Yönetebileceğiniz kadar büyüyün
İş hayatında hangi patrona sorsanız aynı şeyi söyleyecektir. Büyümek iyidir diyecektir. Hatta sürekli büyümek iyidir diyecektir. Evet, büyümek iyidir, bu kesin. Ancak büyüme ile yönetim kabiliyeti doğru orantılı gelişmelidir. Eğer bir yandan büyürken, diğer yandan da etkili yönetimi sağlayamazsanız, o büyüme size külfet olur.
Bir süre sonra da şirketiniz yönetilemez, kişilere bağlı ve kaotik hale gelir. O yüzden hep şuna dikkat edin derim; ya yönetebileceğiniz kadar büyüyün, ya da büyüdükçe yönetim kabiliyetlerinizi aynı oranda artırın.
Gerçekçi bakış şart
Şirketinizin mevcut durumuna gerçekçi bakmakta fayda var. Evet muhtemelen pek çok şeyi iyi yapıyorsunuz; kaliteli ürünler, tercih edilen hizmetler, şirkete bağlı bir yönetim ekibi, azimli çalışanlar ve memnun müşteriler. Tam da bu noktada, iki tane soru sormak gerek.
Biz gerçekten bu konularda o kadar iyi miyiz ve biz hangi konularda o kadar da iyi değiliz? Bu iki soruya verilecek gerçekçi yanıtlar, şirketinizin geleceğini belirleyecek kadar önemli.
İyi yaptığımız işlerin genellikle teknik kabiliyetlerden, kötü yaptıklarımızın ise yönetim kabiliyetlerimizden kaynaklandığını çok defalar tecrübe ettim. Zaten piyasada belirli bir konumda olan, cirosu olan, tanınan, müşterileri tarafından tercih edilen, ürünleri tutulan bir firma, teknik açıdan işi iyi yapıyor ya da vasatın üstünde yapıyor demektir. Piyasada zirvede değilse, yurt dışına çalışamıyorsa, en kaliteli ürün ya da hizmeti sunamıyorsa, farklılaşamıyor, maliyetleri yönetemiyorsa, burada yönetsel bir sorun var demektir.
Yönetim kapasitesi rekabette teknik kapasite kadar belirleyicidir
Ciddi bir büyüklüğe gelmiş, orta ölçekli bir imalat şirketinin sahibi olan değerli dostum, “hocam makinalarımız, hatlarımız, hammaddelerimiz, ürünlerimiz, çalıştığımız tedarikçi ve lojistik firmalar bile aynı, biz neden onlar kadar (rakipleri kast ediyor) iş yapamıyoruz? Neden yurt dışından müşteri bulamıyoruz?” diye sorduğunda, aslında teknik yeterliliğe rağmen neden piyasada arzu edilen paya ve başarıya sahip olmadığını merak ediyordu. Cevap yönetsel kapasitede saklıydı.
Müşteri taleplerine hızlı dönebilen, daha hızlı anlayan, daha çabuk teklif verebilen, ÜRGE’sini daha etkin çalıştırabilen, prototip üretimini ve onayları daha hızlı sağlayan, rakiplere daha kurumsal bir imaj veren, paydaş iletişimi daha kuvvetli olan, hata, kayıp ve kaçaklar için sistemler kurmuş, ölçek ile verimliliği ve dolayısı ile de düşük maliyet avantajını sağlamış, iç denetim ile verimsizliği önleyen, hedeflerle yönetilen, bütçe ile çalışan rakip firmanın bunu yönetsel kapasite farkı ile sağladığını anlattığımda ve örneklerle desteklediğimde bir hayli şaşırmıştı.
Yönetim kapasitesi geleceğe odaklanmanızı sağlar
Önce büyüyeyim, belirli bir ölçeğe geleyim, sonra kurumsallaşır ve yönetsel kapasitemi artırırım anlayışı maalesef geçeri değil. Kurumsallaşma ve yönetim kapasitesi, teknik kapasite ve büyüme ile eşgüdümlü gitmeli. Adımlar eş zamanlı atılmalı.
Yönetim kapasitesini eş zamanlı artırmadığınızda, işin üstünde değil, içinde kalırsınız. Operasyondan kafayı kaldırıp, stratejiye bakamazsınız. Müşteriyi, pazar, sektörü ve dünyadaki gelişmeleri anlayamazsınız. Sadece teknik kapasiteye dayalı bir süre iş yaparsınız, bir süre sonra o da biter. Yönetim kapasitesi sizi geleceğe odaklar, stratejik düşünmenize imkan verir, cesaretle atılımlar yapmanız için güvence sağlar.
Yıllık cirosu milyar TL’leri aşan bir üretim şirketinin sahibi olan değerli dostum, hocam Avrupa’da, Amerika’da çok fırsat var, ancak biz yönetsel kapasitemiz nedeniyle cesaret edip oralarda faaliyete geçemiyoruz dediğinde, çok üzülmüştüm. Ama tespit ve düşüncesi doğruydu. Yönetsel kapasite, yani yönetim sistemleri, etkili yönetim teknikleri, potansiyeli yüksek bir ekip ve araçlar olmadan yurt dışına açılmak, bırakın fabrikayı, depoyu, ihracat bile yapmak bir süre sonra yönetilemez hale getirebilir işleri.
Büyümek istiyorsanız, yönetim işine yatırım yapın
Hep söylediğim bir şeydir, hat yatırımı, makine yatırımı kadar önemli olan şey yönetim kabiliyetlerinize yatırım yapmaktır. Bir iç kontrol sistemi kurmak, stratejik plan yapmak, yönetici havuzu oluşturmak, yönetici adaylarına eğitim vermek, şirketinizin yönetsel check up ını yaptırıp, gerçek durumunuzu görmek, risk yönetimi süreçlerini kurmak, tüm çalışanların görev, yetki ve sorumluluklarını netleştirmek, dinamik bütçeleme yapmak, etkili bir insan kaynakları fonksiyonu oluşturmak, bilgi teknolojilerine, özellikle de yapay zekaya ve otomasyonlara yatırım yapmak sizi büyüme sürecinde destekler.
Bu işler yatırım ve emek gerektirir. İngilizce’de sevdiğim bir söz var “what got you here, won’t get you there” diye. Yani “sizi buraya getiren şey, oraya götürmez” anlamına geliyor. 20 sene önce bugüne nasıl geldiğiniz önemliydi, aynı şeyi yaparak başarı sağlayabilirdiniz. Ama bugün, sizi buraya getiren şey, çoktan eskidi. Yeni şeyler söylemek, yapmak, keşfetmek gerekiyor. Teknik kapasite hızlı gelişmez, bir anda büyümez. Yönetsel kapasite daha hızlı artar, adapte olur, geliştirilir. Bunu ihmal etmeyin sevgili iş insanları.
Perşembe günü yönetim kapasitesi nasıl artırılır üzerinde sohbete devam ediyoruz.