Yükselen değer: Veri Hikayeciliği
Veri Hikayeciliği, İngilizcesiyle "Data Storytelling", günümüz iş dünyasında hızla yükselen bir yetkinlik olarak öne çıkıyor. Başka bir deyişle Veri Hikayeciği; tabloları, raporları, uzun uzun analizleri anlaşılabilir hale getirme sanatı olarak geliştirilmesi gereken becer setlerinde hızla üst sıralara yükseliyor….
Günümüzde veri toplamak, değerli olanları ayıklamak, hesaplamalar yapmak ve hatta analiz edip yorumlamak gibi işlemleri teknoloji, iş zekası uygulamaları ve yapay zeka zaten gerçekleştiriyor. Veri ile ilgili tüm işlemler, robotlar, yapay zekalı cihazlar ve otomasyon geliştikçe çok daha ileri seviyelerde de yapılabilir hale gelecek.
Ve bizlere düşen asıl görev de bu analizlerin sonuçlarını işe yarar, kolay anlaşılır ve hemen kullanılabilir hale getirmek, yani hikayeleştirerek aktarmak olacak. Ki bu sayede bilgiye hayat, canlılık ve sayıların ötesinde anlam katarak istenen etkiyi yaratabilelim, harekete geçebilelim… .
Üç bileşenden oluşuyor
Veri Hikayeciliği üç bileşenden oluşuyor: Veri (sayılar, kelimeler, harfler, görseller, grafikler vb.), görselleştirme (fotoğraf, grafik, video, resim, fiziksel obje vb.) ve anlatı. Bu bileşenleri ustalıkla kullanarak, harekete geçirebilenler iş dünyasının yeni yıldızları ve liderleri olacak.
Yani bundan sonra arayacağımız en önemli yetkinliklerden biri iletişim, beden dili becerileri, veri analistliği ve hikaye anlatıcılığının yanı sıra bir de “Veri Hikayeciliği” olacak, olmalı. Şimdi diyeceksiniz ki “Hikayeleştirmenin önemini zaten anlamıştık. Buna -veri- kelimesini eklemek neden bu kadar önemli ya da ne farkı var?”.
Evet hepimiz farkındayız, genel olarak her konuda hikayeleştirme zaten bilgilendirme, etkileşimde ve içselleştirmede kritik bir rol oynar; ancak bu hikayeler esasen, verilerle desteklendiğinde, tamamlandığında gerçek bir dönüşüm ve harekete geçirme gücü kazanır. Yani veriyi hikayeleştirmek ise sadece anlatıya-aktarıma bir rakam silsilesi, tablo, grafik, vb. eklemekle kalmaz (ki çoğu da zaten okunmaz, anlaşılmaz), aynı zamanda bu bilgiyi kolayca anlaşılır, ilgi çekici ve hatırlanabilir hale getirir.
Örneğin, bir e-ticaret şirketinin pazarlama müdürü, müşteri memnuniyeti anketlerinde bir önceki çeyreğe göre %20 düşüş gördü.
Bu veriyi bir toplantıda, e-maille, telefonla, vb. yalnızca rakamla aktardığında konu soyut ve havada kalabilir. Önemi ve gerçek içgörü tam algılanamayabilir. Ancak müdürümüz bu veriyi ekranda mutsuz müşteri yüzlerinin üzerinde kocaman bir - %20 yazan görselle ve şu şekilde hikayeleştirerek anlatırsa; "Son çeyrekte, yeni bir teslimat ortağı ile çalışmaya başladık.
Ancak bu geçiş süreci, bazı müşterilerimizde teslimat gecikmeleri ve eksik ürünlerle sonuçlandı. Bu durum, özellikle en sadık müşterilerimizde memnuniyetsizlik yarattı ve memnuniyeti anketlerinde %20'lik bir düşüşe yol açtı. Müşterilerimizin geri bildirimleri, bu sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Müşteri kaybı yaşamamak için hemen …………, …………. yapmak üzere ………. ".
Verilerin karmaşıklığını çözer
Bu şekilde veriyi hikayeleştirerek anlatmak , sadece sayısal bir düşüşü değil, bu düşüşün nedenlerini ve potansiyel sonuçlarını da açıkça ortaya koyduğu için yönetim ekibi, sadece bir problemle karşı karşıya olduklarını değil, bu problemin nereden kaynaklandığını ve çözüm yollarını da net bir şekilde anlayabilir. Bu yolla anlatmak sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda harekete geçmeye teşvik eder ve stratejik kararlar için daha sağlam bir temel oluşturur.
Kısacası, Veri Hikayeciliği, ham verilerin karmaşıklığını çözer, onları insan zihni için anlaşılır hale getirir ve bu sayede karar vericilerin ve liderlerin en iyi stratejik hamleleri yapmalarına olanak tanır. Ekipleri motive eder, yatırımcıları ikna eder ve tüm paydaşlarla etkili bir şekilde iletişim kurulmasını sağlar. Bireysel ve kurumsal ajandanıza etkili iletişim ve görselleştirme tekniklerini öğrenerek, veri analizi konusundaki bilgilerinizi artırarak “Veri Hikayeciliği geliştirilecek” notunu düşün…