Yüksek likidite ve güçlü veriler piyasaları sürüklüyor...
Serhan Yenigün/ Finansinvest
Merkez bankalarının "uzun süre düşük faiz" söylemlerini korumaları, son bir yıldır piyasalara destek veren yüksek likiditenin de devamı anlamına geliyor. Parasal gevşemeden parasal sıkılaşmaya geçişin ilk sinyallerini almamıza rağmen gerek Türkiye'de, gerekse yurtdışında bu adımların kademeli ve sınırlı bir şekilde atılacağını görüyoruz. Bu dönemde, ekonomilerin kriz sonrası toparlanma ve büyümeye geçiş senaryolarının, güçlü makro veriler eşliğinde devam ediyor olması da yatırımcıların risk algılamalarında olumlu etkiler yaratıyor. 2010 yılının kalanında ve sonrasında yeni ve 2008-2009 dönemindeki kadar köklü bir kriz öngörüsünün giderek azalması, faizlerin tarihi düşük seviyelerde seyrettiği bu dönemde piyasalara yeni yatırımcıların da katılımını sağlıyor. Bu süreçte, son bir aydır aşırı bir şekilde kendini hissettiren pozitif momentumun bir süre daha devam etmesi yüksek bir olasılık. Bu olasılığın gerçeğe dönüşmesinde para ve maliye politikalarının kritik bir rol oynayacak olması dışarıda ABD ve Avrupa Merkez Bankaları'nın, içeride ise TCMB'nin karar ve açıklamalarının dikkatle izlenmesini gerektiriyor. Bu kapsamda TCMB'nin bu hafta içinde açıkladığı faiz kararı ve parasal gevşemeden çıkış stratejilerine biraz kulak verelim:
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), hafta başında yaptığı açıklamada gecelik borçlanma faizlerini %6,5'de bırakırken bir süre sonra sınırlı oranda artırılan, ardından yeniden uzun süre düşük seviyelerde tutulan bir faiz patikası çizdi. Buna göre 2010 yılının ikinci yarısında PPK'nın politika faizlerini 150 - 250 baz puan arasında yukarı çekerek %8 - %9 gibi bir seviyeye çektiğini, sonrasında ise uzun bir süre daha bu seviyelerde tuttuğunu görebiliriz. MB, bu yılın yaz aylarında %10'un üzerinde çift haneli enflasyon beklentilerini sürdürüyor. Ancak, uzun dönem enflasyon beklentilerinde tek haneli rakamları yüksek bir olasılık olarak görmesi, öngörülen faiz patikasını da gerçekçi ve uygulanabilir bir senaryo olarak teyit ediyor. Banka'nın parasal gevşemeden çıkış stratejilerinde ise, para piyasalarındaki yüksek likiditenin kademeli olarak geri çekilmesi, teknik faiz ayarlamaları yapılması ve yüksek fonlamanın azaltılması hedefleniyor. Bununla beraber düşük faiz ortamının bir süre daha korunması ve çıkış stratejilerinin zamanlama ve boyut bakımından piyasaları rahatsız etmeyecek bir şekilde uygulanması piyasa faizlerinde hızlı bir yükselişi engelleyecektir.