Yollar, yollarımız, çukurlarımız...
Bu hafta gerçekten çok keyifli geçti. Uzun süredir kullanmayı merak ettiğim bir otomobil olan AMG C 43 ile tanıştım. 2.0 litrelik makineden bu kadar güç bu kadar tork çıkartmak üstüne de enfes bir ses… İnesim gelmedi otomobilden.
Üstüne de yarış modu var, arada insan nefsine hâkim olamıyor. Biz otomobil gazetecilerinin en sevdiği şeydir böyle otomobiller gelince biraz yol yapmak. Ben de hazır otomobil varken denizcilik şapkamı takıp Türkiye’nin son dönemde en takdir ettiğim tersanelerinden birkaçını gezeyim istedim.
Mazu Yachts ve TRX Marine, baktım komşular hemen atladım Altınova’ya gittim. Türkiye’nin milyon dolarlık motor yatları, gemileri, İtalyan isimli ama tamamen Türkiye’de üretilen modelleri hep bu bölgede üretiliyor. Mazu’nun hikâyesini bir pazar keyifle yazacağım. Bugünkü konu şu; dünyanın her yerinden tekne sahibinin, patronun geldiği Altınova tersanesinin yolları Bangladeş gibi.
Sanki beldede belediye yok. Yerler çamur, otoparklar toprak yığını, inşaatlarda ne güvenlik var ne pano. Terkedilmiş gibi. Ben de canım C43 AMG ile buraya geldim. Böyle yol olmaz, böyle otopark olmaz, vergiler nereye gidiyor diye sormak istedim eminim ki Altınova’nın seçmeni de soruyordur ya da milyonluk sanayicileri ama yazık. Türkiye’nin parlayan yüzü, yüz akı tersanelerinin bulunduğu bu bölgeyi bir daha böyle görmemek ümidiyle. Arabaya bir şey olsa daha da kötü yazardım da hendeklerden çok kibar geçtim.