Yönetim kurulunun misyonu değişti!
Yeni dönem, şirketleri dönüşmeye zorluyor. Önümüzdeki on sene rekabetin, pazarların, iş modellerinin ve operasyonların köklü şekilde değiştiğini göreceğiz. Diyeceksiniz ki, daha on sene var, biz işimize bakalım. Kötü haber şu; değişim hali hazırda büyük bir hızla devam ediyor.
On sene sonra göreceğimiz tablo sadece değişimin sonucu olacak. Bu sonuç nedir? Uyum sağlayan ve geleceği iyi anlayarak, pozisyonunu buna göre belirlemiş olanlar var olacak, diğerleri yok olacak. Bu kadar net.
Şimdi böyle bir durumu bugünden fark edip, aksiyon almak lazım. Ancak ülkemizde şirketlerin %99’u KOBİ ve bunun da büyük kısmı mikro ve küçük ölçekli işletme. Orta ve büyük ölçekli şirket sayımız bir hayli az. Küçüklerin bunu fark etmesi ve aksiyon alması kolay değil. Onlar hayatta kalma derdinde. Orta ve büyük ölçekli şirketlerin muhakkak bu tabloyu doğru yorumlaması ve bu konuya yatırım yapması gerekiyor.
Değişimi fark ediyor muyuz?
On sene önce geçerli olan tüm yönetim modelleri, iş modelleri, operasyonel modeller, kâr modelleri, müşteri profilleri, beklentileri, tedarik zincirleri, uluslararası ticaret kuralları, finans, hepsi değişiyor. Kısaca iş dünyasında oyunun kuralları değişiyor.
Sürdürülebilirlik ve yapay zekâ eksenli bu değişim, öyle hızlı ki, on sene sonra biz sadece sonuçla yüzleşip, “yahu bu noktaya nasıl geldik” diyeceğiz! Bugün bu değişimi şirketlerde fark edip, geleceği doğru yorumlayıp, bu değişime yönelik stratejik aksiyonları alması gereken yönetim kurulları. Ancak %99’u KOBİ olan ülkemiz şirketlerinde (büyük ölçekli şirket sayısı 12-13 bin olarak tahmin ediliyor), bırakın etkili ve geleceği yorumlayan yönetim kurullarını, aktif çalışan, kâğıt üzerinde değil, fiilen görevinin başında yönetim kurulu sayısı toplamın %10’unu bulmaz düşüncesindeyim. Hatta büyük ölçekli şirketlerde dahi bu oran %25- 30’u geçmez.
Dolayısıyla, iş fazlasıyla operasyonun içinde olan icracılara kalıyor. İster patronlar olsun, ister profesyonel tepe yöneticiler; icracılar günlük operasyonlar dahilinde, bu değişimi ne kadar fark edebiliyor? Fark etseler de ne yapabiliyorlar?
Yönetim kurulu yapıları güçlendirilmeli
Buradan beni takip edeni okuyan KOBİ veya büyük ölçekli şirketlerin patron, genel müdür ya da mali işler yöneticilerine seslenmek istiyorum; lütfen bu değişimi anlayalım ve aksiyon alalım! Bakın anlamak demek, farkında olmak demek değil. Ötesine geçmek demek. İlk aksiyon, bu fırtınaya karşı kaptan köşkünü yani yönetim kurulunu güçlendirmek olmalı.
Ortaklık yapınız ne olursa olsun, aktif bir yönetim kurulu oluşturup, bu konuları tartışmaya, şirket stratejilerini geleceğe yönelik olarak belirlemeye çalışın. Yeterince üyemiz yok diyorsanız, bağımsız üyeler alın. Hatta yeterince üyeniz olsa bile alın. Gelecek on senede de bugün olduğu gibi yönetim kurullarında ciro, kâr, operasyon, KPI, EBITDA konuşursanız, batarsınız. Bu işleri icra kurulunda konuşun! Yönetim kurulları artık farklı bir misyona sahip. Artık yönetim kurullarının gündemi bunlar olmamalı. Koca koca sektörler, şirketler, iş modelleri, tedarik zincirleri yok oluyor, şekil değiştiriyor, merkez değiştiriyor, yok olmaya da devam edecek.
Yönetim kurulları artık geleceğin dünyasını, o dünyada içinde bulunulan sektörün yerini, şirketin yerini, gelecekte başarılı olmak için bugün hangi temel yetkinliklere sahip olmak gerektiğini, şirketi bugünden hangi yöne götürmek gerektiğini, nerelere yatırım yapmak veya hangi işlerden çıkmak gerektiğini, şirketi geleceğe yönelik nasıl dizayn etmek gerektiğini, gelecekte olması gereken iş modelini, yetenek yönetimini nasıl yapılacağını ve risk yönetimini konuşmalı. Bu konularda net ve uygulanabilir kararlar almalı.