Zaman artık daha hızlı akıyor, peki biz yetişebiliyor muyuz?
Küresel ekonomiler hızla değişiyor. Teknolojiden iklime, ticaretten iş gücüne kadar her alanda devasa dönüşümler yaşanıyor.
Artık yöneticiler için karar alma süreçleri eskiye kıyasla çok daha zor ve karmaşık. Ancak asıl sorun bu değil.
Asıl soru şu:
Bizler, bu hızla akıp giden dünyaya ayak uydurabiliyor muyuz?
Değişen dinamiklere ne kadar adapte olabiliyoruz?
İşte burada stratejik liderlik devreye giriyor. Yöneticiler, sadece bugünün değil, yarının risklerini de bugünden görebilme yeteneğine sahip olmalı.
Ancak bununla da sınırlı kalmamalı aynı zamanda cesur kararlar alıp hızla uygulamaya koyabilmeli. Geçmişin ağır, bürokratik yapılarını geride bırakamayan şirketler, ne yazık ki geleceğin rekabet ortamında ayakta kalamayacak.
Dünyanın en önde gelen stratejistlerinden biri olan Michael Porter, “Strateji, yapılan seçimlerin toplamıdır” der. Bugün, teknoloji, iklim, ticaret ve iş gücü gibi küresel mega trendler karşısında yöneticilerin stratejik seçimleri hiç olmadığı kadar kritik. Şirketlerin, bu devasa trendlerin rüzgarını arkalarına alıp, riskleri avantaja çevirme fırsatları var. Ancak, bu fırsatlar harekete geçmeyenler için tehlikeye dönüşebilir.
Yöneticilere stratejik öneriler
Türkiye’deki yöneticiler için de durum çok farklı değil. Teknolojinin hızla ilerlediği, iklim değişikliğinin kaçınılmaz bir tehdit oluşturduğu ve iş gücünün beklentilerinin tamamen farklılaştığı bir dünyada yaşıyoruz.
Örneğin, dijitalleşmenin getirdiği fırsatlar büyük olsa da siber güvenlik tehditleri gibi riskler de kapıda bekliyor.
Ayrıca genç iş gücünün değişen talepleri, iş yerinde esneklik ve anlam arayışı gibi konular da yöneticilerin hızla çözüm bulması gereken meseleler arasında.
Peki, tüm bu değişim rüzgarları karşısında nasıl ayakta kalacağız?
Türkiye’deki yöneticiler için birkaç temel stratejik öneri:
Hızlı karar alma ve uygulama yeteneği: Karar alma süreçlerini hızlandırmak ve uygulamaya geçişte çevik olmak, gelecekte başarıyı belirleyecek en önemli faktörlerden biri.
Teknoloji ve yenilikçiliğe yatırım: Dijitalleşme sadece bir tercih değil, hayatta kalma meselesi. Ancak sadece teknolojiye yatırım yapmak yetmez, bu teknolojiyi nasıl kullanacağınızı bilmek de kritik.
İklim risklerine karşı proaktif yaklaşım: İklim değişikliği artık göz ardı edilemez. Uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejileri geliştirmek, finansal sonuçları da olumlu yönde etkileyecek.
İnsan odaklı stratejiler: Çalışanların beklentileri hızla değişiyor. İş gücünü motive edebilmek ve geleceğe hazırlayabilmek için esnek ve yaratıcı çözümler gerekiyor.
2024 İş Dünyası Karar Vericileri Anketi
Bu noktada, AON’un 2024 Business Decision Maker Survey (2024 İş Dünyası Karar Vericileri Anketi) raporunun bulguları da bize önemli bir rehber sunuyor. Rapor, Türkiye’deki yöneticilerin küresel mega trendler karşısında karşılaştığı zorluklara ışık tutuyor.
Özellikle teknoloji ve iş gücü ile ilgili mega trendler, raporda ön plana çıkıyor. Şirketlerin yüzde 98’i teknolojik riskleri yönetmenin işlerinin sürdürülebilirliği açısından kritik olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda iş gücü konusunda yöneticilerin yeniden beceri kazandırma ve çalışanlarını motive etme zorunluluğu gittikçe artıyor.
AON’un bulgularına göre, bu mega trendlere hızla adapte olamayan şirketler geride kalma riskiyle karşı karşıya. Raporun bir diğer çarpıcı noktası ise, yöneticilerin yüzde 72’sinin şirketlerinin bu mega trendlere yeterince hızlı adapte olamadığını belirtmesi. Bu, Türkiye’deki yöneticiler için de geçerli bir uyarı niteliğinde. Sonuç olarak, küresel mega trendler sadece risk değil, aynı zamanda büyük fırsatlar da sunuyor. Yeter ki yöneticiler, bu değişimleri zamanında fark edip cesur adımlar atabilsin.