Yüzde 4.8 büyüdük

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Geçen hafta sonu iki önemli gösterge açıklandı.

-Yılın ilk 3 aylık dönemine ait GSYH (Milli Gelir) göstergesine göre,  ilk 3 ayda geçen yılın aynı dönemine göre ekonomide yüzde 4.8 büyüme gerçekleşti.

-Nisan ayı Ödemeler Bilançosu göstergesine göre “Cari Açık’ta küçülme devam ediyor.

Büyümenin ardında halkın tüketiminin yüzde 6.9, devletin tüketiminin yüzde 10.9 artması var. Bu sayede, yılın ilk 3 ayında yüzde 4.8 büyüdük

Büyüme, üretime dayanır. Üretim artınca ekonomi büyür. Üretimin artması ise talebe bağlıdır. Talep; (1) İç talep ve (2) Dış talep-ihracat diye ikiye ayrılır. Yılın ilk 3 ayında dış talep-ihracat artmadı. Ama iç talep o kadar çok arttı ki, bu sayede beklenenin üzerinde bir büyüme gerçekleşti.

İç talep büyümesi eğer yatırıma dayalı büyüme ise, sağlıklı büyümedir. Ne var ki, yılın ilk 3 ayında yatırım talebinde artış yok. Yüzde 0.1 gerileme var. Artış halkımızın tüketiminde görüldü. Halkımız tüketimi artırınca üretim artıyor.

Yılın ilk 3 ayında tarımda üretim artışı yüzde 2.7 oranında. Sanayide üretim artışı yüzde 5.9 gibi yüksek bir oranda  oldu.

Yılın ilk 3 ayında sanayi üretim endeksinde büyük artışlar olmuştu. Sanayi Üretim Endeksi ocakta yüzde 3.6, şubatta yüzde 8.6, martta 4.7 arttı. İlk 3 ayda sanayi üretim endeksi yüzde 5.6 artış gösterdi. Sanayideki artış ekonomideki büyümenin lokomotifidir.

İşte ilk 3 aydaki yüzde 4.8 oranındaki milli gelir büyümesinin arkasında sanayi büyümesi var. Sanayi büyümesinin arkasında ise iç talepteki artış, tüketim büyümesi var.

Genelde büyümenin ithalat gereği nedeniyle, büyüme artınca cari açık da büyür.

Fakat 2016 yılının ilk 3 aylık döneminde farklı bir tablo ortaya çıktı. Büyümenin artmasına rağmen, cari açık küçüldü.

2016 yılının ilk 3 ayında ekonomi yüzde 4.8 büyürken, ithalatın ve cari açığın da artması beklenirdi. Halbuki 2016 yılında geçen yılın ithalat harcamasının yüzde 10.6 gerisinde. Cari açık ilk 3 ayda 10.9 milyar dolardan 7.8 milyar dolara geriledi.

Cari fiyatlarla hesaplanan milli gelir, dönem ortalaması dolar kuruna bölünerek, milli gelir dolara dönüştürülür. 2014 yılı ilk 3 aylık dönemde ortalama dolar fiyatı 2.45 TL iken, 2015 yılının aynı döneminde 2.94 TL oldu. Bu nedenle, sabit fiyatlarla TL olarak milli gelir yüzde 4.6 oranında büyürken, cari döviz kuru ile yüzde 6.3 oranında küçüldü.

Bunun sonucu olarak kişi başı milli gelir 9.261 dolardan 9.092 dolara geriledi.

Biz 10 bin dolar kişi başı gelir tuzağından çıkmaya çalışırken, maalesef tersine bir gelişme ile karşılaştık.

Tabii ki, önemli olan sabit fiyatlarla kişi başı gelirin artıp artmadığıdır. Ne var ki, uluslararası karşılaştırmalarda ülkenin milli gelir büyüklüğü ve kişi başı gelir dolar olarak ifade ediliyor.

Dolar fiyatı yükseldikçe de dolar olarak hem milli gelir, hem kişi başı gelir küçülüyor.

Cari açık, olağan döviz geliri ile olağan döviz gideri arasındaki farktır. 2016 yılının ilk 3 ayında cari açık 7.8 milyar dolardı. Nisan ayında da 2.9 milyar dolar açık verdik. İlk 4 ayın döviz açığı 10.7 milyar dolara yükseldi.

2016 Nisan ayında ülkeye doğrudan yatırım olarak 299 milyon dolar, portföy yatırımı olarak 3.6 milyar dolar, kredi olarak 807 milyon dolar net döviz girişi oldu. Normal kanallardan gelen 4.7 milyar dolar dövize karşılık Nereye Gittiği Belli Olmayan 1.3 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleşti. Açıktan fazla net döviz girişi olunca, döviz rezervleri azalmadı. 400 milyon dolar arttı.

Ülkeye döviz girişi açık rakamından büyük olunca piyasa rahatlar. Döviz fiyatı artmaz. Az olunca, piyasa huzursuz olur. Döviz fiyatı kıpırdamaya başlar.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018