Yurtdışına paralel harekete devam mı?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Şevket Keresteci/FinansInvest Piyasanın perşeme gününden itibaren de yurtdışı ile arasındaki farkı kapatabileceğini düşünüyorum. Şu anda piyasalarda en çok merak edilen konu yılın ilk çeyreğinde büyük kayıplar yaşayan global piyasalarda yaşanan toparlanmanın ne kadar sürdürülebilir olduğu. Piyasaların toparlanmasını şu sebeplere bağlayabiliriz; Bear Stearns'ün kurtarılması örneğindeki gibi FED'in piyasaya agresif likitide enjeksiyonu, zarar eden bankaların ağırlıklı olarak yeni sermaye artırımlarına gitmeleri ve bilançolarını kuvvetlendirmeleri, her ne kadar daralmayı işaret etse de beklentilerden iyi gelen makro ekonomik veriler, FED'in faiz indirimlerinin sonuna yaklaşıldığı beklentisi ile değer kazanmaya başlayan dolar kuru, mayıs ve haziran aylarında ABD ekonomisinde etkisi hissedilecek vergi yardımları. Bu durumda en kötü dönemin geride kaldığı algılamasının piyasalarda hakim olmaya başladığını görüyoruz. Yurtdışı piyasalar belirgin bir toparlanma gösterirken yurtiçinde görülen siyasi belirsizlik, kur ve faiz baskısının tepki hareketine katılmamızda sınırlandırıcı bir etki ediyor. Siyasi belirsizliğin negatif algılama yarattığı ortamda iç talep ve siyasi arenada düzelme olmadığı sürece hareketlerin yurtdışı piyasalara bağlı ve sınırlı olacağı malumdur. Dünya finans piyasalarında gerçekleşen en büyük halka arzlardan biri olması beklenen Türk Telekom halka arzında ön talep toplama geçen hafta tamamlandı. 3,90-4,70 fiyat aralığından yüzde 15'i halka arz dilecek olan halka arz fiyat aralığına göre 10,5-12,7 milyar dolar aralığında olan Türk Telekom, 2005 yılında özelleştirildiğinde, Oger Telecom, şirketin yüzde 55'i için 6,55 milyar dolar ödemişti. Arza yaratılacak talebe kaynak oluşturulması gerektiğinden hisse senedi piyasalarımız bir miktar satış baskısı altında kaldı. Perşeme gününden itibaren de yurtdışı ile arasındaki farkı kapatabileceğini düşünüyorum. 2008 yılı birinci çeyrek enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası, enflasyonun 2008 sonunda yüzde 9,3, 2009'da yüzde 4'ün üzerinde gerçekleşeceğini belirtirken, önümüzdeki dönemde fiyatlama davranışlarının kötüleşmesi halinde, para politikasının kademeli olarak daha sıkı bir duruş izleyebileceğinin sinyalini verdi. Bu açıklamaların ardından da gösterge tahvilin faizini 25 baz puan artırarak yüzde 19,15 seviyesine getirdi. Enflasyon açıklandıktan sonra da faizler yaklaşık 40 baz puan daha yükselerek yüzde 19,54 seviyelerinde işlem görmeye başladı. Enflasyon raporu ve son yapılan PPK toplantı tutanakları MB'nin kısa vadede politika faizlerinde artırıma gidebileceğini gösteriyor. Mayıs ayından itibaren üst üste üç ay boyunca 25 baz puan olmak üzere toplam 75 baz puanlık faiz artırımını öngörüyor ve şu anda yüzde 15,25 seviyesinde bulunan faizin 2008 yılı sonu itibarıyla yüzde 16 olmasını bekliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017