Yumuşak güç stratejileri ve lobicilik
Atilla AKBAŞ - Capt.& Shipbroker Deniz-Liman-Petrol/Lojistik Yönetim Uzmanı
Lobilerin dünya üzerindeki etkin yaptırım güçlerinin hepimiz farkındayız. Ama buna rağmen ülke olarak hala bu konuda oldukça eksiğiz.
Türkiye’nin kendisini uluslararası arenada kalıcı bir şekilde ifade edebilmesi için; lobi çalışmalarının profesyonel bir plan dahilinde, sadece bu işe yoğunlaşmış üstün nitelikli, dış siyasetten haberdar, araştırmacı, genç bir beyin takımına ihtiyacı var. Bir an evvel bu olgunun farkındalığına varılarak yeterli bütçeler oluşturulmalı ve ilgili çalışmalar başlatılmalıdır. Hatta bu konuda bakanlık bile kurulabilir.
"Lobicilik Bakanlığı" elinizin kuvvetlenmesi adına bu gereklidir.
Yeni, sistemli çalışma prensibi artık burayı işaret ediyor. Aksi takdirde ağzımızla kuş tutsak kendimizi ifade etme ve kabul ettirme yöntemlerimiz sekteye uğrayacaktır.
Bu konuda dünyada Amerika Birleşik Devletleri açık ara önde. Her şey üzerine mutlaka bir çalışma grupları var. Bizde ise bazı şeyler yeni yeni anlam kazanmaya başladı. En basitinden Türkiye’nin Amerikan Kongresi’nde çalışan kaç temsilcisi var. Bilgi sahibi miyiz?
Oysa bazıları Amerika’yı çoktan içten fethetti bile. Ermeniler bu ülkede nasıl bir çalışmanın içinde mesela? 18 yaşını doldurmuş gençlerini Amerika’daki iş yerlerine stajyer olarak göndermekle başlıyor süreç. Üstelik bu durum son 50 yıldan beri tekrarlanıyor. Bugün hatırı sayılır bir gücü avuçlarına almış durumdalar. Amerika’daki bu faaliyetlerin iç yüzünü anlayabilmek için önce Lobiciliğin gereklerini anlamamız gerek.
Üniversitelerimizde bu konu neden ders olarak işlenmiyor. Önemi ve gereğinin üzerine düşülmüyor. Atlanılmaması gereken bu konuda gençlerimizi mutlaka hazırlamalıyız.
Ülkeye yaşatılan 15 Temmuz darbe girişiminin öncüsü olan FETÖ 30 yıldır Amerika’da lobi faaliyetlerini planlı bir şekilde uyguluyor. Bu yüzden de iadesi gerçekleşmiyor. %100 haklı olduğumuz davada ABD bize inanmıyor. Binlerce dosya gönderildi ama ikna edici olamadık.
Neden peki?
Çünkü onlarda oluşan kanaati kıramadık.
Lobiciliğe yabancıyız. Gereğini yerine getiremiyoruz da ondan.
FETÖ’nün Washington’da lobicilik faaliyetlerine ayda 1 milyon dolar harcama yapmasına Amerikan Hükümeti bile şaşırmış durumda.
Lobicilik nedir biliyor musunuz?
Nüfuz satın alma sanatıdır. Türkiye lobi faaliyetleri için ortalama 2 milyon dolar harcıyor. Yeterli bir rakam değil elbette. Suudi Arabistan’ın bu konuda yaptığı harcama ise, 30 milyon dolar civarında idi yanılmıyorsam.
Bu rakamlar belli kronolojilerle ödenen, süreklilik arz eden rakamlar.
Katar; Suudi Arabistan’a karşı faaliyetlerini hızlandırdı ve bu faaliyetleri düzenlemesi yoluna koyması için Trump’ın eski danışmanıyla anlaştı. Her türlü faaliyet en güçlü olanın yenidünyanın etrafında dönüyor dikkat ederseniz. Amerika’da; güçlü bir şekilde dik durabilmemiz için Washington’ da ki ‘’Düşünce Kurumları’’ ile sürekli iş birliği içinde olmalıyız. Bu şart.
Türkiye’ye karşı çalışma yapanları engellemek için; ABD sistemi içinde kanuni girişimde bulanacak, bir kurumu da içinde barındırmalı bu oluşum. Devamlı tazminat davaları açılarak karşı taraf rahatsız edilmeli. Hükümet bu konuda yek ses olmalı. Herkes kendi düşüncesini söylemekten men edilmeli.
Hepsinden önemlisi bu kurum özellikle dışarıya karşı ketum olmalı. Bu bakanlığın bütün faaliyetleri gizlilik içermeli. Sistem disiplin içinde yürümeli.
Yapılacak şeyler o kadar fazla ki; yazdıkça, düşündükçe zihnim dağılıyor.
Misal; Amerika’da 500 bin Türk var. Bunların ne kadarı ABD vatandaşı biliyor muyuz?
Tam listenin elimizde olmadığından eminim.
ABD Kongresi’nde Türkiye aleyhine bir yasa tasarısı gündeme gelse; bizi savunacak yeterli Amerikalı Türk milletvekiline sahip miyiz?
Bu milletvekillerinin sayısının artması kaliteli bir lobicilik ile olur.
Azerbaycan bile bu konuda bizden daha fazla yol almış bir ülkedir. Düşünün bakış açısını ve hassasiyeti.
Artık devir başka bir devir, düzen başka bir düzen yeryüzünde.
Düşünce kuruluşları ile münasebetlere özen gösterilmelidir. Dünyanın global bir ülkesi olmak istiyorsak ‘’Lobiciliği Devlet Politikası’’ haline getirmeliyiz. Ancak bu şekilde gelişmiş ülkeler statüsüne ulaşabilir, haklarımızı layıkıyla savunabiliriz.
Bakın; ülkemizde dev projeleri teker teker hayata geçiriyoruz. Bu yatırımlar için milyarlarca dolar harcanıyor. Vatan kazanıyor ama dışarıda da yeteri kadar yankı uyandırması lazım.
Başarılarımızı lobicilik ile katlayarak taçlandırmak, bu çağa yakışan en akilane davranışımız olacaktır.
Yenidünya düzeni bu şekilde işliyor. Ayak uyduramayan geri kalır.