Z kuşağı rotasını bulmalı
Z kuşağı, yapay zekâ (AI) ile ilişkisini hızlı bir şekilde geliştiriyor ve onu günlük hayatının vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor. Z kuşağı ve yapay zekâ birlikteliği, yalnızca teknoloji dünyası için değil tüm toplum için büyük bir dönüşüm fırsatı sunuyor.
Eğitim ve iş dünyasının bu neslin yapay zekâdan en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak için iş birliği yapması büyük önem taşıyor. Gelecek, Z kuşağının ellerinde şekillenecek ve onların yapay zekâyı bilinçli, etik ve yenilikçi bir şekilde kullanabilmesi sadece bireylerin değil, toplumun genel başarısını da belirleyecek.
EY tarafından yayınlanan Z Kuşağı ve Yapay Zeka Araştırması, 2030 yılına kadar küresel iş gücünün yüzde 30’unu oluşturacak Z kuşağının yapay zekâyı aktif bir şekilde kullandığını, ancak bu teknolojinin geniş kapsamda değerlendirilmesinde bazı eksiklikler yaşandığını ortaya koyuyor.
Aynı zamanda yapay zekâ için birincil bilgi kaynağının sosyal medya olduğunu da gösteren araştırmada Z kuşağının yapay zekânın geleceğinin temel itici gücü olacağına dikkat çekiliyor. Araştırmaya göre, Z kuşağı yapay zekâyı yoğun bir şekilde kullanıyor ve bu teknolojinin zaman kazandıran ve verimliliği artıran yönlerinden etkileniyor.
Ancak aynı zamanda eleştirel düşünme, yaratıcı komut yazma ve etik farkındalık gibi önemli becerilerde eksiklikler yaşıyorlar. Gençlerin yaklaşık yüzde 55’i, yapay zekâyla ilgili bilgilerini sosyal medyadan ediniyor. Bu, doğru bilgiye ulaşma konusunda ciddi bir sorun teşkil ediyor. EY’ın araştırması, bu eksikliklerin yalnızca bireysel gelişim açısından değil, iş dünyasında da etkili sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
Üç farklı profil
Araştırma, Z kuşağını üç farklı kullanıcı profiline ayırıyor: ‘Süper kullanıcılar’ (yüzde 15), ‘çeşitli kullanıcılar’ (yüzde 61) ve ‘geride kalanlar’ (yüzde 24). Süper kullanıcılar yapay zekâyı günlük hayatının her alanında aktif olarak kullanan kişilerden oluşurken, geride kalanlar teknolojiyi anlamakta ve kullanmakta zorluk çekenlerden oluşuyor.
Çeşitli kullanıcılarsa teknolojiyi spesifik ihtiyaçlarına göre kullanan geniş bir grubu temsil ediyor. Ancak her üç grup için de yapay zekâyı daha bilinçli ve eleştirel bir şekilde değerlendirme becerisinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu eksiklik, gençlerin yalnızca teknolojiyi tüketen bir nesil olma riskini artırıyor.
Geleceği şekillendirecek liderler
Z kuşağı, yapay zekânın sadece tüketicisi değil aynı zamanda üreticisi olma potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için gençlerin doğru bir şekilde yönlendirilmesi gerekiyor. Eğitimciler, işverenler ve karar vericiler, Z kuşağını yalnızca iş gücünün bir parçası olarak değil geleceği şekillendirecek liderler olarak görmeli. Bugün atılacak adımlar, teknolojinin bir fırsat mı yoksa bir tehdit mi olacağını belirleyecek.
“İş hayatında yer almaya başlayan en genç nesil olan Z kuşağının, kariyeri boyunca yapay zekânın uzun vadeli etkileriyle karşı karşıya kalacağı aşikâr” diyen EY Türkiye İş Gücü Danışmanlığı Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Ersin Yıldırım, bu kuşağın yapay zekâ alanında temelden etkin bir şekilde yönlendirilmesi için eğitim ve iş dünyasının iş birliği halinde olmasının, eleştirel düşünme becerilerinin güçlendirilmesine yönelik stratejiler geliştirmesinin kritik önem taşıdığını vurguluyor.
Eğitim ve iş dünyası iş birliği yapmalı
Araştırma, bu eksiklikleri gidermek için temel çözüm önerileri sunuyor:
-Eğitim sistemlerinin yapay zekâ ile ilgili kapsamlı bir müfredat geliştirmesi gerekiyor.
-Eleştirel düşünme, etik farkındalık ve yaratıcı problem çözme gibi beceriler bu müfredatın temel taşlarını oluşturmalı.
-Özellikle üniversitelerde yapay zekâ uygulamaları ve kodlama eğitimleri yaygınlaştırılmalı.
-Sosyal medya platformlarında doğrulanmış ve güvenilir içeriklerin yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Bu platformlar daha güvenilir bir bilgi kaynağı haline getirilmeli.
-Eğitimciler ve iş dünyası, bu konuda iş birliği yaparak gençlerin teknolojiyi daha verimli kullanmalarını sağlamalı.