Yunanistan krizinden alınacak dersler
Yunanistan ekonomisini bugünkü çöküntüye sürükleyen ekonomik ve politik nedenler, Türkiye açısından da önemli dersler içeriyor. Yunanistan’ı çöküşe götüren yolda yaşanan tecrübeleri gözden geçirdiğimizde bize oldukça tanıdık gelen hikayeleri görüyoruz. Bu durum Yunanistan derslerinin önemini daha da artırıyor.
Yunanistan ekonomisini batağa sürükleyen başlıca nedenler politikacı- işadamı ortaklığında dönen yolsuzluk çarkı, adaletsiz işleyen vergi sistemi, borçla büyüme, verimsizlik ve kuralsızlık.
Yolsuzluk çarkı: Yunanistan’ı bugünkü çöküşe sürükleyen birinci neden iktidarı elinde tutan politikacılar ile ekonomiye hakim elit ailelerin yolsuzlukları. Kriz patladıktan sonra rüşvetten yargılanan eski Savunma Bakanı ve bir bankacının yargılaması sırasında belgelerle de açığa çıktı ki iktidarı elinde tutan politik liderler, kendi çevrelerinde büyük bir rüşvet çarkı oluşturmuşlar. Bu çark politikacıların ailelerini, çocuklarını, akrabalarını hızla zenginleştirmiş. Rüşvetçi bakanların çocukları, uluslararası emlak operasyonları ile rüşvet paralarını aklamışlar. Rüşvet çarkıyla büyük kamu ihaleleri, denetleme yolları da kapatılarak, yandaş işadamlarına avantajlı şekilde verilmiş. Bu işlere kredi vererek ortak olan Avrupa bankaları ile mal satan Avrupa firmaları da sistemden nemalanmışlar. Politikacılarla içli-dışlı olan ve birçok sektöre hakim durumda olan aileler bankacılık sistemine de hakim oldukları için sistem daha rahat yürümüş. Bu ailelerin aynı zamanda medyayı da ellerinde tutması, işlerini iyice rahatlatmış.
Adaletsiz vergi sistemi: Yunanistan’da hakim olan vergi sistemi de yolsuzluk çarkının adeta bir devamı şeklinde. Zenginler elitine bir dizi vergi muafiyeti tanınıyor. Bunun yanı sıra vergi kaçağı ve kayıtdışılık hakim durumda. Vergi düzeni ve çıkartılan yasaların yanı sıra devletin tepesinden bürokrasinin alt kademelerine uzanan yaygın rüşvet çarkı da kayıtdışı ve vergi kaçağı sistemini besliyor. Zenginler elitine bu kadar vergi muafiyeti ve vergi kaçırma imkanı tanınınca, diğer alanlardaki vergiler adaletsiz bir şekilde artırılmış. Bu da yetmediği için bütçe açığı alıp başını gitmiş. Hükümetler son çareyi, kalem oyunları ile Avrupa Birliği’ne bütçe açığını olduğundan düşük gösterme sahtekarlığına başvurmuşlar.
Borçla büyüme: Artan bütçe açıkları kamunun daha fazla borçlanmasına yol açarken Euro’ya geçiş de ailelerin borçlanma eğilimini körüklemiş. Euro’nun Drahmi’nin yerini almasıyla Yunanlılar, eskisine göre çok güçlü ve istikrarlı bir paraya sahip oldular. Bu sayede daha fazla harcama yapmaya başladılar. Örneğin eskiden hiç yurtdışına çıkmayan veya çok az çıkabilen insanlar, yılda birkaç kez yurtdışına seyahat eder olmuş. Ayrıca Avrupa bankalarının da devreye girmesiyle faizlerin hemen hemen Almanya düzeyine kadar düşmesi de borçları hem şirketler, hem kamu, hem de aileler düzeyinde artırmış. Borçlanmaya dayalı hormonlu büyüme, tıpkı bizdeki gibi cari açıkta ve dış borçta patlamaya yol açmış.
Kuralsızlık: Cari açıktaki artışı telafi edecek ilaç olan doğrudan yatırımlar ise kural hakimiyetinin olmaması yüzünden yeterince gelmemiş. Tepeden aşağı işleyen rüşvet ve yolsuzluk çarkı, oligarklar ile politikacıların rekabete kapalı özel düzeni, kayırmacılık, şeff afl ıktan uzak ihaleler yüzünden doğrudan yatırımlar ülkenin ekonomik potansiyelinin ifade ettiği düzeyde gelmemiş. Doğrudan yatırımların yetersizliği, ekonomide sıcak para ve dış borçların ağırlığını iyice artırmış.
Verimsizlik: Krizi Yunan halkının tembelliğine bağlayan tezler yanlış. Yunanistan, kişi başına yıllık çalışma süresi OECD içinde en yüksek ülkelerden birisi. Halk tembel değil ama ekonomi verimsiz. Bu verimsizliği de politikacıların kurduğu sistem besliyor. Ekonominin verimsiz olması cari açığı ve borçları artıran bir rol oynuyor.