Yumağın Ucu Nerede ?
UZMAN GÖRÜŞÜ / Şant Manukyan
Son zamanlarda çeşitli nedenler öne sürülerek piyasalarda yaşanan volatilite açıklanmaya çalışılıyor. Bilgisayar sistemleri, Yunanistan, çevre felaketleri, panikle oluşan talepler ve benzeri açıklamalar günlük bazda yeterli olsa da gerçek neden global ekonominin halen sağlıklı bir büyümeye girememiş olması.
Dikkat ederseniz bir gün 9% düşen ertesi gün 7% yükselen piyasalar genelde kriz zamanlarında görünür. Veya 5 ay önce dünyanın yeni rezerv para birimi olarak lanse edilen para birimi 5 ayda 18% değer yitiriyorsa bunun ekonomik toparlanma kaynaklı olmadığı aşikar. Fiyat tahminlerini yazının sonuna bırakarak piyasalarda en fazla konuşulan konuların birbiri ile nasıl etkileşim içinde olduğuna bakalım. Çin sene başında bir büyüme hedefi açıklayan ve mantıklı olsun olmasın bunu mutlaka gerçekleştiren bir ülke. Daha önce ne pahasına olursa olsun ihracatla büyümeye çalışan Çin şimdi de inşaat ve alt yapı harcamakları ile büyüyor. Ancak büyümenin 75% gibi büyük bir kısmı sonsuza kadar bu strateji ile sağlanamaz. Oluşan balon hızlı veya yavaş bir şekilde söndüğünde emtia fiyatları ve bu ülkeye satış yapan şirketler negatif etkilenecek. Öte yandan Çin'in en büyük ticari ortağı ABD değil Euro bölgesi ve Euro'nun seyri Çin'in ihracatını vurabilecek bir gelişme. Bir yandan en büyük ticari ortağınızın parası değer yitirirken diğer yandan dünyanın en etkili devleti paranızı revalue etmenizi istiyor. Zor bir durum. Euro ortaya çıktığı ilk günden beri sağlıklı temeller üzerine oturmamıştı. Ancak test edilmesi için asimetrik bir şok gerekiyordu ve geçen yıl bu şokun geldiğini gördük. Euro'nun bu krizden çıkmasının tek yolu İspanya, Yunanistan , Portekiz vb ülkelerde işgüçü maliyetlerinin çok sert bir şekilde düşmesi ve Almanya'nın daha iç tüketimi kuvvetlendirmesi. Aksi durumda alınan önlemler hiçbir işe yaramayacaktır. Dahası açılan paketlerin vergi gelirleri ile finanse edilemeyeceği ortada. Bölge büyümüyor hatta küçülüyor. Bu durumda ya özel sektörün tasarruf etmesi veya yabancı kaynak bulunması gerekiyor. Veya para basılacak. Zor bir secim. Euro satın alma paritesine göre 1.15 civarında dengeye gelecek. Ancak kurlar her yöne aşırı hareket edebilir. Euro'nun zayıf seyri ABD'nin uluslararası dev şirketlerinin de karlarını düşürecek. ABD ise nispeten hızlı toparlanıyor görüntüsünde. Ancak bu toparlanma nerede ise 1.5 yıldır süren sıfır faiz ve trilyonlarca dolarlık paketlerin sonucu.
Ve geldiğimiz noktada kapasite kullanım oranı halen önceki resesyonların diplerinde, reel gelir büyümüyor , tüketici güveni çok düşük ve işsizlikte toparlanma tamamen kamu kaynaklı. ABD ekonomisi bir kez daha yavaşlama yoluna girer ise FED'in yapabileceği fazla bir şey yok. Zor bir gerçek. Tüm bu gelişmeler ışığında uzun vadede Euronun değer yitirmeye devam etmesini ancak 1.2330 kırılmaz ise yukarı yönlü bir tepki yükselişinin başlamasını bekliyorum. Dow pahalı olmasına rağmen satış için 9800'ün altında bir kapanış görmemiz gerekiyor. Petrolün yıl sonuna kadar 60 doların altına sarkabileceğini düşünüyorum. Altın ise 1250 doları geçebilir ise 1320 dolara kadar yükselecektir. 1180i kırması ise alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gereken kuvvetli bir düşüş başlıyor demektir.