Yolsuzluk konusunda yapılacak çok şey var amma!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

17 Aralık tarihli baskınlarla başlayan ve iktidarın muhtelif destekçilerini birbirine düşüren kavga, yolsuzluklara karşı yapılmış bir operasyondu. Bu operasyonda gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin ne gibi kanunsuz işler yaptıkları ve karşılığında neler aldıkları ve benzeri konular şu anda gündemden düşmüş durumda. Yolsuzluk tartışmalarının yerini hükümete yöneltilen kasıtlı tertipler, paralel devlet iddiaları almış bulunuyor. Anlatılanlara bakılırsa, ülkemiz uluslararası bir tertiple karşı karşıyadır ama bunun üstesinden gelecektir. Operasyonların zamanlaması, birbirini izlemesi “manidardır.”

Hükümetin şu ana kadar söylediklerinin hepsi doğru olabilir. Örneğin, devlet katında yuvalanmış ve başına buyruk hareket ederek hükümeti zor durumda bırakmayı öngören kadrolar işbaşında olabilir. Bunlar hükümetin bilgisi dışında bir yapılaşmaya gitmiş olabilirler. Eylemlerinin zamanlamasını kasıtlı seçmiş olabilirler. Ülkemizin iç politikasını olumsuz yönde etkilemek isteyen, gelişmeleri kendi lehlerine kullanmayı amaçlayan yabancı güçlerle işbirliği içinde olabilirler. Hükümet uzun süre olayları fark edememiş, bir komplo karşısında bulunduğumuzu bilememiş, ya da bilse bile, öylesi işine geldiği için şimdiye kadar sesini çıkarmamış olabilir. Ancak, bütün bunlar hükümetin yolsuzlukların üzerine gitmemesi için mazeret teşkil etmemelidir. 

Şu ana kadar cereyan edenlere bakarak kamuoyunun edindiği izlenim, hükümetin yolsuzlukları ortaya çıkarıp cezalandırılmasını sağlamak kararlılığını sergilemek yerine, böyle iddiaları ortaya atanların üzerine yürümeyi tercih ettiği merkezindedir. Ayrıca yargı, basın ve internetin denetlenmesi için öneriler oluşturulmaktadır. Hükümete bu yaklaşım egemen olduğu sürece, kamuoyunda hükümetin yolsuzluklara kanat gerdiğine ilişkin şüpheler devam edecektir.  Hükümetin izlediği politika, yolsuzlukların unutturulmak istendiği değerlendirmesini desteklemektedir. Hükümet yolsuzlukları onaylamadığını, yolsuzlukla mücadelede kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını ısrarla belirtmektedir. Buna karşılık sözlerini uygulamaya dönüştürecek politikalar üretildiğine ilişkin emareler olmadığı gibi, mevcut olanaklardan yeterince yararlanmaya gidildiği de tartışmalıdır. 

Eğer hükümetimiz yolsuzluklarla mücadelede, beyan ettiği gibi kararlı ise, ikili bir yol izlemesi gerekecektir. İlk yol, mevcut şüphelerin giderilmesidir. Şüpheler polis teşkilatında bekçilere kadar uzanan tayinler yapmak, savcıların yetkilerin kısıtlamak yoluyla giderilemez. Bir an önce haklarında ithamlar olan kişilerin yargıya gönderilmesini sağlamak, savcıların da rahat çalışmasına imkan vermek lazımdır. Savcılık kurumunun ve polisin ıslah edilmesi, yolsuzlukların dışında ele alınması gereken ayrı bir konudur. Soruşturmaların ilerlemesini, adaletin tecellisini engellememelidir.

İkinci yol ise, uzun vadede yolsuzluk kapılarını azaltacak yasal değişikliklerin gerçekleştirilmesi ve yapılaşmalara gidilmesidir.  Örneğin ihale yasalarında şeffaflığı güçlendiren, keyfiliği azaltan değişikliklere şiddetle ihtiyaç vardır fakat hükümet daha çok sayıda yeni kalemi ihale kanunlarının dışına çıkarma hazırlığı içinde olduğu görünümünü vermektedir. Belki de o kadar uzağa bakmağa gerek yok, yolsuzlukları engelleyecek yasal düzenlemeleri çıkaracak parlamentomuz on yıllardır, milletvekillerinin yapamayacağı işleri belirleyen düzgün bir düzenleme yapamamıştır. 

Yolsuzlukları engellemek konusunda yapılacak çok şey var amma!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019