Yükümüz çok ağır ve yolumuz çok zorlu!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bırakmaya hazırlandığımız yıl genelinde, evde yapılan hesapların çarşıya uymadığına tanık olduk. Durum böyle olunca sorunlar ağırlaştı, eşitsizlikler büyüdü ve kırılganlıklar farklı boyutlara tırmandı. Bu tür gerçekleri görmezden, gelerek aşılabilecek engel ve alınabilecek yol kalmadı. Bir şekilde düşe kalka 2014 yılını noktalayacağız; fakat 2015 senesine devredilen miraslar, olumlu düşünmeye izin vermiyor. 

Küresel ölçekte gelişen ekonomilerin kademeli olarak durgunlaşmaya devam ettiğine tanık olduk. ABD para otoritesinin eylem ve söylemleri, riskten kaçınma eğilimini besleyerek bu olumsuzluğu güçlendiren temel faktörlerden biri oldu. AB ve Japon Merkez Bankalarının parasal genişleme yönündeki çabaları, beklentilerin bozulmaya devam etmesini engelleyemedi. Etki alanı genişleyen jeopolitik riskler, kafaları iyice karıştırarak güvensizliği ön plana çıkarttı. Küresel sorunlara uzlaşıya dayalı bir çözümün mümkün olmadığı algısı, sistemik risk endişesinin yükseltti. 

Riskten kaçınma eğilimi güçlendikçe dolar diğer paralara karşı güçlendi, rekabet koşulları olumsuzlaştı ve beklentiler daha seri bir şekilde bozuldu. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatları geriledi. Yıkıcı paniklerin yaşanması olasılığı, günü kurtarma şampiyonlarının karabasanı olmaya başladı. Fiyatlanmış ham hayaller ile gerçekler arasındaki uçurum derinleştikçe kırılganlık yeni rekorlara koştu. Görece güçlü olanların siyasi hedefl eri lehine hırçınlaşması, olumlu düşünmeyi engelleyen değişkenlerden biri oldu. 

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız koşullar ülkemizi de derinden etkiledi: Döviz kuru şokları ile sarsıldık. Ocak ayında iç siyasi çekişmeler ve aralıkta ise iyice olumsuzlaşan dış gelişmeler sebebiyle, geç te olsa şuursuzluk uykusundan uyanmak zorunda kaldık. 2014 genelinde gerçekleşen ortalama kurun, 1.98 düzeyindeki Orta Vadeli Plan öngörüsünün çok üzerine çıkması geleceğe yönelik tüm hesapları bozdu. Gerçeği inkar etmenin fayda etmeyeceği anlaşıldı, fakat alternatif üretilemediği için küçük değişikliklerle eski ezberler tekrarlandı! Yaşananlar, etkili ve yetkili kesimlerin hem birbirlerine hem de kendilerine olan güvenlerini sarstı! 

2015 yılında yeterli ve gerekli düzeyde yabancı sermaye girişi olmaz ise neler yaşanabileceğini kimse düşünmek bile istemiyor. Böyle bir şey olmaz diyerek kestirip atmak kimseyi rahatlatamıyor! Küresel koşullar bu ihtimalin güçlendiğine ve Türk Lirasının değer kaybetmeye devam edebileceğine işaret ediyor. Bu durum iç pazarın daralması, makroekonomik görünümün bozulması, fiyat istikrarı ile finansal istikrarın kaybolması, sistemi oluşturan kurumsal yapının çok yıpranması anlamına geliyor. Böylesi bir tehlike, önce enfl asyon diyerek ve yapısal reform söylemlerini sakız gibi çiğneyerek geçiştirilemez. Yabancı kaynak girişlerine aşırı bağımlı olmak, olumsuz küresel koşullara direnebilme yeteneğini kaybetmiş olmak anlamındadır. Doların değerlenmesi ve petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarının gerilemesi küresel koşullar ve bu konudaki olumluluğa bağımlılar açısından, iyi şeyler söyleyebilmeyi olanaksız hale getirmiş durumdadır. İçine düştüğümüz durum, son on yılda uygulanan politikaların ve tercihlerin yanlış olduğunu tescil etmektedir. Borç verenleri baş tacı edip rant peşinde koşmanın, üretenleri uçurumun kenarına sürerek vatandaşın canını ve malını korumayı ihmal etmenin bir bedeli vardır! 

Yıllardır yazdık ve eleştirdik, etkili ve yetkili kesimleri uyarmaya çalıştık. Her gelen yeni yılda, ülke olarak akıllanmayı ve yanlışlardan vazgeçilebilmesini umduk. Ama olmadı; sorunlar ağırlaştı, eşitsizlikler büyüdü. Artık küresel eğilimler düzelmemek üzere bozuluyor. Ne koşullar bize uyabiliyor, ne de biz onlara!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar