Yunanistan , euro ve medya
Biz bu Avrupa ve Yunanistan meselelerinden başımızı alamayacağız galiba. Ben ki geçen Aralık ayı itibariyle Avrupa Birliği sorunu bitmiştir dedim, halt etmişim. Hoş, benim kastettiğim anlamda henüz olan biten yeni bir şey yok. Kabaca Avrupa hala sorun bitmiştir dediğim noktada duruyor. Gelin görün ki o günden bu yana neredeyse her hafta bir Avrupa ya da Yunanistan yazısı yazar oldum. Aslında aynı noktanın etrafında dolaşıp duruyoruz ama her an yeni bir heyecan çıkıyor ortaya.
Bu sıralardaki yeni heyecan Yunanistan'ın Euro'yu terk edeceği haberi. Dikkatli okuyucu bu meselenin en az bir senedir etrafta dolaştığını, başka heyecan unsuru kalmayınca ısıtılıp tekrar sofraya konduğunu hatırlar. Aynı okuyucu bu günlerde bu tür haberlerin sıklığının arttığın da dikkat etmiştir diye düşünüyorum. Gerçekten de bu sıralarda da bir kez daha ısıtılıp, sofraya konuyor bu haber.
Bu yorum Yunan-Euro flörtüne ilişkin haberlerin artık eskidiği ve etkisini yitirdiği şeklinde algılanabilir. Bu algı yaşanan gerçeklik karşısında hafif kalır. Zira bu defa durum eskilerden farklı gibi görünüyor. Yunanistan'ın Euro alanından çıkacağı haberi bu kez çerez olmaktan çıktı, masaya adeta ana yemek gibi geldi. Daha öncekilerden farklı olarak bu defa haberin bir ağırlığı ve inandırıcılığı olduğu gözleniyor. Daha ortada fol yok yumurta yokken Yunanistan'dan Euro kaçışının başlaması bu defaki Euro-Yunan kopuşuna ilişkin haberlerin cidi bir bir inandırıcılık boyutu taşıdığını gösteriyor.
Bu defa medyanın da Yunanistan'ın Euro'dan kopacağı haberlerini daha ciddiye aldığı ve bu tür haberlere daha fazla yer verdiği görülüyor. Geçerken gözüme çarpan Bloomberg kaynaklı bir haber bu yönde bilgi veriyor. Küresel kimlikli 100 tane haber organında mayıs 2011 ile mayıs 2012 arasında yer almış bu konuya ilişkin haberlerin sayısı verilmiş. Dönemin başlangıcında günde 40 civarında olan Yunanistan-Euro konulu haber sayısı ağustos 2011 de neredeyse sıfıra inmiş, şubat 2012 den bu yana ise hızla yükselerek mayıs 2012 de günde 140 haber civarına çıkmış.
Bu değerlendirmeden üç şey öğreniyoruz. Yunanistan'ın Euro alanından çıkacağına ilişkin haberler en az bir yıllık bir geçmişe sahip. Bu bir. Bu konudaki haberler hep aynı yoğunlukta değil, medyanın ilgisine göre haber sayısı bazen azalıyor bazen artıyor. Bu iki. Bir dönem iyice azalmış olan günlük haber sayısı bu sıralarda tavan yapmış durumda. Bu da üç.
Kısacası, Yunanistan'ın Euro'dan çıkacağı konusu medyanın çikleti haline gelmiş gibi görünüyor. Dahası, medya ilgisi görece daha yoğun ve israrlı hale geldikçe Euro alanında ve giderek Avrupa Birliğinde Yunanistan kaynaklı sert bir kriz yaşanacağı beklentisi de ağırlık kazanıyor, yerleşik hale geliyor. Kendi adıma, bu sıralardaki medya tavrının aktörlerin zihinsel haritasına bir Yunan krizi motifini yerleştirdiğini düşünüyorum.
* * *
İşin bu boyutunun çok önemli olduğu kanısındayım. Bu biraz da bizim finansal krizler bağlamında öngördüğümüz bir duruma benzer bir sürece işaret ediyor diye düşünüyorum. Sözkonusu duruma "kendisini yaratan krizler" (self fulfilling crises) diyoruz. Beklentilerin gerçeklikten (mesela temel dengelerden) kopuk şekilde biçimlendirilmesi ve aktörlerin buna göre pozisyon almaları sonucunda, ortada ciddi bir neden yokken, ekonominin krize sürüklenmesini anlatıyor bu deyim.
Bu sıralarda medyada sayısı ve yoğunluğu fazlasıyla artmış olan bu Yunanistan-Euro haberleri hiç kuşkusuz beklentileri de, tabii kriz yönünde, yeniden biçimlendiriliyor. Aktörler Avrupa'nın adım adım ağır bir krize yaklaştığı düşüncesine daha sıcak hale geliyorler. Aldıkları pozisyonları değiştirip, yani pozisyonlara geçiyorlar. Sonuçta mevcut koşullardan çok bu yeni pozisyonların Avrupa'yı krize götüreceğini düşünüyorum.
Olur mu böyle şey demeyin. Dikkatli bakın olduğunu göreceksiniz. Son günlerde, haberlerin yoğunlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan fon kaçışı dinamiği bunun kanıtı. Yunanistan'ın Euro'dan çıkacacağına, kendi ulusal parasına döneceğine inandırılan aktörler ellerindeki Euroları Yunan bankalarından çekip, dışarı kaçırmaya başladılar. Adeta bankaları boşaltıyorlar. Hiç başka bir gelişme olmasa dahi, değişen beklentilerin sürüklediği bu gelişme önce Yunanistan'da ardından da tüm Avrupa Birliğinde dört dörtlük bir banka krizi yaratmaya aday. Birliğin mevcut koşulları böyle bir krizi taşıyacak güçte değil. Ama bu gidişle süreç kendisini besleyecek ve sonu total çözülmeyle biten bir Avrupa krizi yaşayacağız gibi görünüyor.