Yumuşak güç
‘Yumuşak Güç’ tabiri, dış politikada çok önemli bir konuma sahip. Yumuşak güç, ülkelerin ekonomik, siyasi sosyal, kültürel olarak diplomaside el güçlendirme sanatıdır. Türkiye son yıllarda savunma ve otomotiv sektöründe attığı adımlarla hem ekonomik hem stratejik hem de siyasi olarak güç kazanıyor.
90’larda tekstil nasıl Avrupa pazarında Türkiye’yi etkin yaptıysa şu anda da savunma sanayi henüz başlarında da olsa ümit vadediyor. Ancak pandemi döneminde önemini fazlasıyla gözler önüne seren bir alan var ki en az savunma sanayii kadar kritik ve stratejik öneme sahip: İlaç sanayii…
Dışa bağımlılık büyük risk…
Pandemi döneminde de aşikar olduğu üzere ilaçta dışa bağımlılık büyük risk. En az savunma sanayii gibi bu alanda da dünyanın büyük devletleri hegemonya kurmuş durumda, oysa ki biz de kendi ölçeğimizde hiç de fena değiliz. Türkiye’de birbirinden kıymetli ilaç firmaları var hem de Türk girişimi, Türk yatırımı, Türk ihracatı. Stratejimiz, güvenliğimiz, bağımsızlığımız, diplomasimiz ve geleceğimiz için büyük rol oynayan kritik öneme sahip bu firmaları canı gönülden tebrik etmek lazım.
Bu firmalardan biri de 1954 yılından beri Türk ilaç sanayine hizmet veren Hasan Ulusoy Bey’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu 70 senelik çınar Nobel İlaç. Türkiye, Kazakistan, Özbekistan olmak üzere 3 büyük Ar-Ge merkezi var. Sadece iç piyasaya değil dış piyasaya da büyük ihracat yaparak memlekete önemli ölçüde ekonomik katkı sağlıyor.
Yurt içinde ve yurt dışında binlerce çalışanıyla hem ülkeye istihdam sağlıyor hem de yurt dışında önemli etkiye sahip bir unsur halinde. Bu değerli firmalarımız Türk dış politikası için büyük önem arz ediyor. Dile kolay Nobel, 50’ye yakın ülkeye ihracat yapıyor. Bu ne demek? Sadece döviz girdisi değil, birçok ülkede stratejik ürün olan ilaç Türkiye’den gidiyor.
Türkiye’nin yumuşak güç etkisini artırıyor. Elini güçlendiriyor. Şunu unutmayalım ki ülkemizin ihracatı, kilogram başı 1,5 dolar iken bu rakam ilaçta 30 dolar civarında. Diğer bir deyişle ilaç çok stratejik bir ürün. Hele ki üretimi bizim ellerimizdeyse bir o kadar daha kıymeti artıyor. Nobel gibi firmalara çok ihtiyacımız var. Sadece ilaç konusunda değil birçok alanda.
En az savunma kadar stratejik
Türkiye’nin bölgesel güç olduğu bir coğrafyada sadece savunma alanında güçlenmek yetmez. İlaç konusu da en az onun kadar değerli ve stratejik, bir o kadar da elzem. Pandemi sürecinde gördük ve yaşadık. Türkiye’de bu konuda altyapısı olan cevval, dünyaya açılmış çok değerli firmalarımız var. Ancak ilaç sanayi sadece yerli ihtiyacı karşılayan bir sektör olarak görülmenin ötesinde bir stratejik güç unsuru olarak değerlendirilip daha da desteklenerek önü açılmak zorunda. Bu, ülkenin geleceği için elzem bir alan.
Nükleer silah sahibi olmaktan daha mühim
Yumuşak güç sahibi olmak, artık nükleer silah sahibi olmaktan daha mühim. Bu güç sadece tek taraflı ekonomik zenginlikler ile olmuyor. Farklı sektörlerin desteklenmesi, teşvik edilmesi ve ülkenin stratejik bir politikası haline getirilmesi şart. İlaç sektörü de kanımca bu kritik sektörler içinde en başa yazılabilir. Nobel gibi dev firmalarımızın sayısının artması, ihracatlarının katlarca artması Ar-Ge faaliyetlerinin daha da genişlemesi, sadece bu firmalara değil ülkeye ve istikbaline büyük katkı sağlayacaktır.