Yumurtaların hepsini Rusya’nın sepetine koyma

Özcan KADIOĞLU
Özcan KADIOĞLU RAKAMLARIN DİLİ [email protected]

Rusya’nın Suriye sınırında savaş uçağını düşürmemizle gün yüzüne çıkan gerilim uzun süre gündemimizde kalacağa benziyor. 

Rusya’nın gündeme aldığı yaptırımlar başlangıçta ekonomik alanda gözükse de bunun derin siyasi sonuçları olacağını düşünüyorum. Rusya’nın Suriye’deki terör örgütlerini vuruyorum diyerek orada bulunan Türkmenleri vurduğu gerçeğini herkes biliyordu. Aslında gerilimin başlangıcı, Kırım’ın işgali, Ermenistan’a verdiği desteği, Kıbrıs sorununda Rumlar tarafında göstermiş olduğu destek ve burada aklanan kara para trafiği herkes tarafından biliniyordu.

Son 12 yılı incelediğimizde Rusya lehine gelişen ekonomik ilişkiler söz konusu oldu. Dönüp baktığımızda ithalat kalemleri içinde, araba yakıtlarının %25'ini, doğal gazın %56.7'sini (27 milyar metre küp), buğdayın %62'sini, demir ve çeliğin %15.3'ünü, alüminyumun %32'sini Rusya’dan ithal etmekteyiz. Bu bilgilere göre ithalat yaptığımız ülkeler içinde birinci sırada yer almaktadır.

2014 yılında yapmış olduğumuz mal ihracatının, motorlu taşıtlar ve parçalarının %3.5'ini, makine ve parçaları ihracatının %4.3'ünü, elektrikli ev aletlerinin %3.4'ünü, meyve ve kabuklu gıdalar ihracatının %13.7'sini, sebze ve bahçe bitkilerinin %18.6'sını oluşturmaktadır.

Doğalgaz haricinde diğer ürünlerin tamamını komşularımızdan veya dünya piyasasından satın alma imkânımız bulunmaktadır. Doğalgaz bağımlığımızın bu kadar yüksek miktarda olması bizim açımızdan çok ciddi bir stratejik önem arz etmektedir. İlerde oluşabilecek bir sorunda aynı sıkıntıyı İran'da da yaşayabiliriz. Çünkü ithal ettiğimiz doğalgazın %18.8'ini İran’dan ithal etmekteyiz. Tüketilen doğalgazın %75.5'inin iki ülkeye bağlı olması ve boru hattıyla %85.22'sinin taşınması çok ciddi problemler ortaya çıkarabilir.

Doğalgazın kullanım alanlarına bakıldığında, dönüşüm ve çevre sektörünün (Isı ve elektrik santralleri) yüzde 48, sanayi sektörünün yüzde 25, hizmet sektörünün yüzde 6, ulaşım sektörünün yüzde 0,18, enerji sektörünün yüzde 0.75 ve diğer sektörlerin (konut, tarım, hayvancılık) yüzde 19 paya sahip olduğu görülüyor. Avrupa’da en fazla doğalgaz kullanan 15 ülke içinde 2000-2014 yılları tüketime baktığımızda İspanya’da %56.Polonya’da %47, Türkiye’de ise %234'lük bir artış söz konusu olurken diğer Avrupa ülkelerinde tamamında düşme söz konusu olmuştur.

Depolama kapasitesi olarak baktığımızda yıllık tüketim miktarına göre, Çek Cumhuriyeti'nde %48, Fransa ve Hollanda’da %36, Almanya'da %31, Türkiye’de ise %5.4 olarak son derece düşüktür.

Rusya toplam doğalgaz ihracatının %13'ünü Türkiye’ye yapmaktadır. 2003-2014 yılları arasında Rusya’dan Türkiye’ye yapılan ithalat 242 milyar dolar, bunun 170.8 milyar dolarlık kısmı petrol ve gaz ithalatı olup toplam enerji ithalatının %38 ine karşılık gelmektedir. Rusya'nın yapmış olduğu petrol ve gaz ihracatının %5.8'idir. 

2003-2014 yıllarında Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracat 53,5 milyar dolar, Türkiye ihracatı içindeki payı %4'tür.
Rus ekonomisi ihracatının temel kalemlerini oluşturan petrol ve doğalgaz fiyatlarının 2014 yılından beri yaşadığı hızlı düşüşle, petrol fiyatları 2014 yılının Temmuz ayında 115 dolarken, ocak ayında 45 dolara kadar düştü ve son bir yıldır da bu civarlarda seyrediyor. Doğalgaz fiyatları ise 2014 yılından beri yaklaşık yüzde 53 oranında bir düşüş sergiledi.

Sonuç olarak değerlendirdiğimizde her iki ülkenin’de karşılıklı birbiri ile sıkı ticari ilişkileri bulunmaktadır. Bu siyasi çekişme sonucu iki ülkede zarar görecek olup, kısa vadede kaybedecek ülke ile uzun vadede kaybedecek ülke olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.

TOBB Başkanı sayın Rifat Hisarcıklıoğlu'nun Rusya'da faaliyet yürüten iş adamları için Rusya kriz masası kurmasının doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar