Yönetim sisteminiz size mi ait?

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Bundan beş sene önce tanıştığım, sek­töründe tanınan ve önemli pazar pa­yına sahip şirketin ikinci nesilden yöne­tim kurulu başkanı bana “Hocam biz Go­ogle, Amazon, Apple gibi firmaları örnek alıyoruz, onların yönetim tekniklerini uygulamaya çalışıyoruz. Hedefimiz onla­rınkine benzer bir kültür ile ülkede öncü olmak” demişti. Çok değerli, akıllı, vizyo­ner bir insandır.

İnsanların motivasyonuna saygı du­yarım, kafamda soru işaretleri olsa da kullandığım dile çok dikkat ederim. O gün de olabilecek en nazik şekilde bu şirketlerin ve onların yönetim uygula­malarının okunması ve araştırılması­nın faydalı olduğunu ancak hem iş ya­pılan coğrafya hem sahip olunan kurum kültürü, hem içinde bulunulan sektörün dinamikleri, hem de şirket yapısı nede­niyle bunun faydadan çok zarar getire­bileceğini ifade etmiştim.

Yani kauçuk tıpalar üreten bir sanayi şirketi veya beş yıldızlı bir otelseniz, Google dan çok farklı dinamikleriniz vardır. “Yönetim sistemimiz, büyük şirketlerden faydala­narak geliştirilebilir ama kendimize öz­gü ve özel tasarlanmak durumunda” de­miştim. O gün değerli dostum “Hocam, inanın Amerika’yı baştan keşfetmeye gerek yok, o sistemleri en iyi şekilde uy­gulayalım yeter” demişti.

Yönetim uygulamalarınız özgün olmalı

Maalesef o şirket, bu konuşmanın geç­tiği seneden itibaren sıklıkla Genel Mü­dür ve diğer tepe yöneticileri değiştirdi. İş gücünde önemli kayıplar yaşadı. Müş­teri ve pazar nezdinde kalite ve teslimat sorunları nedeniyle itibar kayıplarına uğradı. Konjonktürün de ters dönmesi ile finansalları bozuldu. Her uygulanma­ya çalışılan yeni sistem için konunun uz­manlarını istihdam ettiler, danışmanlık­lar aldılar ve her seferinde kısa dönemde fayda görmediklerine karar verip vazgeç­tiler.

Ara ara bir araya geldiğimizde yap­tığım uyarılar maalesef yönetim kade­meleri ve danışmanlarınca ters algılandı. Oysa ben ellinin üzerinde şirketten edin­diğim tecrübeleri iyi niyetle kendileri­ne aktarmaya çalışıyordum. Nihayetin­de sonradan birlikte çalışmaya başlayıp, durumu hızla toparladık, ama kaybedilen pazar payı, para ve zaman ne olacak? En büyük maliyet de zaman!

Onlar çok başarılı, örnek alalım sendromu!

Benzer şekilde 3 milyar TL cirosu olan başka bir şirketin CEO’sunun, farklı bir sektörde 33 milyar TL cirosu olan ve yö­netim uygulamaları ile tanınan şirketi bana örnek gösterip, “onlar ne yaparsa biz de onu yapmalıyız Hocam” dediğini hatırlıyorum. Başarılı olan bir Türk fir­masıydı.

Esasen yakından takip ettiğim bu başarılı firma çok ortaklı bir aile şir­keti olmasına rağmen kendine özgü bir yönetim sistemi oluşturmayı başarmış­tı. Her ne kadar bir Türk firması olsa ve kendine özgü bir sistem oluşturmuşsa da doğrudan örnek almanın yanlış ola­cağını düşünüyordum. Sektörü, süreç­leri, yönetimi, stratejileri, kültürü, ope­rasyonları, kısaca her şeyi farklı bir fir­mayı, sırf çok başarılı diye birebir örnek almaya çalıştılar. Aldılar da! Başarı maa­lesef gelmedi.

İşi konjonktürel olarak götüren, ara­yışları bir türlü bitmeyen ve aslında ne istediğini bilmeyen, sadece günü kur­tarma derdinde o kadar çok şirketimiz var ki. Keşke hepsine ulaşsak, anlatsak, tecrübelerimizi paylaşabilsek. Her şir­ketin özel bir vaka olduğunu, konunun terzi işi ele alınması gerektiğini, hazır giyim çözümlerin işe yaramayacağını anlatabilsek.

Ayrıca, düşüncem odur ki, dünyada il­la örnek alacaksak, dev şirketler ve on­ların yönetim tekniklerini değil, adı sanı duyulmamış, orta ölçekli ama sektörün­de lider konumda olan, pazarına hâkim, Hermann Simon’un “gizli şampiyonlar” olarak nitelediği firmaları ve uygulama­larını örnek almalıyız. Bu firmaların ger­çekliği size daha yakın olacaktır. Yine de kendimize özgü ve özgün olmayı bırak­madan elbette!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar