Yönetim kurulları güçlendirilmeli

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Bildiğiniz üzere iş dünyası ve şirketler olarak belirsizlik ve değişkenliğin yeni normal kabul edildiği bir ortamda faaliyette bulunuyoruz. Elbette bir kısmı yurt dışı konjkonktür, bir kısmı ise yurt içinde politika tercihleri nedeniyle oluşan bu ortam bizler için oldukça yeni ve şaşırtıcı.

Deniz 2003’den bu yana alıştığımız gibi durgun değil artık. Dalgalı. Bu dalgalı denizde kaptanlık daha bir önemli hale geliyor. Hepimiz gemilerimize, teknelerimize güveniyoruz ama artık otopilot dönemi sona erdiğinden kaptanlık da kritik hale geldi. 

Denizler artık dalgalı!

Bu dönemde şirketlerin kaptanları olan CEO/Genel Müdürler, ekipleri ile teknelerini fırtınadan kurtarıp, güvenli limanlara taşımak istiyorlar. Ancak bu dönemde tepe yöneticilerin, kaptanlık yetkinliklerinden bağımsız olarak desteğe ihtiyaç duydukları ortada.

Strateji belirlemede, yatırım kararlarında, strateji değişikliklerinde, önemli maliyet/gider azaltma projelerinde, rekabete yönelik tasarruflarda ve en önemlisi şirketin karşı karşıya olduğu stratejik ve mali risklerin yönetiminde tecrübe ve yetkinliklerine güvendikleri Yönetim Kurulu üyelerinden fikir ve tavsiye almaları, konuları onlarla istişare etmeleri bu dönem beklenen bir tepe yönetim stratejisi. Deniz durgun ve hava güzelken karşılıklı olarak çok gerekli görülmese de bu dönemin gereği bu.

Güçlü yönetim kurulu nasıl oluşturulur?

Eğer icraya bu yönde destek verebilecek güçlü bir yönetim kurulu yapınız varsa, yani aile içinden veya dışından faaliyette bulunulan sektör ve süreçler ile ilgili farklı yetkinliklere sahip üyeler ile finans, risk yönetimi ve iç denetim gibi alanlarda tecrübe sahibi bağımsız üyelere sahipseniz, bu istişareler çok verimli ve faydalı geçecektir.

Ancak yönetim kurulunuz güçlü değilse, pasifse, sorumluluk almakta istekli değilse veya şirket içinde doğrudan icrai boyuta sahip bir yönetim kurulunuz varsa, o halde bu söylediğim destek, gözetim ve istişare mekanizmasından fayda sağlayamazsınız.

Eğer yönetim kurulunuz aktif değilse, ya da bahsettiğim kriterlere haiz değilse, tavsiyem güçlendirmeniz olacaktır. Neden derseniz, bu çalkantı ve değişkenliklerin seçim sonuçlarından bağımsız olarak 1.5 sene daha süreceğini öngörüyorum. Bu noktada hem dış gelişmeleri, hem stratejik riskleri, hem de icra faaliyetlerini yakından izleyen ve gerektiğinde önerilerde bulunan bir yönetim kurulu çok kıymetli.

Yönetim Kurulları Zor Dönemlerde Ne Tür Stratejiler İzlemeli?

Güçlü ve etkin bir yönetim kurulu yapılanmanız olduğunu veya bu yönde adımlar atacağınızı varsayarak bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.

Durum Analizi: Yönetim kurulları, yaşanan ekonomik zorlukların kaynağını ve şirket üzerindeki etkisini doğru bir şekilde analiz etmelidir. Bu analiz, şirketin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemeye ve uygun stratejiler geliştirmeye yardımcı olacaktır.

Yönetim kurulları başta makro ekonomik politikalar ve işe yansımaları olmak üzere, şirketin finansalları, pazar, sektör, rakipler, iş stratejileri, kritik mevzuat değişiklikleri, önemli iş riskleri, denetim zafiyetleri, bütçe gerçekleşmeleri ve şirketi ilgilendiren gelecek trendlerini yakından takip etmeliler.

Şeffaflık ve İletişim: Yönetim kurulları, çalışanlar, hissedarlar ve diğer paydaşlarla açık ve dürüst iletişim kurarak, güven inşa etmeli ve şirketin hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını ifade etmelidir. Yönetim kurulları bu dönemde ayrı bir icrai mekanizma mevcut ise, icraya destek vermeli, hem içeriye hem de dış paydaşlara birlik görüntüsü içinde olmalıdır.

