Yüksek faiz ortamında KOBİ’ler için alternatifler
Haziran 2023 ve sonrasında TCMB politika faiz oranını kademeli olarak artırırken makroihtiyati politikalardaki değişiklikler ile para politikasının etkinliğini artırmaya çalışıyor.
Alınan bu kararların temelde iki amacı var; (i) bir yandan temel görevi olan fiyat istikrarını sağlamak, (ii) diğer taraftan yüksek seyreden cari açığı daha sürdürülebilir bir patikaya oturtmak. Finansal koşulların sıkılaştığı ortamda ticari kredi faizlerinin %65 civarına yükseldiğini TCMB tarafından açıklanan verilerinden gözlemliyoruz. KOBİ kredileri için bu oranların daha yüksek olabileceğini tahmin etmek zor değil.
Aralarında borçluluk ilişkisine giriyorlar
Akgündüz, Cilasun ve Yılmaz (2023) tarafından kaleme alınan bir makalede 2013 yılında yaşanan finansal koşullardaki sıkılaşma sonrasında KOBİ’lerin krediye erişiminin kayda değer miktarda düştüğü ve bunun hem satış gelirlerinde hem de yatırımlarında düşüşe neden olduğu gösteriliyor. Yine yapılan çalışmalar gösteriyor finansal koşulların sıkılaştığı dönemlerde banka kredileri düşerken ticari krediler artıyor.
Bir başka deyişle firmalar finansman konusunda bankalara başvurmak yerine kendi aralarında borçluluk ilişkisi içine giriyorlar. İkili ilişkiler ve güvene dayalı bu mekanizma esasen yüksek enflasyonun ve yüksek piyasa faizlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Enflasyon sorununu çözmek için çaba sarfederken üretim yapısının değiştiği ve verimliliğin ön plana çıktığı bir dönemden geçtiğimizi unutmamamız gerekiyor. Dijital dönüşüm gibi verimliliği artıran uygulamaların desteklenmesi oldukça önemli.
KOSGEB’in KOBİ’lerde dijital dönüşüme 300 milyon avro kaynak ayırmasını bu çerçevede okumak gerekiyor. Dijital dönüşüm süreci şirket içi süreçlerin maliyetlerini düşürmek yanında tedarik zinciri optimizasyonu gibi çözümler sunarak şirketlerin maliyetlerinde ilave iyileşme sağlıyor. Bu uygulamaların hem enflasyonu düşürme alanındaki çabalara destek olacağı, hem de üreticilerimizin dünya pazarında daha rekabetçi olmalarını sağlayacağı aşikâr.
17 kitle fonlama platformu var
KOBİ’lere destek sağlanması gereken bir diğer konu da yeşil dönüşümün finansmanı. Dünya Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi uluslararası kuruluşlar bu alanda önemli destek sunuyorlar.
Fakat daha önceki yıllardan da biliyoruz ki bu kaynaklar etkin olarak kullanılmıyor. Yeterince proje bulamayan kaynaklar âtıl kalıyor. Bu bağlamda, KOBİ’lerin bu konu hakkındaki farkındalıklarını artırmak ve proje üretmelerini desteklemek için daha fazla yönlendirmeye ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Mevcut KOBİ’lere destek yanında yeni girişimlere desteğin sürmesi çok önemli. Bu konuda geleneksel finansal sistemden kaynak beklemenin çok rasyonel olmadığını düşünüyoruz.
Yeni girişimler için alternatif finansman kanallarının güçlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olarak duruyor. Risk sermayesi ve mikro yatırım gibi kanalların aktif bir şekilde çalışıyor olması yeni girişimleri destekleyecektir. Bu noktada kitle fonlama mekanizmasına önemli bir görev düştüğünü düşünenlerdeniz. 2021 yılında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayınlanan tebliğ ile hukuki altyapısı oluşturulan kitle fonlaması sistemi zaman içerisinde gelişimini sürdürüyor. SPK’nın ilgili web sayfasından anladığımız kadarıyla hali hazırda 17 adet kitle fonlama platformu bulunuyor.
Alternatif finansman kanalları geliştirilmeli
Mevcut fonlama verilerine ulaşmak maalesef mümkün değil. Kitle Fonlama Bülteni tarafından kaleme alınan bir raporda 2021- 2022 döneminde gerçekleşen kitle fonlama aktiviteleri ile ilgili bilgiler var. Buna göre ortalama kitle fonlama büyüklüğü 3.4 milyon TL. Kampanyalara katılan katılımcı sayısı 92 tanesi nitelikli olmak üzere 998 olmuş. Toplamda 223 milyon TL’lik yatırım yapılırken bu yatırımların 89 milyonluk kısmı nitelikli yatırımcılar tarafından yapılmış.
Bu tür alternatif finansman kanallarının gelişmesi şüphesiz büyük öneme sahip. Ülkemizde finansal okuryazarlığın geliştiği bir dönemde piyasanın hukuki altyapısının geliştirilmesi ve derinleşmesi için düzenlemelerin yapılması çok faydalı olacaktır. İçinde bulunduğumuz dönemin zorlukları arasında yeni fikirlerin hayata geçirilmesi konusunu göz ardı etmemeliyiz.