Yönetim kurulları daha proaktif olmalı!

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Dünya genelinde yönetim kurulu gündemlerini ve yönetim kurullarının çalışma usullerini yakından takip etmeye çalışıyorum.

Kendim de pek çok şirkette bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığımdan, bu perspektifleri içinde bulunduğum yönetim kurulları ile paylaşmaya önem veriyorum. Bu nedenle ülke bazlı veya küresel ölçekte düzenlenen anketleri ve sonuç raporlarını kaçırmamaya gayret ediyorum.

Geçtiğimiz hafta Protiviti uluslararası danışmanlık şirketinin iki ayrı kuruluş ile birlikte küresel çapta düzenlenmiş olduğu “Global Board Governance Survey” yani Küresel Yönetim Kurulu Yönetişim Anketi’nin sonuç raporunu inceleme şansım oldu. Anketin sonuç raporu, yönetim kurulu öncelikleri, performansı ve yönetişim uygulamaları hakkında 1.000’den fazla yönetim kurulu üyesi ve C-seviye liderin farklı bakış açılarından içgörüler sağlıyor.

Öne çıkanlar

Stratejik planlama ve yürütme, yönetim kurulunun en önemli önceliği olarak öne çıkıyor. Risk yönetimi gözetimi, CEO ve diğer yöneticilerin halef planlaması, dijital dönüşüm, yeni teknolojilerin entegrasyonu, inovasyon ve ARGE diğer öncelikler arasında yer alıyor.

Anket katılımcılarının çoğu yönetim kurulu üyelerinin şirket stratejisine ve önemli politika kararlarına girdi sağladığına ve bunları onayladığına, hissedarların ve paydaşların çıkarlarını temsil ettiğine, şirketin çıkarlarını kendi çıkarlarının önünde tuttuğuna ve güvene dayalı sorumluluklarını yerine getirdiğine katılıyor. Bu noktada yönetim kurullarını yönetişim görevlerini yerine getirmede başarılı buluyorlar.

Öte yandan C-seviye katılımcılar, yönetim kurulu üyelerinin her toplantıya hazırlıklı geldikleri ve toplantılara yapıcı bir şekilde katılım gösterdikleri konularında daha olumsuz düşünceye sahipler. Demek ki bu sorun sadece ülkemizde değil, dünyada da yaşanan bir sorun. İcra tarafında daha aktif ve katılımcı yönetim kurulu beklentisi var.

Büyümeye yönelik riskler

Ankete katılan 1000’in üzerinde YK üyesi ve C-Seviye yönetici, şirketlerinin büyüme süreçlerini olumsuz etkileme potansiyeli taşıyan ilk beş riski şu şekilde belirlemişler:

 1-Yetenekleri çekme, elde tutma ve geliştirme

2-Sermayeye erişim ve likidite

3-Yeni ve gelişen teknolojiler

 4-Merkez Bankalarının para politikası uygulamaları, yüksek enflasyon ve artan işçilik maliyetleri kaynaklı ekonomik belirsizlikler

5-Yıkıcı inovasyon kaynaklı hızlı değişim

Bu risklere ne kadar hazırlıklı olunduğuna bakıldığında ise, katılımcılar sermayeye erişim ve likidite hariç, diğer risklere yönelik yeterince hazırlıklı olunmadığını, bu riskleri yönetmekte zorlandıklarını ifade etmişler. Ülkemiz özelinde de bu risklerin aynen geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Demek ki, dünya genelinde yönetim kurulları benzer risklerden endişe ediyorlar. Bu risklerin ve bunlara yönelik stratejilerin muhakkak yönetim kurullarının gündeminde olması gerekiyor.

Daha iyi yönetişim için yönetim kurullarına öneriler

Anket sadece sorunları teşhis etmekle kalmıyor, aynı zamanda çözüm önerileri de sunuyor. Yönetim kurullarının yönetişim uygulamalarını aktif olarak iyileştirmeleri için birkaç önemli alana odaklanmaları çağrısında bulunuluyor. Bunlar arasında üye performansının daha iyi değerlendirilmesi ve düşük performansa tedbir alınması, belirsizliklere yönelik örgütsel direncin sağlanması noktasında icraya daha fazla destek verilmesi, büyümeye yönelik risklerin daha etkin ele alınması, kriz yönetimi ve siber güvenlik süreçlerine odaklanma, üyelerin toplantılara daha hazırlıklı gelmeleri, yönetim kurulu üye kompozisyonu ve niteliklerinin iyileştirilmesi yer alıyor. Kısaca anket sonuçları yönetim kurullarının daha proaktif, daha hazırlıklı olmaları gerektiğine işaret ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar