Yurtdışına yapılan danışmanlık ödemelerinin know-how olarak vergilenmesi
Değerli DÜNYA okurları, bugünlerde incelemelerde sıklıkla karşılaştığımız bir sorunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Konu nedir?
Uluslararası faaliyet gösteren firmalar, doğal olarak, mensubu oldukları grubun merkezinden veya gruba dahil diğer şirketlerden "danışmanlık" olarak nitelenen hizmetler alıyorlar.
Son zamanlarda yapılan vergi incelemelerinde alınan bu hizmetler gayrimaddi hak bedeli olarak nitelenerek "stopaj" tarhiyatları yapılmaya başlandı.
Yasal durum
Türkiye'deki bir şirketin yurtdışındaki ilişkili şirketlerden danışmanlık almasını yasaklayan bir düzenleme mevcut değil.
İncelemelerde aşağıdaki hususlara hazır olunmalıdır.
a) Anlaşmada alınan hizmetler tanımlanmalı,
b) Tanımlanan bu hizmetler know-how veya herhangi bir gayrimaddi hak (lisans, marka vb.) olmamalı,
c) Hizmet gerçekten verilmeli,
d) Hizmetin varlığı ve verildiği anlaşma ve fatura dışındaki belgelerle ortaya konabilmeli,
e) Hizmetin bedeli piyasaya uygun olmalı,
f) Hizmetin bedelinin piyasaya uygun olduğu emsal bedel çalışması ile ortaya konabilmeli,
g) Transfer fiyatlaması yöntemi duruma uygun olmalı ve raporda detaylı bir şekilde uygulanmalı,
h) Yapılan uygulama "yeknesak" tüm grup için/tüm ülkelerde aynı şekilde uygulanmalı
i) Bu yeknesak uygulama gerektiğinde izah ve dökümante edilebilmeli,
j) Uygulama yıllar içinde tutarlı bir şekilde sürdürülmeli,
k) Şayet bir masraf merkezinden veya hizmet merkezinden gruba dahil şirketlere dağılım yapılıyorsa, dağılımın alınan hizmetle orantılı yapılıyor olduğu bir bağımsız denetim raporuna bağlanabilir.
l) Hizmetler için kimler gelip, gitti, ne kadar çalıştı, üretilen rapor, rehber, yazı vb. her şey muhafaza ve gerektiğinde ibraz edilmeli,
m) Yurtdışındaki hizmet/masraf merkezi de istenen her türlü detayda açıklama ve belgelemeye hazır olmalı
Buna rağmen eleştirilebilir mi?
Yukarıda maddeler halinde ortaya koyduğumuz hususlarda, her türlü detayda, doyurucu açıklama ve belgeleme yapılabiliyorsa, alınan hizmetin gayrimaddi hak olarak nitelendirilmesi afaki bir iddia haline gelecektir.
İnceleme sırasında, yeterli/doyurucu cevap alınamayan, belgelenemeyen konu ve hususlarda farklı bir değerlendirme yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirmelere girmeksizin, açıklama ve belgeleri göz ardı ederek, bu tür ödemelerin kategorik olarak yeniden tanımlanması bizce mümkün değildir.
Gruptan alınan her hizmete know-how denilebilir mi?
İncelemeler sırasında, gruptan alınan hizmetlerin tamamını know-how olarak nitelendirme temayülünü müşahede ediyoruz.
Oysa, grubun dışarıdan da rahatlıkla alınabilecek hizmetleri kendi içinde üreterek maliyetlerini düşünme çabasına girmesi yaygın bir uygulamadır.