Yönetici karar alırken vatandaşla empati yapmalı...
Fenerbahçe-Osmanlıspor maçı nedeniyle maçtan önce ve sonra 4 saat süreyle masa başında alınan, stad çevresinde kapatılan yollar nedeniyle yaşadıklarımı ve hafta içersinde İkinci Köprü yolundaki kamyon trafiğinin yasağa rağmen, saat 16 sonrası sürmesi nedeniyle bir vatandaş olarak yaşadıklarımı anlatacağım. Yöneticilerin, masa başında karar alırken, uygulamadan etkilenecek vatandaşların karşılaşacaklarını düşünmeleri, empati yapmaları gerektiği üzerinde duracağım.
Geçen hafta başında Moda Deniz Kulübü'nde pazar günü 17’deki bir fotoğraf sergisi için davet aldım. Erenköy’de evden çıkmak üzere iken, “güvenlik" nedeniyle, Fenerbahçe Stadı çevresindeki yolların, maç öncesi ve sonrası trafiğe 4 saat süre ile kapatıldığını, televizyondaki bir haberden öğrendim. Alternatif bir yol önerisi haberde yer almadığı için E-5’e çıkıp Haydarpaşa’dan Kadıköy yoluyla Moda’ya gitme kararı aldık. Evden biraz erken çıktığımız için yarım saat kadar sonra Moda Deniz Kulübü'ne vardık. İki saat kadar orada kaldıktan sonra, geldiğimiz yoldan geri dönmek için 18 civarında yola çıktık. Kadıköy’e inebilmemiz 4 saat aldı. Radyodaki o uyarı dışında yol üstünde hiçbir uyarı ve yön gösterici polis olmadığı için, “yol açıktır” diye Yoğurtçu Parkı'na kadar inen araçlar, oradan geri dönmek zorunda kaldığı için trafik Arap saçına dönüp felç olmuştu. Bu alanda yine hiçbir trafik polisi ve düzenleme söz konusu değildi.
Yani birileri, masa başında, duyum aldıkları bir “terör saldırısı” iddiası üzerine çareyi “yolları dört saat” süre ile gidiş-geliş çift yönlü kapatma ile alternatif sunmadan çözüm üretmişlerdi. Ve alternatif çözüm ortaya koymadıkları için “yasaklarıyla” o alanda hareket edecek vatandaşların neler yaşayabileceklerini düşünmeden, yönlendirici trafik polisleri görevlendirmeden, olacakları hesaplamadan bu duruma neden olabilmişlerdi...
Şimdi Fenerbahçe’nin sahasında sezon sonuna kadar oynayacağı her maçta aynı kararın uygulanacağı bilgisini aldığım için, “Bu masa başı karar saçmalığına bağlı yasağı” gözden geçirilmesini, hiç değilse alternatif güzergahlar ve yönlendirici trafik polisleriyle yön gösterici olunmasını öneriyorum.
Gelelim, İkinci Köprü akşam trafiğindeki kamyon ve TIR’lara... Akşamları, Bağcılar'daki gazete binasından çıkıp, karşıya geçiyoruz. Bu yolda saat 16.00'dan sonra kamyon ve TIR trafiğinin son bulması kurala bağlanmış durumda. Bazı günler bu kural uygulanıyor ve karşıya 45 dakika civarı bir sürede geçiyoruz. Ama son dönemde bu kurala ara sıra uyuluyor. Geri kalan günlerde kamyon ve TIR trafiği kesilmeden sürdürülüyor. O zaman karşıya geçiş süresi 2-2.5 saat sürüyor. Bu yolculuk süresinde de trafik polisine, sadece köprü girişinden 200 metre kadar önce Levent sapağında rastlayabiliyoruz. Onlar da yüzlerce kamyon ve TIR’dan sadece birkaçını durdurup “göstermelik” ceza yazıyorlar.
Düzeltilmesi çok zor olmayan, yöneticilerin, masa başında karar alırken kendilerinin de “vatandaş olduğunu" bilerek, vatandaşların neler yaşayabileceğini düşünerek empati yaparak hareket etmeleri gerekir. Bunu yapmadıklarında, yukarıda örneklerini verdiğim olayları yaşayan vatandaşlar, karar alıcıları, yöneticileri, “hayırla” anmazlar.
Tabii bu olumsuzluklar, sadece benim yaşayarak anlattıklarımla sınırlı değil, birçok yerde, birçok alanda farklı farklı yaşanıyor.
Bunun çözümü yöneticilerin karar alırken kendilerinin de vatandaş olduğunu düşünerek, vatandaşın yaşayabileceği sonuçları önceden tahmin edip, sorunu en aza inderecek çare üretmelerinden geçiyor.