Yön değil doz şaşırttı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bir kaç gün arayla iki temel veri açıklandı. Birisi 2010 yılının son çeyreğine ve bütününe ilişkin büyüme rakkamlarıydı. Büyüme verilerinden ekonominin 2010 yılının son üç ayında hızlandığını ve 2011 yılına yüksek tempolu bir büyüme ivmesi devrettiğini öğrendik. Bu açıklamanın bir kaç gün sonrasında Mart ayı enflasyon verileri açıklandı. Enflasyon bulguları ise Mart ayında enflasyonun daha da yavaşladığını, 2011 yılının ilk üç ayında enflasyonun az da olsa düşen bir eğilimde gerilediğini gösterdi.

Bu gelişmeleri önceleyen göstergeler 2010 son çeyreğinde büyümenin hızlanmış olabileceğini gösteriyordu. Dolayısıyla tahminler genellikle bir önceki üç aya kıyasla son çeyrekte daha yüksek bir büyüme hızı gerçekleşeceği yönündeydi. Bu yılın Mart ayında  enflasyonun, en azından baz etkisiyle, yine oldukça düşük gerçekleşeceği, yıllık bazda ise enflasyonun  bir önceki ay düzeyinde kalacağı tahmin ediliyordu.

Kısacası, hem büyüme hem de enflasyondaki gelişmelerin yönü beklentilerle uyumluydu. Bu bakımdan son açıklanan verilerde şaşırtıcı bir şey olmadığını söylemek mümkün. Bunu söyleyenler de oldu zaten.

Buna karşılık son verilerin hafif de olsa bir şaşkınlıkla karşılandığını söylemek de mümkün. Nitekim şaşkınlığını açık ya da örtük biçimde ifade edenler de oldu.  Şaşırtıcı olan büyüme ve enflasyon gelişmelerinin yönü değil dozuydu. Büyümenin hızlanacağı beklense de büyüme oranı  (hem üç aylık hem de yıllık bazda) şaşırtıcı ölçüde yüksek geldi. Mart ayı enflasyonunda da hızlanma beklenmiyordu ama düşme dozu beklenenin ötesine geçti.

Büyümenin beklenin ötesinde hızlanmasından  ya da enflasyonun beklenenden daha hızlı düşmesinden şikayet edecek halimiz yok kuşkusuz. Ama yönü kestirip dozu şaşırmanın nedenlerini de irdelemek garekiyor tabii.

2010 yılı büyüme performansındaki doz aşımını ıskalamanın nedeni yılın son çeyreğinde özel yatırım harcamalarında ortaya çıkan  patlamayı kestirememektir diye düşünüyorum. Benzer şekilde, Mart ayı enflasyonundaki beklenti ötesi yavaşmayı öngörememenin de gıda fiyatlarındaki hızlı gerilemeyi kestirememekten kaynaklandığı kanısındayım.

2010 yılının son çeyreğinde büyümenin arkasındaki harcama (talep) bileşenlerine bakıldığında esas olarak özel alandaki harcamaların artmasının büyümeyi sürüklediği  görülüyor. Bu dönemde büyümenin böylesine iç talep ve özel talep çekişli olmasında şaşılacak bir şey yok. Ancak, bu tür büyüme süreçleri  genellikle özel tüketim harcamalarının çekişiyle gerçekleşir. Bu defa böyle olmadığı anlaşılıyor. Sayıların ayrıntısı yılın son çeyreğinde büyüme performansındaki hızlanmada özel tüketimden  çok özel yatırım harcamalarının rol oynadığını gösteriyor. Son çeyrekte özel tüketim harcamaları kabaca bir önceki çeyreğe benzer bir hızda artarken, özel yatırım harcamalarının yüzde 19.4 gibi çok yüksek bir hızda artması durumu yeteri ölçüde açıklıyor.

2010 yılı büyümesinin dozunu  kestirmekteki yanılgının esas olarak son çeyrekte özel yatırımlardaki olağan dışı hızlanmadan kaynaklandığı açık. Yatırım ortamında ortalamadan önemli bir sapma olmadan özel yatırım harcamalarının bu kadar hızlanması açıklanmaya muhtaç bir durumdur diye düşünüyorum

Mart ayı enflasyonun yönünden çok dozunun şaşırtıcı olmasının altında da böyle bir neden yatıyor. Genel beklenti yüzde 0.75-0.80 civarında dolaşırken gerçekleşmenin yüzde 0.42 düzeyinde kalması şaşırtıcı oldu kuşkusuz. Önceki aylarda esas enflasyon ivmesi gıda , alkollü içki, tütün grubundaki yüsek fiyat artışlarından kaynaklanıyordu. Bu defa aynı gruplardaki fiyat ortalamasının gerilemesi enflasyonu gerileten en büyük etken oldu. Mart 2011 de gıda fiyatları yüzde - 0.4 gerilerken, alkollü içki ve tütün grubunda fiyat artışı olmadığı anlaşılıyor.

Genel beklentilerin Mart ayı enflasyonunu neredeyse yarı yarıya ıskalamasının arkasında da bu ürün gruplarındaki fiyat eğilimlerini kestirememek yatıyor diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018