Zamanında alınamayan tedbir sonuç vermiyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Kriz rüzgarının olumsuz etkisini yok etmek için her ülke kendi şartlarında tedbirler alıyor.

Biz kriz tedbirlerini bir bütünlük içinde alamadık. Bunda belki de IMF ile ilişkilerin açıklığa kavuşturulamamasının, tedbirlerin IMF anlaşması sonuna ertelemesinin de rolü oldu. Anlaşma geciktikçe alınacak tedbirlerin işe yaramayacağı anlaşılmaya başlandı.

Bugüne kadar inanış ne idi?

(1) Türkler'in dışarıda pek çok parası var. Vergi takibi korkusu ile getiremiyorlar. Özel bir kanun çıkarılır ise dışarıdan bavul ile döviz gelir. 20 milyar dolar gelir… 30 milyar dolar gelir.

(2) Türk halkının bir bölümü faizden hoşlanmıyor. Körfez ülkeleri faizsiz yatırım araçlarını beğeniyor. Hükümet faiz yerine gelire endeksli (gelir payı dağıtımlı) bono veya tahvil satar ise, içeriden de Körfez ülkelerinden de çok, hem de çok büyük döviz toplar.

Bu inanışlara dayalı olarak hükümet harekete geçti.

(1) Hükümet yurtdışında parası olanların paralarını Türkiye'ye çekmek için özel bir kanun çıkardı. "Yurtdışındaki paraların bavul ile yurda taşınacağı" bekleyişi başladı. Yurtdışından para gelmedi. 15 Ocak 2009 tarihinde Maliye Bakanı Sayın Unakıtan beyanat verdi, "Bu fırsat değerlendirilsin. Son gün 2 Mart. Bu tarihe kadar parası olan Allah aşkına getirsin. Getirilen para ile herhangi bir soruşturma, inceleme yapmayacağız" dedi. Ama para gelmiyor.

(2) Faizsiz bankacılık adı altında katılım bankaları nasıl ki (gelir payı ödemesi) adı altında faizli bankacılık yapıyor ise, hükümet de "gelir payı ödemeli" adı altında yüksek faizli tahvil satışını denedi. Bu ön satışın başarılı olması halinde Körfez ülkelerinde benzer tür tahvillerin satışı işe Hazine'nin para toplaması bekleniyordu.

Türkiye'de bankalar dolara yıllık yüzde 2 dolayında net faiz öderken, (ABD'de tahvil faizleri yüzde 1-2 dolayında dolanırken) yüzde 6 dolayında net faiz ile satışa sunulan Hazine tahvilleri ilgi görmedi. Satışa 1.9 milyar YTL değerindeki tahvil çıkarıldı. Hazine 421 milyon YTL'lik ve 49 milyon dolarlık satabildi.

İki yeni kanun yayınlandı. Bu kanunların etkisinin ne olacağını zaman gösterecek.

(1) Merkez Bankası'nda bulunan ödenmeyen ferdi krediler, ticari krediler, çekler ve senetler ile ilgili sicile af getirildi. 27 Ocak 2009 öncesi ödenmiş borçların kayıtları hemen siliniyor.

- 28 Temmuz 2009 tarihine kadar ödenecekler veya yeniden yapılandırılacaklar ise ödeme veya anlaşma tarihi itibariyle silinecek.

Bugüne kadar ödenmişler için sicil affı önemli.

Fakat bugüne kadar ödeme yapamayanlar bu kriz döneminde nasıl ödeme yapabilecek veya bankalarla nasıl anlaşmaya varabilecek?

Sicil affı moral bakımından önemli ama, işleyip işlemeyeceğini zaman gösterecek.

Bir önemli soru da özel bankaların kanun ile affa uğramışlara, eski sicillerine bakmadan kredi verip vermeyecekleridir.

(2) Markaların Korunması Kanunu ile marka tescilinden doğan hakkın kapsamı genişletildi.

5 Ocak 2009'dan önce açılan 9 bin ceza davasının af kapsamına gireceği belirtiliyor.

Bunlar dışında, hükümetin değişik tedbirler üzerinde çalıştığı medyaya yansıyor. Ancak bu çalışmalardan sonuçlanan yok.

Anlaşıldığı kadarı ile IMF anlaşmasının sonuçlanması bekleniyor. IMF anlaşması, uygulanacak tedbirlerin kapsamını belirleyecek.

Fakat genel bir değerleme yapmak gerekirse görülüyor ki, alınabilen tedbirler beklenen neticeyi veremiyor. Burada sorun tedbirlerin yetersizliğinden ötede, zamanlama sorunu. Zamanında alınmayan tedbir işe yaramıyor. Güven bunalımının artması tedbirlerin etkinliğini azaltıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018