Fikir ayrılıkları düzenli toplantılar ile ele alınmalı ve çözüme kavuşturulmalıdır. Zor zamanlarda tüm paydaşlar için yönetim kurulunun kararlı, açık, doğru ve şeffaf iletişimi kurumsal yönetim adına vazgeçilmez önemdedir.

Operasyonel Verimlilik: Yönetim kurulları, operasyonel verimliliği artırmak için maliyetleri düşürmeye ve süreçleri yeniden düzenlemeye odaklanmalıdır. Bu, iş gücü ve enerji maliyetlerini azaltma, tedarik zinciri optimizasyonu ve diğer alanlarda iyileştirmeler yapma gibi önlemler almayı içerebilir.

Bu noktada yönetim kurulları beklentilerini net şekilde tepe yönetime iletmelidir. Yönetim kurulu- tepe yönetim ayrışmasının olmadığı, icrai mahiyette olan yönetim kurulları ise, bu konuyu doğrudan ana gündemlerden biri olarak yakından takip etmelidir.

İnovasyon ve Dönüşüm: Ekonomik zorluklar, şirketlerin yenilikçi çözümler geliştirme ve iş modellerini dönüştürme fırsatı sunar. Yönetim kurulları, şirketlerinden yeni ürün ve hizmetler sunmalarını, iş süreçlerini dijitalleştirerek ve mevcut pazarda yeni nişler ve mavi okyanuslar keşfetmelerini talep ederek, rekabet avantajı sağlaması için çaba göstermelidir.

Bu dalgalı denizlerde en büyük sorun şüphesiz ki fiyat rekabeti içinde, dar kar marjları içine sıkışarak var olmaya çalışmaktır. Bu hatalı bir stratejidir. Doğru olan inovasyon ile rekabetten farklılaşmaktır.

Risk Yönetimi: Yönetim kurulları, şirketin risk profiline dikkatle bakarak, uygun risk yönetimi stratejileri geliştirmelidir. Bu, potansiyel tehditleri önceden belirlemeyi, olası senaryoları değerlendirmeyi ve önleyici tedbirler almayı içerir.

Ayrıca, şirketin finansal yapısını güçlendirmek ve likidite ihtiyaçlarını yönetmek önemlidir. Yönetim kurulları risk yönetimi görevlerini yerine getirirken, risk ve denetim komitelerinden faydalanırlar. Bağımsız üyelerin çoğunlukta olduğu bu komiteler, periyodik ve olağanüstü toplanarak yönetim kurulunu riskler hakkında bilgilendirir ve erken tedbir alınmasını sağlarlar. Şirketinizde bu komiteler mevcut değilse, kurulmasını tavsiye ederim.

Yetenek Yönetimi: Ekonomik zorluklarla başa çıkmak için şirketler, çalışanlarının becerilerini ve motivasyonunu en üst düzeye çıkarmalıdır. Yönetim kurulları, çalışanların yeteneklerini geliştirmeye, moral ve motivasyonu artırmaya ve etkili liderlik sergilemeye odaklanmalıdır. Elbette bundan da önemlisi, en iyi yetenekleri bulmak, işe dahil etmek ve elde tutmaktır.

Bu noktada yönetim kurulu şirketin insan kaynakları politikalarını, yetenek yönetim sistemini, terfileri, kritik pozisyondaki üst yönetim ekibi üyelerinin performanslarını ve çalışan turnover oranlarını ve sebeplerini yakından takip etmelidir. Yetkin ve beceri sahibi çalışanlar önümüzdeki 10 sene boyunca en kıt kaynak olacağından, bu konu sermayeden dahi daha fazla önem arz eden bir konu olacaktır.

Uzun Vadeli Perspektif: Yönetim kurulları, tepe yöneticileri kısa vadeli krizlerle başa çıkarken şirketin uzun vadeli stratejik hedeflerini göz ardı etmemelidir. Bu, hem mevcut zorlukları hafifletmek için acil önlemler almak, hem de şirketin gelecekteki büyüme ve başarısı için temel atmak anlamına gelir.

Yani birilerinin gözü hep doğru rotada gidildiğinden, yaklaşan bir fırtına olup olmadığından, denizde bir kaya veya buzdağı olup olmadığından emin olmak için ufukta olmalıdır. Bu yönetim kuruludur.

 

Bir sonraki yazıda işin “nasılını” yani yönetim kurullarının nasıl güçlendirileceğini ele alacağız.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eyvah torunlar büyüdü! 12 Kasım 2024