Yön değiştirme kaygısı temel belirsizlik nedeni

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Artık belirsizliğe alıştık gibi. Artarda gelen gelişmeler Türkiye ekonomisinde belirsizlik üretiyor. Dışarıdaki koşullar da buna yardım ediyor kuşkusuz. Belirsizliğin büyük ölçüde güven kaybından kaynaklandığının altının çizilmesi gerekiyor. Gerçekten hemen her alanda güven kaybı yaşadığımız izleniyor. İsteyen bunu açıklanan güven endekslerinden takip edebilir. Güven kaybının bir boyutu ekonominin içinde bulunduğu koşullar ile ilgili. Büyümekte zorlanan ekonomi önünü görmekte de sıkıntı çekiyor. Bunun ötesinde risk algısının yükselmesi de güven duygusunu tahrip ediyor. Risk algısındaki yükselmenin bir yönü fiyatlardaki istikrarsızlık. Özellikle finansal fiyatlarda gözlenen oynaklık güven duygularını törpülüyor ve riskten kaçmayı özendiriyor.

Siyasi gelişmelerden kaynaklanan ve risk algısını besleyen bir tür güven kaybı da söz konusu. İçerideki terör, şiddet ve bunların takibi dışarıda ise Orta Doğu’da savaşa girdiğimiz izlenimi veren gelişmeler bizim doğrudan muhatap olduğumuz riskler. Bu kadar yoğun yaşanan risk ortamında güven duygusunun kaybedilmesine şaşmamak gerekir herhalde. Şimdi bunlara bir de referandum eklendi. Referandumlar her yerde aynı şekilde yaşanmıyor. Bir biriyle uyumlu bireylerin yaşadığı ülkelerde referandumda kimse kimsenin düşüncesine ve kararına karışmaz, süreç görece sessiz sedasız yaşanır, sonuç olgunlukla kabullenilir. Bazı yerlerde ise neredeyse “ötekinin düşüncesi” referansı dahi çatışma üretiyor. Son aylardaki gelişmelere bakarsak bizi ikinci gruba koymak gerekir herhalde. Daha fol yok yumurta yok durumundayken dahi bu kadar gerilmek insanlarda güven zafiyeti yaratıyor, belirsizliği besliyor. Bu ikili arasındaki ilişki döngüsel. Güven kaybı belirsizlik üretirken belirsizliğin yoğunlaşması da güvensizliği besliyor.

Bir de bütünüyle dışarıda oluşan ve gün geçtikçe daha da etkin olacağı izlenimini veren gelişmeler var. Bunun ilk sırasına ABD’deki Trump gösterisini koymak gerekiyor. Başkan seçilmesinden atanmasına kadar geçen ara dönemde Trump görece daha sakin bir duruş sergiledi. Umutlar arttı. “Taç giyen baş akıllanır” deyişine prim vereler çoğaldı. Ama atamadan sonra Trump adeta özüne döndü. Yeni başkan her gün başka bir skandal karara, aykırı bir söyleme imza atarak ABD’yi batı dünyasının en oynak ve güvensiz ülkesi yarışında ön plana taşıdı. Bu gelişme sadece bizde değil, tüm dünyada kaygı yarattı. Risk algısı arttı, güvensizlik yayıldı, herkes kıpırdanmaya başladı.

Bunlar güncel olarak yaşadığımız belirsizlik unsurları. Aslında bütün bunların ötesinde, dipte derinde yatan önemli bir belirsizlik kaynağı daha var. Bu da “yön değiştirme” kaygısı. Bu meselenin tartışması bir yazının sınırlarını aşar kuşkusuz. Ama toplumlarda böyle bir huzursuzluk olduğu aşikar. Bizde bu kaygı neredeyse uç boyutlara itilmiş vaziyette. Her yanı zaten belirsizlikle çevrilmiş bir toplumda bir de böyle izlenimin uyarılması, böyle bir kaygının doğması kuşkusuz güven kaybının önemli bir nedeni. Bu tür kaygıya kapılanların ileriye nesnel gözle bakması, riskleri objektif olarak değerlendirmesi biraz zor.

Şimdi böyle bir dünyanın içine yuvarlanmış durumdayız. Neredeyse bütün dünyada “yön değiştirme” hevesi yükseliyor. Her ülkede kendilerinin tarif ettikleri türdeki yön değiştirmeye taraf olan da var karşı duran da. Bazı yerlerde neredeyse sıcak çatışmaya dönüşüyor bu çekişme kimi yerlerde ise örtülü biçimde yürüyor. Dahası, insan toplulukları için böyle yön değiştirme isteği yeni bir şey de değil. Tarihi bu tür isteklerin manzumesi olarak okumak da mümkün. Bazen büyük alt üst oluşlarla yaşanan yön değiştirme bazen uzun sürelere yayılan değişim adımlarıyla gerçekleşiyor.

Farkındaysanız dünya kıpır kıpır kıpırdayan bir küre haline geldi. Yaşanan belirsizlik ve güvensizlikler temelde bu kıpırtının sonuçları. Ancak, dünya henüz kaynama noktasına uzak gibi görünüyor. Akıllı iktidarlar kendi toplumlarını bu kaynama noktasından uzak tutmaya gayret ediyorlar. Belirsizlik ve güven kaybı yaratamamaya özen gösteriyorlar. Sorunları büyümeden çözüyor, olası bir yön değiştirmenin yolunu da uzlaşmayla döşemeye gayret ediyorlar. Her zamanki gibi “yeni dünyanın hakimi biz olacağız” gibi bir tutkunun peşine düşmüş olanlar da var tabii. Dikkat edin günümüzde yaşanan belirsizlik ve güven kaybının arka planında genellikle bu tür tutkular önemli rol oynuyor. Oysa tarih toplumların aradıkları yön değişimine bu tür tutkuları aşarak ulaştıklarını gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018