Yönetilemeyen endişeler ve piyasalar...
ARKA PLAN / Mehmet Uğur CİVELEK Gerek küresel gerekse ulusal düzeyde olumsuzluk dozunun arttığı, belirsizlik ve kırılganlığın artış eğilimini sürdürdüğü bir haftayı geride bıraktık. Finansal piyasalar bunalırken, ekonomik beklentiler iyice olumsuzlaştı ve siyasetin hareket alanı iyice daraldı. İyimserlerin, olumsuzlukların geçici olduğu veya olacağına yönelik yönlendirme çabaları tam anlamı ile çuvalladı. Küresel düzeyde menkul ve gayrimenkul fiyatları geriledi hem de Federal Rezerve'nin kısa vadeli faizleri seri bir şekilde düşürmeye devam edeceği beklentisine rağmen! Amerikan Doları kontrolsüz bir şekilde değer kaybederken, Japon Yeni değerlenmeye devam etti; döviz piyasalarındaki bu gelişmeler riskten kaçınma eğiliminin güçlenmeye devam ettiğini teyit etti. Kredi ise, gerek küresel düzeydeki sıkıntıların sermaye hareketleri üzerindeki olumsuz etkisi, gerekse yüksek çıkan enflasyon rakamları ve gündeme ipotek koyan kısır siyasi çekişmeler nedeni ile endişe büyüdü. Döviz ve emtia piyasalarındaki gelişmeler iyimser beklentileri güçlendirme amaçlı analiz ve değerlendirmeleri çöp sepetine yollarken, korku ve endişenin büyümesine sebep oldu. Ortadoğu'ya taze özkaynak için gidenlerin eli boş dönmesi, kredi krizinin daha önce dile getirilmeyen alanlara doğru genişlemesi, olumsuzlukları kontrol altında tutmak amacı ile devreye giren yaklaşımların etkisiz kalması kaotik bir ortamın şekillenmesinde belirleyici oldu. Artık bugün için ABD ekonomisinin durgunluğa girdiği ve küresel etkileri olacağı kanaati genel kabul görüyor. Tartışma durgunluk senaryoları ve süresi üzerinde yoğunlaşıyor ve çok tartışılanları pek gerçekçi görünmüyor. Yaşanan kredi krizinin dibi görünmeden, gerek durgunluk senaryoları gerekse süresi konusundaki tahminler temenni olmaktan öteye gidemez. Aksini iddia edenlere sormak gerekiyor: ABD ekonomisi ve küresel eğilimler açısından en olumsuz aşamaya gelindi mi? 1970'li yıllar ve 1980'lerin ikinci yarısında yaşanan durgunluklar neden uzun süreli oldu? Bugünün sorunları daha hafif mi ki daha kısa sürede aşılabilsin? Eğer sorunlar görece daha küçük ise neden yeni bir dünya düzeni için büyük çaba harcanıyor?.. Bugün gerek ABD ekonomisindeki gerekse küresel düzeydeki sorunların 1970'li ve 80'li yıllardakine göre çok daha ağır olduğunu, bu nedenle yaşanacak bir durgunluğun da çok daha uzun süreli ve yıkıcı olabileceğini düşünüyorum. Eğer böyle olmasa idi ilkeler tüketilmez, gelir dağılımı ve rekabet koşullarındaki olumsuzluklara kayıtsız kalınmaz, beklentileri yönlendirerek insanları koyun sürüsüne dönüştürme çabası içine girilmezdi. Güç dengelerinin değişmesini istemeyenler bu büyük hataları yaptılar ve muhtemelen direnmeye devam ediyorlar ve edecekler. Günü kurtararak kazandıkları zamanda ise kendi çıkarlarını gözeten ve güç dengesini koruyan yeni bir düzen kurmaya harcıyorlar ve tüm faturayı bugün uyuttukları ve o konumda tutmaya çalıştıkları kesimlere çıkarma çabası içinde olmaya devam edecekler. Durgunluk kaçınılmaz hale gelince de bunun enflasyonist olması için yoğun çaba harcayacaklar; zira deflasyonist bir durgunluk onlar için ani güç kaybı yaratırken enflasyonist olanı bu süreci zamana yayıyor. Konuşulmayan endişeleri biraz olsun açığa çıkartmak için durgunluğun en az üç yıl sürebileceğini varsayalım ve neler yaşanabileceğini düşünelim. Başlangıçta menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlıklarda yaşanan değer kayıplarının nispeten kabul edilebilir olduğunu fakat beklentilerin bozulmaya başladığını düşünelim. Zaman içinde durgunluk yaşanacağını ve bunun kısa süreli olmayacağını öngörenlerin sayısı geometrik olarak artar ve bu süreç kendi kendini besler. Böyle bir kriz ancak finansal yapı fonksiyonelliğini kaybettiğinde en kötü noktaya gelmiş olur, toparlanması da çok uzun yıllar alabilir. Bir düşünün ABD'de bireysel emeklilik sisteminden çıkışların sermaye piyasasını gerilettiğini, bu durumun bilançoları yıprattığını, yeni kredi verilemediği için kredi krizinin süratle genişlediğini varsayın... Krizin dibini görebiliyor musunuz!.. Bu kabustan kaçmak için 2000 yılındaki durgunluk sonrasında büyük hatalar yapıldı. Sorunların ve bunlara bağlı faturaların kontrolsüzce büyümesi pahasına, bir saadet zinciri yaratılarak gün kurtarıldı. Para politikaları bir daha sıkıştırılmamak üzere gevşetildi... Geçtiğimiz hafta içinde Dow Jones Sanayi Endeksi'nin 12000 puan düzeyinin altında kapanması, Euro/dolar paritesinin 1.54 düzeyini görmesi, petrol başta olmak üzere hammadde fiyatlarının ya rekor düzeylerini koruması veya yeni rekorlara imza atması gibi eğilimler hangi korku veya beklentilerin etkisi ile oluştu? Bu yeni durumun tetikleyeceği veya güç vereceği eğilimler hangileri olabilir? Unutmayın olumsuzlukta ikinci dalga daha yeni başladı... Eğer başta petrol olmak üzere enflasyon baskısı üreten hammadde fiyatlarındaki eğilimin yönü değişir ve yüzde 20'yi aşan bir düşüş söz konusu olur ise bilin ki üçüncü ve en yıkıcı son dalga devreye girmiş demektir ki bu ortamda bilançolardaki yıpranma çok daha büyük olacak demektir. Evet tehlike çok büyük ve ağırlaşmış sorunlar nedeniyle dalga dalga kendisini hissettirecek. Para kazanma değil, kaybetmeme amacına öncelik verenler daha az yıpranır... Bazı kesimler için artık aza tamah etmek pek olası değil ve çoğu hiç bulamayacaklar!