Yükselen ekonomiler ve Türkiye

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Ülkeleri gruplandırmak iktisatçıların en çok yaptıkları uygulamalardandır. Kimi zaman bunu ülkelerin üye oldukları kurumsal yapılanmalara göre yaparlar (AB üyesi, OECD Üyesi gibi), gibi zamanda kişi başına düşen gelire göre yaparlar (gelişmiş, azgelişmiş gibi). 1990’lı yıllardan itibaren bu gruplandırmaya bir yenisi daha eklendi, yükselen ekonomiler. Yükselen ekonomiler gelişmiş ülke konumunda olmasalar da, hızlı büyüyen, küresel ekonomiye  eklemleme çabası gösteren, AB dışında  olan ve daha çok Güney Amerika ve Asya’daki ülkeler olarak gruplandırıldı. Türkiye’de bu grup ülkeler arasında yer alıyor.

Yükselen ekonomiler yapısal özellikleri gereği, gelişmekte olan ülkelerden daha hızlı büyüyor. Bunda bu ülkelerdeki iç talebin canlı olması (efektif talep) ile yabancıların doğrudan yatırımlarının önemli bir payı oldu. Yükselen ekonomiler bu özelliklerinden ötürü 2007/2008 krizinden çok fazla etkilenmediler. Bir iki yıllık kesintiler olsa da, büyümeye devam ettiler. Küresel kriz sürecinde ABD’nin genişletici para politikasının neden olduğu likidite bolluğundan epeyce de yararlanmayı başardılar.

Ancak bu ülkelerin keyfi ABD’nin parasal genişleme hızını yavaşlatması ile birlikte bozulmaya başladı. Özellikle yatırımlarını ülkelerine giren uluslararası sermaye ile finanse ettikleri için yüksek cari açık veren ülkelerde  (başta Hindistan, Brezilya ve Türkiye olmak üzere) ekonomiler teklemeye başladı.

Son bir yılda (Şubat 2013-Şubat 2014 aralığında) bu ülkelerin ulusal paraları ABD doları ve Euro karşısında önemli ölçüde değer yitirdi. ABD Doları karşısında   en çok değer yitiren ülke parası %22,37 ile Güney Afrika Rand’i oldu. Türk Lirası %21,51, Endonezya Rupiah’ı % 19,63,  Brezilya Real’i %17,97 ve Hindistan Ruple’si  de  %15,23, Çin Yuan’ı %2,32 değer kaybetti.  Güney Kore Won’u ise %1,07 değer  kazandı.

Ulusal paraları en fazla değer yitiren ülkeler en yüksek cari açık/GSYH oranına sahip olan Türkiye ve Güney Afrika oldu. Yani dış dengesi daha bozuk olan ülkeler daha yüksek kur riski ile karşı karşıya kaldılar.  

Güney Afrika ve Türkiye krize girebilir, ancak ekonomileri küresel ekonomiyi krize sokacak kadar büyüklükte olmadığı için, gelişmiş ülkelerin pek umurunda değil. Kur riski yüksek olan ülke ekonomiler daha çok bu ülkelere sermaye akıtan portföy sahipleri için önemli. Bundan dolayı Türkiye gibi ekonomilerin para piyasalarındaki hareketleri komplo teorileri çerçevesinde yorumlamak anlamlı değil. Bir başka deyişle, evimizin önü temiz değil ki, sokak kirli diye bağırdığımızda duyan olsun.   

5-154.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019