Yurt dışı çıkış harcı Anayasa’ya aykırı bulunmamıştı
Mali İdare’nin hazırladığı vergi paketinde kamuoyunun gündemi teşkil eden sıcak başlıklardan biri yurt dışı çıkış harcının Anayasa’ya uygunluğu meselesi oldu.
Daha önce akademik çevrelerde yapılan tartışmalar bir anda sosyal medyanın gündemine yerleşti. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre yurt dışı çıkış harcının 3 bin TL olmasının önerildiği ancak bin veya bin 500 TL olması ve her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılması yönünde görüş birliği olduğu haberleri mevcut.
Yasalaştığı ilk günden beri tartışmalı
Daha önce de farklı adlarla alınan yurt dışına çıkış harcı, 4705 sayılı kanun ile ülke gündemine girdi. O tarihte, genel gerekçe “ekonomik program çerçevesinde ihtiyaç duyulan ek malî kaynağın oluşturulması ve yurt dışına çıkışlarda Toplu Konut Fonu kesintisi alınmasına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin, adı geçen Fonun kaldırılması sebebiyle uygulanabilirliği kalmadığından, Tasarı ile uygulamaya süreklilik kazandırılması” şeklindeydi. Tutar ise 50 ABD doları olarak belirlenmişti. Kanuna, “…Uygulamadaki sorunlar nedeniyle yürürlükten kaldırılmış olan haraç niteliğindeki bu ödeme çağdaş tüm vergi ilkelerine aykırıdır. Türk vatandaşlarının seyahat hürriyetlerini kısıtlıyor, vergi sistemi pratiği ve teorisi ile uyumlu değildir” şeklinde bir muhalefet şerhi yazılmıştı.
Vergide adalet ve genellik nedeniyle değişiklik
Yaklaşık beş yıl sonra yapılan değişiklik gerekçesinde, muafiyetler nedeniyle son 3 yıl verilerinin incelenmesi sonucunda, pasaport ile yurt dışına çıkış yapanlardan yaklaşık olarak 2003 yılında yüzde 15'inin, 2004 yılında yüzde 13'ünün ve 2005 yılında da yüzde 14’ünün harç ödediği tespit edilmiştir. Harç tutarının nispeten yüksek olarak belirlenmiş olması, yurt dışına çıkış harcı ödeme prosedüründe yaşanan sorunlar ile geniş muafiyet uygulamasının yarattığı bürokrasi dolayısıyla harç uygulamasının gözden geçirilerek sorunları giderici düzenleme ihtiyacı olduğunu belirtmiştir.
Yapılan düzenleme ile; yurt dışına çıkış yapacak kişiler açısından yakınmalara yol açan yurt dışı çıkış harcı ödeme prosedürünün basitleştirilmekte ve kişilere hiçbir ekstra yük yüklenmediği, muafiyetlerin daraltıldığı, harç tutarının makul bir seviyeye indirilmesi suretiyle vergide adalet ve genellik prensibine de uyum sağlandığı belirtilmiştir. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti pasaportu ile yurt dışına çıkış yapanlardan çıkış başına 15 YTL harç alınması kabul edilmiştir.
15 YTL harç konusunda Anayasa Mahkemesi yaklaşımı
Anayasa Mahkemesi, konuyu tartıştığı ilk kararında (E.2013/66, K.2014/19), harcın konulmuş olması bakımından AY, m.73’e gönderme yaparak oy çokluğu ile “…yurt dışına çıkışlarda belirtilen nitelikte bir yükümlülük getirilmesinde Anayasa’ya aykırılık bulunmamaktadır…” değerlendirmesini yapmış, oy çokluğu ile kuralın seyahat özgürlüğü ile ilgisi olmadığını belirtilmiştir. Bununla birlikte, yurt dışı çıkış harcından muaf kişileri belirleme konusunda oy birliği ile Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin, Anayasa’da belirtilen “aşağı ve yukarı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi”nin aşılarak ve hiçbir ölçüt öngörülmeksizin, söz konusu vatandaşları belirleme konusunda Bakanlar Kuruluna sınırsız bir yetki verdiğinden Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmiştir.
15 YTL’nin 50 TL olarak değiştirilmesi
5597 sayılı Kanun ile harç miktarı 50 YTL olarak belirlenmiş ve Cumhurbaşkanına miktarı üç katına kadar artırma yetkisi verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu kez, vatandaşların yurt dışına çıkabilmeleri için bu harcın ödenme zorunluluğunun bulunması nedeniyle kuralın seyahat özgürlüğüne sınırlama getirdiğini kabul etmiş ancak oy çokluğu ile hangi durumda, kimlerden ve ne miktarda yurt dışına çıkış harcının alınacağının açık ve net olarak düzenlendiği gözetildiğinde kuralda temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanması gerektiğine ilişkin anayasal ilkeye aykırı bir yönün bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.
Ayrıca önemli bir ölçüt ortaya koymuştur. Buna göre, “….50 TL olarak belirlenen yurt dışına çıkış harcının, ülke şartlarında makul ve kabul edilebilir bir miktar olmadığı söylenemez. Ayrıca 50 TL tutarındaki yurt dışına çıkış harcının vatandaşların yurt dışına çıkma özgürlüğünü önemli derecede kullanılamaz hâle getirmediği ortadadır. Bu itibarla, kuralla vatandaşlara katlanamayacakları bir ekonomik yükün getirilmediği ve yurt dışına çıkma özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olmadığı sonucuna ulaşılmıştır…”
150 TL’nin bin/bin 500/3 bin TL’ye yükseltilmesi
Anayasa Mahkemesi yaptığı değerlendirmede harcın yaklaşık 3.5 kat artırılmasının ölçüsüz olmadığı ve yurt dışına çıkma özgürlüğünü önemli derecede kullanılamaz hâle getirmediği tespitini yapmıştır. Buradan hareketle, yaklaşık 10 veya 20 katı artırımın anayasal ilkeler ve vergilendirme ilkeleri bakımından ölçüsüz bulunacağı tespitini yapmak mümkündür. Ayrıca artırma yetkisinin yeniden değerleme oranına bağlanması da verginin yasallığı ilkesi bakımından tartışma konusu olacaktır.