Yüksek oranlı işsizlik hala sorun
Türkiye ekonomisinin uzun vadeli olarak omuzlarında taşıdığı üç temel sorun var. Yüksek oranlı işsizlik, katılaşmış enflasyon ve kronik dış açık bu üç sorunu oluşturuyor. Ekonominin başka sorunları da var kuşkusuz ama bu üçü hem süreklilik bakımından hem de etki ağırlığı açısından öne çıkıyor. İşsizlik ve enflasyon gelir oluşumu üzerindeki etkilerinden hareketle gelir dağılımı üzerinde olumsuz etki yaratıyorlar. Gelir artışından hızlı artan enflasyon satın alma gücünü geriletiyor. Gelir dağılımını bozuyor. İşsizlik ise doğrudan gelir dağılımını bozan bir olgu. Dış dengesizlik temelde dışa açık olan ekonomide rekabet gücünün zayıflığından kaynaklanan bir yapısal sorun. Bu hem dış ticaretin ürün bileşimini olumsuz etkiliyor hem de, ulusal paradaki dengesiz oynaklıklar nedeniyle, ekonomide güçlü bir istikrarsızlık damarı oluşturuyor. Bu üçlünün birbirini etkileyen, besleyen özellikleri de var. Bu nitelikleri ile uzun yıllardır etkilerini sürdürüyor bunlar.
Son istatistikler yüksek oranlı enflasyonun devam ettiğini gösteriyor. İstatistikler nisan ayında enflasyon oranında sınırlı bir yavaşlama olmasına rağmen hızın hala yüksek olduğuna işaret ediyor. Üstelik önümüzdeki aylarda enflasyon üzerinde etkisini sürdürecek olan çekirdek göstergelerde henüz anlamlı bir yavaşlama yok. Nisan sonunda yapılan tahminler enflasyonun bu yılı da hedeflenen düzeyin üstünde gerçekleşeceğini öngörüyor. Dış ödemelerdeki açık ise yeniden yüksek oranlı düzeylere geri dönecekmiş gibi görünüyor.
Ekonomide büyümenin yavaşlamış olması ve petrol fiyatlarının düşmesi sonucunda ithalat hızla daralmış ve bu nedenle dış açığın boyutu küçülmüştü. Açıklanan son veriler (Şubat ve Mart) cari denge açığının tersine döndüğünü ve açığın büyümeye başladığını gösteriyor. Ekonominin hızlanması ve petrol fiyatındaki yükselme eğilimi cari açıktaki artışın süreceğine işaret ediyor. Bu gelişmeler önümüzdeki dönem için iyi haberler değil.
Dün açıklanan şubat ayı işsizlik istatistikleri işsizlikteki göreli gerilemeye rağmen yüksek düzeyin sürdüğü bilgisini veriyor. Yılın ilk ayındaki bulgular 2016 yılının ocak ayında yüzde 11.1 olan işsizliğin bu yılın ocak ayında yüzde 13.0 düzeyine yükseldiğini gösteriyordu. Şubat ayında bu iki sayıda da gerileme var.
Açıklanan veriler 2016 yılının şubat ayında işsizliğin yüzde 10.9’a gerilediğini, 2017 yılının şubat ayında ise, yine bir önceki yıla göre küçülerek, yüzde 12,6 ya gerilediğini gösteriyor. Kısacası manşet enflasyonda son iki aydır bir geçen yıla kıyasla yavaşlama olduğu anlaşılıyor. Yavaşlamaya rağmen Türkiye enflasyonun hala öteki ülkelere kıyasla çok yüksek olduğu ve dolayısıyla bozucu etkilerini sürdürdüğünü söylemek mümkün.
Kaldı ki, ayrıntıya inildiğinde, alt gruplarda ölçülen işsizliğin daha da yüksek olduğu görülmektedir. Örneğin, şubat ayında, genelde yüzde 12,6 olan enflasyon oranı tarım dışında yüzde 14.8 olarak ölçülmüştür. Bu sayı 2016 yılının şubat ayında yüzde 12.7’dir.
Tarım dışındaki işsizliğin bir yıl içinde ciddi ölçüde yükseldiği görülmektedir. Genç nüfus (15-24 yaş) işsizliğinde durum biraz daha kaygı verici boyuttadır. Bu grupta 2016’nın şubat ayında yüzde 18.6 olan işsizlik bu yılın aynı ayında yüzde 23.3 olarak ölçülmüştür. Genç yaş grubundaki nüfusta yaklaşık her dört kişiden birisinin işsiz olduğu anlamına gelir bu. Çalışma hayatında yer almayan gençlerin çalışmayıp okula gittiğini söylemek de pek mümkün görünmüyor. Eğitimde olmayıp işsiz olan gençlerin oranı 2017 yılının şubat ayında yüzde 23.9 dur.
Genel bulgular istihdamda mevsimlik dalgalanmaların etkilerini de içermektedir. Bu istatistikler mevsimlik etkilerden arındırıldığında işsizlik rakamları küçülmektedir ama eğilimler açısından bir değişiklik yoktur.
Örneğin, şubat ayında genel olarak yüzde 12.6 olarak ölçülen işsizlik oranı mevsim etkilerinden arındırıldığında yüzde 11.7 olarak ölçülmüştür. Bir önceki yılın aynı ayında ölçülen sayılar sırasıyla yüzde 11.3 ve yüzde 10.3 dür. Mevsim düzeltmesi yapıldıktan sonraki işsizlik verileri de genel ölçümdeki gibi işsizliğin son bir yıl içinde ciddi sayılabilecek ölçüde yükseldiğini göstermektedir. Benzer durumlar tarım dışı ölçümler ve genç işsizliği açısından da söz konusudur.
Enflasyon ve dış dengesizlikle birlikte işsizlik de Türk ekonomisinin ana sorunları arasında yer almaktadır. Son veriler bu 2017 yılının başı itibariyle bu durumun devam ettiğini göstermektedir.