. Kalabalıklar birkaç yıl sonra geriye dönüp baktıklarında içinden geçtiğimiz bu dönemi çok daha iyi anlayacaktır. Zaman zaman duygusal arka planı gözardı eden finans piyasaları geçtiğimiz Ekim ayından beri bir kez daha yatırımcı kitlelerine umut dağıtıyor. Sosyonomik arka planda bir tarafta ekonomik çıkmaz içerisinde olan sorunlu ülkelerde sosyal huzursuzluklar her geçen gün artarken diğer yanda yığınlar finans piyasalarından kopuyor. 2009 yılının Mart ayının başından beri finans piyasalarında ilerleyen geri alış çabası, gelişmekte olan ülkelerde 2010 yılı sonlarında, Avrupa'nın sorunlu ülkelerinde 2011 yılı başlarında tükendi. ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin piyasalarında ise hala ilerliyor, fakat henüz 2007 zirvelerine ulaşamadı. Duygusal arka planda ilerleyen düşüş dinamikleri, göreceli güçlü gözüken piyasalarda da geri alış çabasının artık tükenmekte olduğunun ve pek yakında ani yön değişimlerinin başlayacağının sinyallerini bir kez daha üretiyor. Zamanlamayı doğru yapabilen karşıt yatırımcılar için yeni fırsatlar kapıda bekliyor.