Yöresel ürünler uluslararası pazara çıkacak
Antalya’da 10 yıldan beri düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖ- REX) ulusal düzeyde çok önemli bir noktaya geldi. Fuara 81 ilin tamamı katılırken, 164 oda ve borsa, 18 kalkınma ajansı bu yıl fuarda bölgelerinin yöresel ürünlerini, potansiyelini tanıtıyor.
Türkiye’de 3 bin civarında yöresel ürün olduğu tahmin ediliyor. Bu ürünlerin büyük bölümü YÖREX’te tüketici ile buluşuyor. Fakat bir adım ileriye taşınarak bu ürünlerin en azından bir bölümünün uluslararası arenaya taşınması gerekiyor.
Organizasyonu gerçekleştiren Antalya Ticaret Borsası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, son bir kaç yıldan beri yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerin yurtdışında tanıtılması gerektiğini söylüyor. Bunun için ciddi girişimleri de var.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yöresel ürünlerin uluslararası pazarlara taşınması için fuarın açılışına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a anlattı. Varank, 15 gün içinde Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ve yönetimi kabul ederek bir çalışma yapılacağını bildirdi. Bakanlık destek sağlarsa yurtdışındaki önemli gıda fuarlarına katılım sağlanarak yöresel ürünler buralarda tanıtılacak ve pazar bulunacak.
Dünya pazarı 200 milyar euro
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın verdiği bilgilere göre, dünyada 200 milyar euro coğrafi işaretli ürün pazarı var. Türkiye’nin ekonomik potansiyeline bakıldığında yıllık en az 2 milyar euro coğrafi işaretli ürünler ihracatı yapılabilir. Bu gün bir kaç yüz milyon euro seviyesinde.
Dünyada gıda fiyatları düşerken, coğrafi işaretli yöresel ürün fiyatı artıyor. Çünkü bu ürünler ikamesi olmayan ürünler. Türkiye dünyaya açılır ve ürünlerini pazarlayabilirse hem ihracatını artırmış olur hem de yerel kalkınmaya ciddi katkı sağlar. Tarım ve gıda sektörü için yeni bir çıkış yolu olabilir.
Peynirde çeşitlilik var katma değer yeterince yok
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile fuarda sohbet ederken, yöresel ürünlerin mutlaka yurtdışına taşınması gerektiğini söyledi. İtalya, Fransa, Almanya gibi ülkelerin sadece peynirden 2-3 milyar dolarlık ihracat yaptığını anımsatan Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Bizim 200’den fazla peynir çeşidimiz var. Fakat 200 milyon dolar civarında ihracat yapabiliyoruz. Bizdeki çeşitlilik. Avrupa’nın tümünden fazla… Bunu değerlendirmemiz lazım. İstenilen değere ulaşmak için öncelikle uluslararası marka olmak gerekiyor. Uluslararası marka için coğrafi işaret tescili almak, Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili almak önemli. Ayrıca, yurtdışındaki gıda fuarları çok önemli.. Sayın Bakanımız Mustafa Varank ile konuştuk. Bu konuda destek sağlayacaklar. Bunları başarırsak hedefe ulaşabiliriz.”
Aynı tarihte iki gıda fuarı zarar veriyor
Hisarcıklıoğlu ile sohbetimizde, Almanya ve Fransa’nın kendi aralarında anlaşarak bir yıl Köln’de Anuga Gıda Fuarı, ertesi yıl Paris’te Sial Gıda Fuarı düzenlendiğini hatırlatarak İstanbul’da neden aynı tarihte iki gıda fuarı yapıldığını sorduk. Hisarcıklıoğlu özetle şu yanıtı verdi: “Çok önemli bir konu. Bizimde çözülmesi gerektiğine inandığımız bir sorun. Fuar düzenleme işi doğru bir kararla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne verildi. Bu tür düzenlemeleri biz yapıyoruz. Aynı konuda düzenlenen iki fuar arasında en az iki ay olmasına dikkat ediyoruz. Fakat fuar şirketleri konuyu Danıştay’a götürünce bizim bu 2 ay süre uygulaması iptal edildi. Sadece gıdada değil, mobilya ve diğer bir iki alanda daha aynı tarihte iki fuar yapılıyor. Böyle bir uygulama olmamalı. Hem katılımcı hem de ziyaretçi için zaman kaybı. Bunun çözülmesini biz de istiyoruz.”