Yunanistan’ın ‘hayır’ından çıkacak iki hayır?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Birkaç yıl öncesinde dünyada “Wall Street’i işgal et” hareketleri, bizde Gezi olayları ile sokakta bir değişime tanıklık etmiştik. Servet dağılımı ve karar verme süreçlerinde yaşanan temerküze karşı sokaktan “hayır” sesleri yükselmişti. 2015 ise önlenemez, değiştirilemez olduğu zannedilen egemenlere sandıktan “hayır” sesinin çıktığı bir yıl oluyor, bizde ve dünyada... 

Bunun en güçlü örneği Yunanistan, pazar günü etkili bir “hayır” sesi daha çıkardı. Yunanistan 2015’e girerken Syriza ittifakını iktidar yapmış ve Troika’nın dayattığı öldürücü kemer sıkma programına “artık yeter” demişti. Yunan halkı son referandumla IMF, Avrupa Merkez Bankası, AB ve Birliğin patronu Merkel’in şantajlarına karşı da “hayır” deme cesaretini gösterdi. Kendi finans devlerinin çıkarlarını toplumsal trajedilerin önüne koyan AB egemenleri ve burnundan kıl aldırmayan kibirli ve nobran AB bürokrasisi ciddi bir meydan okuma ile karşılaştı. Bugüne kadar tehdit ve şantajlarla değişik ülkelerin karar alma süreçlerini istedikleri gibi yönlendiren bu egemenler, bu kez başarısız oldular. 

Referandumdan çıkan güçlü “hayır” sonucu, kuşkusuz Yunan halkının önüne kısa vadede çok sancılı bir süreç koyuyor. Ancak 5 yıldır Yunan halkı zaten başarısız olacağı başından belli kemer sıkma programlarıyla yaşayacağı kadar acıyı gördü. Şimdi Yunanistan yine acılı bir süreç yaşayacak ama kaderini de kendi ellerine almış olacak. Euro’dan çıkılsa bile (ki bu aslında Yunanistan için daha yararlı bir seçenek) ilk başta büyük sıkıntılar yaşansa da daha sonra toparlanma şansı var. 

Oysa Troika’nın şimdi yeni delikler açılmasını istediği kemer sıkma programından beklenen rahatlama bir türlü gelmedi. Sözde kemer sıkma programı uygulanınca kısa süre sonra ekonomi V şeklinde bir çıkışa yapacaktı. Yunanistan 5 yılda faiz dışı bütçe dengesinde Troika planının öngördüğünden daha başarılı olmasına rağmen, vaat ettiği ekonomik büyüme bir türlü gelmedi. Tersine ekonomi yüzde 25 küçüldü, işsizlik dev boyutlara ulaştı. 

Şimdi IMF ve AB teknokratları küçülen ekonomi karşısında yükselen borç oranlarına bakarak, kemerlerin daha da sıkılmasını istiyorlar. 5 yıllık başarısızlıklarını kabul edip yaklaşımlarını değiştirmek yerine, aynı hükümran kibirli tavırla Yunanistan’ı kemerini biraz daha sıkmaya şantajlarla zorluyorlar. 

IMF ve AB egemenlerinin dayattığı sözde “kurtarma planları”, AB devlerinin bankalarını kurtarmaktan başka bir işe yaramadı. Yunanistan krizinin yaratılmasının başlıca suç ortakları olan bu bankaların zarar görme ihtimali, “Yunanistan’ı kurtarıyoruz” adı altında verilen paralarla ortadan kaldırıldı. Yunanistan’a verildiği söylenen paraların yüzde 90’ı bu bankalara aktı ve bu arada Yunanistan’ın borçları katlanarak arttı. Tek değişiklik Yunanistan’ın bankalara olan borçlarının Avrupa Merkez Bankası ve istikrar fonu ile IMF’ye aktarılması oldu. 

5 yıl önce Yunanistan’ın borçlarını ödeyemez hale gelmesinin ucu Alman ve Fransız bankalarına dokunuyordu, şimdi artık bu ihtimal Troika’nın ortak operasyonu ile bertaraf edilmiş durumda. 5 yıl önce Yunanistan’ın ifl asından çok korkan Troika’nın şimdi o kadar korkmamasının nedeni bu. Yunanistan referandumu bu hesapların karşısına halkın gerçeğini ve sesini koydu. Referandumdan çıkan sonuç her durumda Yunan ekonomisi ve halkı için Troika’nın dayattığı planlardan daha iyi sonuçlar getirecek. Ama Yunanistan’ın AB egemenlerine ve bürokrasisine verdiği bu demokrasi dersi, AB’deki yönetim biçimi ve alışkanlıklarının değiştirilmesinin da yolunu açacak. Yunan halkının ‘hayır’ından çıkacak ikinci önemli hayır da bu olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar