Yurt dışı çıkış harcı Anayasa’ya aykırı bulunmamıştı

Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ
Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ info@dunyaeko.com

Mali İdare’nin hazırladığı ver­gi paketinde kamuoyunun gündemi teşkil eden sıcak başlık­lardan biri yurt dışı çıkış harcının Anayasa’ya uygunluğu meselesi oldu.

Daha önce akademik çevre­lerde yapılan tartışmalar bir anda sosyal medyanın gündemine yer­leşti. Kamuoyuna yansıyan bilgi­lere göre yurt dışı çıkış harcının 3 bin TL olmasının önerildiği ancak bin veya bin 500 TL olması ve her yıl yeniden değerleme oranına gö­re artırılması yönünde görüş birli­ği olduğu haberleri mevcut.

Yasalaştığı ilk günden beri tartışmalı

Daha önce de farklı adlarla alı­nan yurt dışına çıkış harcı, 4705 sayılı kanun ile ülke gündemi­ne girdi. O tarihte, genel gerekçe “ekonomik program çerçevesin­de ihtiyaç duyulan ek malî kay­nağın oluşturulması ve yurt dı­şına çıkışlarda Toplu Konut Fo­nu kesintisi alınmasına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yet­kinin, adı geçen Fonun kaldırıl­ması sebebiyle uygulanabilirliği kalmadığından, Tasarı ile uygu­lamaya süreklilik kazandırılma­sı” şeklindeydi. Tutar ise 50 ABD doları olarak belirlenmişti. Ka­nuna, “…Uygulamadaki sorunlar nedeniyle yürürlükten kaldırıl­mış olan haraç niteliğindeki bu ödeme çağdaş tüm vergi ilkeleri­ne aykırıdır. Türk vatandaşları­nın seyahat hürriyetlerini kısıt­lıyor, vergi sistemi pratiği ve teo­risi ile uyumlu değildir” şeklinde bir muhalefet şerhi yazılmıştı.

Vergide adalet ve genellik nedeniyle değişiklik

Yaklaşık beş yıl sonra yapılan değişiklik gerekçesinde, mua­fiyetler nedeniyle son 3 yıl veri­lerinin incelenmesi sonucunda, pasaport ile yurt dışına çıkış ya­panlardan yaklaşık olarak 2003 yılında yüzde 15'inin, 2004 yılın­da yüzde 13'ünün ve 2005 yılın­da da yüzde 14’ünün harç ödediği tespit edilmiştir. Harç tutarının nispeten yüksek olarak belirlen­miş olması, yurt dışına çıkış har­cı ödeme prosedüründe yaşanan sorunlar ile geniş muafiyet uygu­lamasının yarattığı bürokrasi do­layısıyla harç uygulamasının göz­den geçirilerek sorunları giderici düzenleme ihtiyacı olduğunu be­lirtmiştir.

Yapılan düzenleme ile; yurt dışına çıkış yapacak kişiler açısından yakınmalara yol açan yurt dışı çıkış harcı ödeme pro­sedürünün basitleştirilmekte ve kişilere hiçbir ekstra yük yüklen­mediği, muafiyetlerin daraltıldı­ğı, harç tutarının makul bir sevi­yeye indirilmesi suretiyle vergi­de adalet ve genellik prensibine de uyum sağlandığı belirtilmiştir. Buna göre, Türkiye Cumhuriye­ti pasaportu ile yurt dışına çıkış yapanlardan çıkış başına 15 YTL harç alınması kabul edilmiştir.

15 YTL harç konusunda Anayasa Mahkemesi yaklaşımı

Anayasa Mahkemesi, ko­nuyu tartıştığı ilk kararında (E.2013/66, K.2014/19), harcın konulmuş olması bakımından AY, m.73’e gönderme yaparak oy çokluğu ile “…yurt dışına çıkışlar­da belirtilen nitelikte bir yüküm­lülük getirilmesinde Anayasa’ya aykırılık bulunmamaktadır…” de­ğerlendirmesini yapmış, oy çok­luğu ile kuralın seyahat özgürlüğü ile ilgisi olmadığını belirtilmiştir. Bununla birlikte, yurt dışı çıkış harcından muaf kişileri belirleme konusunda oy birliği ile Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin, Ana­yasa’da belirtilen “aşağı ve yukarı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi”nin aşılarak ve hiçbir öl­çüt öngörülmeksizin, söz konusu vatandaşları belirleme konusun­da Bakanlar Kuruluna sınırsız bir yetki verdiğinden Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olması ne­deniyle iptaline karar verilmiştir.

15 YTL’nin 50 TL olarak değiştirilmesi

5597 sayılı Kanun ile harç mik­tarı 50 YTL olarak belirlenmiş ve Cumhurbaşkanına miktarı üç ka­tına kadar artırma yetkisi veril­miştir. Anayasa Mahkemesi, bu kez, vatandaşların yurt dışına çı­kabilmeleri için bu harcın öden­me zorunluluğunun bulunma­sı nedeniyle kuralın seyahat öz­gürlüğüne sınırlama getirdiğini kabul etmiş ancak oy çokluğu ile hangi durumda, kimlerden ve ne miktarda yurt dışına çıkış harcı­nın alınacağının açık ve net ola­rak düzenlendiği gözetildiğinde kuralda temel hak ve özgürlükle­rin kanunla sınırlanması gerekti­ğine ilişkin anayasal ilkeye aykırı bir yönün bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Ayrıca önemli bir öl­çüt ortaya koymuştur. Buna göre, “….50 TL olarak belirlenen yurt dışına çıkış harcının, ülke şart­larında makul ve kabul edilebilir bir miktar olmadığı söylenemez. Ayrıca 50 TL tutarındaki yurt dı­şına çıkış harcının vatandaşla­rın yurt dışına çıkma özgürlüğü­nü önemli derecede kullanılamaz hâle getirmediği ortadadır. Bu iti­barla, kuralla vatandaşlara kat­lanamayacakları bir ekonomik yükün getirilmediği ve yurt dışı­na çıkma özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olmadığı sonucuna ulaşılmıştır…”

150 TL’nin bin/bin 500/3 bin TL’ye yükseltilmesi

Anayasa Mahkemesi yaptı­ğı değerlendirmede harcın yak­laşık 3.5 kat artırılmasının ölçü­süz olmadığı ve yurt dışına çık­ma özgürlüğünü önemli derecede kullanılamaz hâle getirmediği tespitini yapmıştır. Buradan ha­reketle, yaklaşık 10 veya 20 katı artırımın anayasal ilkeler ve ver­gilendirme ilkeleri bakımından ölçüsüz bulunacağı tespitini yap­mak mümkündür. Ayrıca artır­ma yetkisinin yeniden değerleme oranına bağlanması da verginin yasallığı ilkesi bakımından tar­tışma konusu olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar