Yükselen kur, iş dünyasının dikkatini bu haftanın iki toplantısına yöneltti
Bu hafta piyasa aktörlerinin, iş dünyasının gözü kulağı, içeride bir yandan geçen cuma günkü toplantının ardından bugün tekrarlanacak Ekonomik Koordinasyon Kurulu’ndan (EKK’dan) çıkacak kararlara, bir yandan da Merkez Bankası’nın, perşembe günkü PPK toplantısında olacak. Dışarıda ise Fed’in aralık ayında artırılması beklenen faiz konusundaki son açıklamalarda olacak.
İçeride ekonomi kurmaylarının yükselen kur konusundaki değerlendirmeleri farklılıklar taşıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, son dönemdeki kur yükselişi ile ilgili farklı açıklamalara cevap olacak şekilde dün, “Döviz kuru, en az faiz, enflasyon ve ücretler kadar önemli bir barometredir” değerlendirmesini ortaya koydu. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Kurda yaşanan hareketler spekülatif. Kur finansal sonuçtur. Seçim ve terör olayları sonrasında diğer para piyasalarında %21 değer kaybı olurken, bizde değer kaybı %28 oldu” diyerek farklı yaklaşıyordu. Başbakan Yıldırım da EKK’nın cuma toplantısından sonra,”Vatandaşımız rahat olsun, ülke ekonomisinin temeli sağlamdır. Birçok ülkenin ekonomik göstergelerinden çok daha iyi durumdayız” diyerek, ekonomik direnci artıracak reformların hızlandırılacağını, reel sektörü desteklemeye yönelik adımların atılacağını söyledi. Bu salı günkü toplantıda bazı kararların alınabileceği beklentisini artırdı. EKK’da kura karşı önlemin TCMB toplantısında alınabileceğini belirtmesi de piyasalarda bekleniyor. Piyasalarda perşembe günkü TCMB toplantısında sadeleşme adımını tamamlama adına faiz artışı yönünde beklentiler güçlendi. Anket beklentileri de bu yönde ağırlık taşırken, politika faizlerinde 25 baz puanlık teknik artış yapılabileceği yönünde değerlendirmelere yol açıyor. Bu kararın Cumhurbaşkanı’nın kızmasına yol açabileceği için alınamayacağını iddia edenler de bulunuyor.
Faiz artışı beklentisinde olanlar, son dönemdeki TL’deki değer kaybının özel sektöre önemli yükler yüklediğini, önlem alınmazsa, döviz fiyat artışının özel sektörde zorluklara ve batmalara yol açabileceğini öne sürüyorlar. 15 Ağustos’ta 3 liranın altında 2.95 lira olan kurun, 45 kuruşluk artışla 3.40 liraya yükseldiğini, bunun 411 milyar dolarlık dış borç yükünü TL bazında 185 milyar TL artırdığını, 2017 yılında ödenmesi gereken 165 milyar dolara şimdiden 74 milyar ek TL yükü getirdiğini, kurun artışıyla bunun daha da artacağını belirtiyorlar. Özel sektörün geri ödemesi gereken 165 milyar dolar dış borcuna da bu 45 kuruşluk artışla son üç ayda 74 milyar liralık ek yük binmiş durumda.
Yurtdışından kredi alarak yatırım yapan firmalara kreditörlerinin yeni yükler getirdiği yönünde bilgiler de almaya başladık. Önemli bir enerji yatırımı yapan bir firmaya kreditörü, “Ya faiz yükünü artıralım ya da borcu kapatın” diye uyarıda bulunmuş. Piyasada bu ve benzeri uyarılarla karşılaşan birçok yatırımcı firma olduğu öne sürülüyor.
Bugünkü EKK ve perşembe günkü Para Politikaları Kurulu toplantılarında alınacak kararlar çok önem taşıyor ve piyasalarda büyük bir ilgi ile bekleniyor. Onun için dövizin TL karşısında önemli değer kazanmasını önemsemeyen ekonomi yöneticilerimizden çok, Mehmet Şimşek gibi, sorunu kabul edip, önlem öneren ekonomi yöneticilerimizin yönlendireceği kararlara ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır...