Yurtdışı etkisi artacak
UZMAN GÖRÜŞÜ / Serhan YENİGÜN - Finansinvest
Referandum ve uzun bayram tatilinin ardından haftaya hızlı bir başlangıç yapan piyasalarımız, devam eden süreçte de güçlü kalmayı sürdürdü. Türkiye ekonomisinin 2010 yılının ikinci çeyreğinde en iyimser beklentileri bile aşarak yeniden çift haneli büyüme kaydetmesi ve istihdamda toparlanmanın sürmesi de bu iyimserliği destekledi. Ancak, iç gündemin ve ajandanın piyasa etkisi kısa vadede dış gelişmelerin arka planında kalabilir. Yoğun bir yurtiçi gündem trafiğinin ardından, önümüzdeki günlerde ABD ve Avrupa odaklı gelişmelerin piyasalar üzerinde daha belirleyici olacağını düşünüyoruz. Özellikle haftaya gerçekleşecek FED toplantısı öncesinde alınabilecek yeni kararlara ilişkin beklenti ve spekülasyonlar piyasaların odak noktasında kalcaktır. FED'in düşük faiz politikasını sürdürmesi yönündeki beklentilere ek olarak yeni parasal gevşeme kararları açıklaması likiditenin süreceği algılarını destekleyerek riskli varlıklara olan yönelime ivme kazandırabilir. Ancak, yatırımcıların bu beklentiyi fiyatlarken dikkatli olması gerekiyor. Zira, geçtiğimiz günlerde gündeme gelen spekülasyonların ardından bu beklenti kısmen fiyatlarda ve FED'in beklentileri boş çıkarması halinde kar satışlrı görülebilir. Bunun dışında Avrupa'da da son günlerde borç ve bütçe sıkıntısı çeken ülkelere ilişkin haber akışının yeniden yoğunlaştığını görüyoruz. Tedirginlik düzeyi her ne kadar yaz başındaki kadar yüksek olmasa da, Avrupa ekonomisi ve sorunlu ülkelere ilişkin riskler hala varlığını koruyor. Yurtdışında, son dönemin dikkat çeken bir diğer gelişmesi ise Japonya'nın güçlü Yen ile mücadelesi. Henüz piyasalar üzerinde son derece sınırlı etkileri olan müdahalelerin artan bir boyutta devam etmesi, piyasalarda etki düzeyi giderek artan bir argüman haline gelebilir.
İMKB'nin ve altın ons fiyatlarının tarihi zirve değerlerinde olduğu, EUR/USD, USD/TL, petrol ve benzeri bazşka bazı ürünlerin ise son dönemin düşüklerinde ya da yükseklerinde seyrettiği bu dönemde, piyasaların sürpriz veri ve gelişmelere olan duyarlılıkları da yüksek seyrediyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, pozitif parametrelerin hala piyasaları desteklediği, ancak risklerin de göz ardı edilmediği bu dönemde yatırımcıların elde edilen kazanımlarını korumaları en uygun strateji olarak görülüyor. Bu nedenle, makro veri akışının ve dış ekonomi gelişmelerinin dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Temel algılamaların ne yönde ilerleyeceği, bu alanlardan gelecek sinyaller ile şekillenecektir.