Yörünge değişimi: Güçlü makro veriler, artan jeopolitik riskler

Çağlar KİMENÇE
Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ [email protected]

2023 sonunda merkez bankalarının 2024’de faiz indirimine başlayacağı beklentisi piyasalarda hakim olan görüştü ve yatırımcılar da bu beklentiyi baz alarak riskli varlıklara iştah gösteriyorlardı.

Bu yılın ilk çeyreğinde başlamak üzere yılın devamında faiz hadlerinin düşeceği ve yatırım ikliminin daha ılımlı hale geleceği öngörülüyordu. Faiz indirimi sürecine FED’in öncülük edeceği bekleniyordu. Yeni yılın ilk ayları geride kalırken faiz indirim beklentileri ilk ötelenmesini yaşadı. İlk çeyrek yerini 2. çeyreğe bıraktı.

Sadece indirim beklentileri ötelenmekle kalmadı aynı zamanda indirim miktarı da azaldı. Yatırımcılar, iyimserlikten FED’in temkinli duruşuna yakınsadı. Risk iştahı biraz törpülendi. Gerekçe, FED sıkılaşmasına rağmen ABD ekonomisinin canlı oluşu, istihdamın güçlü oluşu ve nihayetinde enflasyonun yapışkanlık göstermesiydi. Yılın ikinci çeyreğine başladığımız bugünlerde ise yine aynı gerekçeler geçerli. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly’nin ifadesiyle: “Ekonomik büyüme sağlam, iş gücü güçlü, enflasyon ise hala yüksek.”

Piyasanın FED faiz indirimine dair beklentisi ise ‘daha geç ve daha az’ yolunda ilerlemeyi sürdürüyor. Bu kez ilk faiz indirimi 3. çeyreğe öteleniyor. Mart toplantısında FED para politikası komitesi, ‘bu yıl 3 faiz indirimi olabilir’ görüşünü korudu ama piyasa güncelde 2 faiz indirimi bekler hale geldi. Yılın başında piyasa, FED’e göre daha iyimserdi; şimdi ise FED daha iyimser gözüküyor. FED’in Mayıs toplantısı bu noktada oldukça önemli.

FED iyimserliğinden FED temkinliliğine olan dönüşüm, FED ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BOE) arasında ilk faiz indirimini kimin yapacağına dair sıralamayı da değiştiriyor. Yılın başında FED açık ara önde algılanıyordu, şu anda ‘ECB ilk olabilir’ görüşü güçleniyor. Piyasanın fiyatlama davranışını anlayabilmek adına, FED’in dışında Avrupa’yı da yakından takip ediyoruz.

Ama denklemde Asya’nın da oldukça dikkat çektiğini ifade edelim. Bu noktada Japon Yeni, kritik seviyelerin üzerine çıktı. Hem merkez bankası hem maliye bakanlığı sözlü müdahale yapıyor. Yen’deki değer kaybı ‘carry trade’ hesabını çok değiştirebilir. Çin’de ise Yuan’ın değeri erozyon yaşıyor. Öte yandan ülke ekonomisi konut sektöründeki sorunların gölgesinde kırılgan, desteğe muhtaç toparlanma çabası sergiliyor. Özetle, ABD ekonomisi canlı, FED temkinli modunu koruyor.

Diğer büyük ekonomilerde ise bazı yapısal sorunların olduğu görece daha kırılgan bir dinamik söz konusu. Piyasa, ABD ekonomisini baz alıyor ve ekonomideki canlılıktan ötürü güvercin politika beklentisinde daha geçine daha azına razı kalarak kuyruğu dik tutmaya çalışıyor. FED’in yörüngesindeki değişim, temkinli duruşunun daha da uzayabileceğini işaret ediyor. Ekonomik konuların dışında bir de jeopolitik riskler fiyatlamaya dahil oluyor.

Haberler sıcak, tansiyon yüksek. Yüksek tansiyon, artan riskler ekonomik ajandayı gölgeleyebiliyor. Üstelik riskten kaçış dışında enerji fiyatlarındaki artış da başlı başına bir sorun. Brent petrol 90 dolar seviyesine erişti. Maliyet artışı, enflasyon artışı demek. Gevşek para politikasına geçişte daha da geçini daha da azını fiyatlamak demek. Risk iştahı için lehte sinyal değil. Orta Doğu’da 7 Ekim 2023’te başlayan sürecin çatışma halinden bölgesel savaş haline dönüşme kapısı aralandı.

Misillemenin misillemesi, misillemelerin misillemeleri olursa tansiyon iyice artabilir. Ekonomik başlıkları rahatça konuşabilmemiz için bölgede tansiyonun düşmesine ihtiyaç olduğu aşikâr. Aksi halde değerlenen Dolar Endeksi, artan petrol fiyatı, artan enflasyon endişesi, azalan risk iştahı öne çıkabilir.

Eğer tansiyon düşerse dolar dışındaki para birimleri, hisseler, tahviller talep görebilir; altın ise bir düzeltme yaşayabilir. Kısacası, FED’in daha geç daha az faiz indirimi yapma ihtimali ve jeopolitik haberler, fiyatlamayı belirliyor. Hem FED için hem piyasa için yörünge değişimi ihtimali söz konusu.

Yörüngelerin daha temkinli hale dönüşmesi ise makro verilere ve jeopolitiğe bağlı. Şu anda ikisi de olumsuz etki yapıyor, biri sönümlenirse sınırlı rahatlama sağlayabilir. Güçlü makro veri serisinin ve jeopolitik tansiyonun geçici olması ise iyimser senaryoyu mümkün kılabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta Doğu ve 5 Kasım 23 Ekim 2024
“Başka yolu yok” 16 Ekim 2024
Fed yine hata yapar mı? 11 Eylül 2024