Z kuşağı seçti ama seçilemedi
Henüz Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlanmadı. 2023 seçimleri için 28 Mayıs’ta yine sandık başına gideceğiz.
Çok kısa bir süre var ama siyasal pazarlama stratejisi olarak Siyasi Partiler ve Siyasi Adaylar süreç içinde değişen seçmen kuşağının davranış kalıplarını, bu kuşaklar arasında karşılaştırma yaparak farklı kuşakların seçim tercihlerini ve tepkilerini anlamak zorundaydılar. Çünkü bu analizler oy oranlarını arttırmada önemli bir etken oldu. Siyasete seçme ve seçilme hakkına sahip olacak yepyeni gençler geldi demek istiyorum ama diyemiyorum.
Çünkü yapılan araştırmalar sonucunda kişilik özellikleri, psikolojik yapıları incelenen Y ve Z kuşakları seçer ama özellikle Z Kuşağı seçilemez.Üstelik, Türkiye’de nüfusun %50’si Y ve Z kuşaklarından oluşuyor. Bunun %24 ise Z kuşağı. Seçer ama seçilemezler zaten de seçilemediler diyorum. İddialıyım çünkü yazımın devamını okuduğunuzda nedenini göreceksiniz. 2023 seçimlerinde 11milyon 624 bin genç seçti ve seçildi diyemiyorum.
Çünkü, 2023 ilk tur seçimlerinin sonuçlarına göre, 28. Yasama Döneminde TBMM'de 30 yaş altında 5 milletvekili görev yapacak. Şahane bir rakam gerçekten!!! 1980 sonrası doğan ve Y Kuşağı olarak adlandırılan grup az da olsa Avrupa Birliği ülkeleri siyasetinde kendilerini göstermeye başladı.
Ama yönetimin tepesini işgal edenler 2. Dünya Savaşı sonrası 1945-65 yılları arasında doğan ve ‘baby boomers’ olarak adlandırılan kuşak. AB’de 16 başbakan bu kuşaktan; 11 başbakan ise 1965-80 arası doğan X kuşağı üyelerinden. Siyasi partiler oy kazanmak amacıyla bilinirliklerini artırmak ister. Siyasetçilerin sıklıkla başvurdukları sıkılmadık el, girilmedik dükkan ya da ev bırakmayacağız anlayışı maalesef Z kuşağı için zerrece önem taşımıyor.
Çünkü onlar çoğunlukla bilgisayar ya da bir ekran başında. İnsan içine çok karışmayı sevmiyorlar. Ekranlarına düşerseniz bir ihtimaliniz var, yoksa zor. 2019’da TÜSES tarafından yapılan ‘Gençlerin Gözünden Dindar&- Seküler Kutuplaşma konulu araştırmada, gençler dindar seküler eksenli kutuplaşmanın ve bu kutuplaşmanın yarattığı siyasal tercihlerin arkadaşlık ilişkilerini zedelememesi adına ‘siyaset konuşmaktan kaçınıyorlar.’
Burada hem dindar hem de seküler 18-29 yaş arası gençler arasında kutuplaşma siyasetinin nüfuz edemediği büyük bir alan var. Siyasi parti binaları, siyasi parti başkanları, üst düzey yöneticileri, takım elbiseli, ciddi ve Osmanlı Türkçesi ifadelerle konuşan siyasetçiler bu kuşağa itici geliyor. Siyasete son derece mesafeli bu kitleyi cezbedecek politikalar sunan bir siyasi parti de yok gibi duruyor.
Akıllı telefonlardan önceki dünyayı çok az hatırlayan ya da hiç hatırlamayan Z Kuşağı için anne ve babalarının çektikleri siyasal, sosyolojik sıkıntılar çok uzaklarda bir ülke. Tarihsel anlatımlar, çıkarımlar, geçmiş kuşakların çektikleri acılar, sıkıntılar, Türkiye’nin son 50 yılında başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi söylemleri pek de bir şey ifade etmiyor Y ve özellikle Z kuşaklarına.
Bütünleşik, ortak bir kültüre sahip Z Kuşağına dahil insanlar; ırk üstünlüğüne, politikaya, siyaset ve dini inançlara mesafeli, insan hak ve hürriyetlerini temel alan, dünya vatandaşlığı dediğimiz evrensel bir kimliğe bürünmeyi amaç ediniyor. Mesela, 68 kuşağı gibi saçsaça başbaşa sağlı sollu boğuşmalar beklemeyin derim.
Sakin ve derdini biribirini boğmadan anlamaya ve anlatmaya meyilli, esprilerle, videolarla, vloglarla, bloggerlar ve vloggerlarla dolu bir genç insanlar kuşağı. Z kuşağı bağımsızlık ve özgürlük alanlarının geniş olması taraftarı olarak otoriter yönetimi reddediyor. Cesaretlendirilmek ve motive edilmeyi bekleyen bu kuşak için siyasi parti organizasyon şemalarında yüreklendirici koltuklar sunulmalıydı.
Sunulmalıydı diyorum çünkü çoklukla itişip çekişmekten hoşlanmadıkları araştırmaların ortak sonucu.İşte tam da bu yüzden mevcut siyasal partilerde de önceki kuşaklardan gelen hırslı, inatçı ve orta yaşlı siyasetçilerin koltuklarını kaptırmayacakları kesin olarak görülüyor