Yöneten ile yönetileni ayırmadan yönetici olamazsınız

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Geçen yazımda "Bir işletmenin takas edilebilecek veya takas ettiği şeyleri elde etmek yani 'üretmek' ve onları birilerini bularak ya da birilerini razı ederek takas etmek yani 'pazarlamak' dışında bir 'işlevi'(1) de yoktur. İşletme işlevi denilen şey üretim ve pazarlamadır ve bunların dışında bir işletme işlevi yoktur demiştim. Konumuz olan işletmeleri de kârlarını geçtiği dönemden; rakiplerinin karlarından ve işletmenin işine devam edebilmesi için yeterli sayılacak kardan yüksek tutmak için ürettiği şeyi pazarlayan ve/veya pazarlayabileceği şeyi üreten örgütler olarak" tanımlamıştım.

Bu anlayışa göre finansman bir işletme işlevi değildir. Muhasebe de değildir. Bilgi işlem, personel idaresi, insan kaynakları idaresi, stratejik işbirlikleri, motivasyon, planlama, nakit yönetimi falan filan da işletme işlevleri değillerdir.

Önceki sohbetlerimizde işletmecilik konusunda son yıllarda önümüze gelen en önemli gelişmenin şu veya bu teknik, globalleşme, iletişim haberleşme falan değil, 'işletme' ile 'işletenin' birbirlerinden ayrılması olduğunu söylemiştim. Okurlarım hatırlayacaklar, işletileni yani şirketleri arabaya, işleteni yani yöneticiyi de sürücüye benzetmiştik. İşletmenin yani şirketin tanımını iki ana parçasını adlandırarak verdik: Pazarlama ve üretim. Bu ana parçaları oluşturan küçük parçaları da ileride teker teker tanımlayarak 'arabayı' detaylarıyla tarifleyeceğiz.

Bu yazıda 'sürücüye' yani 'yöneticiye' değinelim. Yönetici kendisine işletmenin amacına ulaşması için yetki verilen kişidir. Yani işletmeyi kullanarak sermayenin beklentilerini yerine getirecek kişidir. Nasıl bir sürücüye "Şu noktadan şuraya şu kadar zamanda git" diye araba verilirse yöneticiye de "Al bu işletmeyi ve kârlarını önceki dönemden; rakiplerinin kârlarından ve işletmenin işine devam edebilmesi için yeterli sayılacak kârdan yüksek tut" komutu verilmiştir. Yönetici de bu arabayı yani pazarlama ve üretimden oluşan bir örgütü bu amaç için yöneten kişidir.

"Şimdi bunun ne önemi var?" diyeceksiniz. Bu noktada hemen herkes bu soruyu sorar. Sorarsanız şaşmam ama eğer sormuyorsanız şaşarım. Yöneticiyi pazarlama ve üretim işlevlerini yöneterek para kazandıran biri olduğu tezinin ne denli önemli olduğunu ileride hep beraber göreceğiz. Şimdi ben "Göz, kol ve bacak arabanın önemli parçalarıdır" desem herkes "Saçmalama onlar arabanın değil sürücünün parçaları" der. "Fren balatası sürücünün hayati bir parçasıdır" desem "Hoca üşütmüş" dersiniz. Neden? Çünkü araba nedir, şoför nedir hepiniz biliyorsunuz. Ama ben "Finansman işletmelerin bir parçasıdır" desem kimse garipsemez. Hatta bunu böyle bilirsiniz. "İnsan kaynakları idaresi işletmelerin önemli bir parçasıdır" diyerek nutuk atsam kimse "Öyle saçma şey olmaz" demediği gibi böyle kabullenildiği için normal gelir.

Şimdi size bir yazardan alıntı vereceğim: "Bu arada önemli bir konuya açıklık getirmek istiyorum ki neyi niye yazdığımı, nereye gitmek istediğimi anlatabileyim. Öyle ya, neredeyse okuma-yazma bilen herkes sizlere yöneticilik nasıl yapılır konusunda tavsiyede bulunmaya hazır birçoğunu isteseniz de susturamıyorsunuz. Beni de onlar arasına katmadan ne yapacağımızı, ne tartışacağımızı açıkça anlatmak isterim. İleride önce ve her şeyden önemlisi, işletme yönetimi mesleğinin bir tanımını yapacağız. Çünkü şu haliyle işletme yöneticiliği ne yazık ki bir meslek değil. Şimdi birçoğunuzun "meslek olmaz olur mu?" diye sorduğunu biliyorum. Bu savımı sınamak istiyorsanız ve de yönetici iseniz bana mesleğinizi tanımlayın. Ben kırk sene yöneticilik yaptım. Bunun son yirmi senesini yönetici eğiterek geçirdim. Annem eşine dostuna bunca senedir ne iş yaptığımı anlatamadı. Ben de ona anlatamadım. En sonunda Birleşmiş Milletler'de diplomatik statü ile çalıştığımı öğrendi de ahir ömründe 'oğlum diplomat' diyerek eşe dosta mahcup düşmekten kurtuldu. Yani diplomatlık nedir herkes ya biliyor ya da en azından bildiğini sanıyor ama işletmeci deyince yetmiyor. Mühendis, doktor, avukat, asker, tornacı, hatta futbolcu olarak meslek bildirebiliyorsunuz ve hemen herkes anlıyor ama eğer işletmeciyseniz ille de 'ABC şirketinde falan filan makamda' diye açıklama getirmeniz gerekiyor."

Bu yazar benim. DÜNYA Gazetesi'ndeki ikinci yazımdan bir alıntı. Eğer yazılarımı 23 haftadır sadakatle okuyorsanız bunca sürede nereden nereye geldiğimizi hemen anlayacaksınız. Eğer okumadınızsa DÜNYA'nın web sayfasından okuyabilirsiniz. Bir gözden geçirmenizin çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Sürücü-yönetici, araba-işletme metaforlarını bu kadar didikleme nedenimiz işte bu ikinci yazıda verdiğim söz. Yöneticinin işini yani işletmecilik mesleğini tanımlayacağız demiştim. Neyi yönettiğini şimdilik kaba hatlarıyla tanımladık. Şimdi yönetim işini öyle bir tanımlayacağız ki bundan sonra hiçbirinizin ailesi rahmetli Annem gibi başka bir şey bulamayıp "Oğlum diplomat" diyecek ne de "Oğlum veya kızım fişmekan şirkette müdür" deyip ne iş yaptığınızı anlatmak yerine makam unvanınızı söyleyecek.

Sağlıcakla kalın.

(1) İşlev kelimesini İngilizce 'function' kelimesinin karşılığı olarak kullanıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019