Yolcu buysa, sürücü de budur
Bir olay
Yağmurlu bir gece. Şehirlerarası bir yolda, otoyoldasınız. Arabanızı dikkatli dikkatli sürüyorsunuz. Birden koskoca bir otobüsün karşıdan, sizin yolunuzdan, size doğru geldiğini görüyorsunuz. Ne yaparsınız? Aslında yapacak çok fazla seçeneğiniz yoktur. Eğer boş şerit varsa boş şeride geçersiniz. Ya da varsa emniyet şeridinde durur, flaşörlerinizi yakar, dua ederek bu felaketin geçmesini beklersiniz. Ya da istatistiklere girersiniz. Peki bu otobüs içinde bir yolcu iseniz ne yaparsınız? Otobüsteki bir yolcu iseniz, bu kadar da şeçeneğiniz yoktur. Çünkü direksiyon sizde değildir. Tepki gösterir, sürücüyü aklı-selime davet edersiniz veya siniri alınmış tipik bir Türk gibi davranır, kaderinize razı olursunuz; dua eder, tanrım bizi koru dersiniz
Yukarıda anlattığım olay, 7 Haziran gecesi yaşandı. İzmir otobüsü 6 Haziran'da saat 23:00 de İstanbul'da Ataşehir'deki terminalden hareket etti. Ve otobüs Silivri kavşağını 1 km kadar geçmişti. O ana kadar her şey normaldi. İşte olan orda oldu. Otobüs otobanda yavaşladı ve U dönüşü yaparak, geliş yolunda ters yönde gitmeye başladı. Otobüste birkaç kişi itiraz etti. "Silivri kavşağı'ndan almamız gereken yolcuyu unuttuk, onu alacağız " dedi muavin. Yolcuyu alıp yola devam etti.
Yukarıda sözü geçen otobüste yakınlarım vardı. Onları yolcu ettiğim gecenin sabahı arayıp "Yolculuğunuz nasıl geçti?" diye sorduğumda olayı anlattılar. Bu nedenle olayı ayrıntıları ile biliyorum. Hâlâ olayın şokunu yaşıyorlardı. Şirketin web sitesine girerek şikayetimi yazılı bildirdim. Otobüs şirketinin Çanakkale'deki merkezlerini aradım. Konuyu aktardığımda şirketin yetkilisi "Maalesef olayı biz de biliyoruz. Otobüs İzmir'e gelir gelmez sürücüyü işten el çektirdik. Özür dileriz" dedi.
Bir yorum
Bu olayda değinilenecek birkaç nokta var. Birincisi, şirketin sorumsuzluğu. Otoyolda U dönüşü yapıp, ters yönde gidecek kadar aptal ve sorumsuz bir sürücüye bir otobüs dolusu insanın nasıl teslim edebilebildiğini merak ediyorum. Yetkili kişinin anlattığına göre otobüs şirkete ait değilmiş. Otobüs sahipleri otobüsleri ve sürücüleri ile şirkete giriyorlarmış. Burdan otobüs şirketinin çıkaracağı bir ders var diye düşünüyorum. Madem ki bir otobüsü filosuna dahil ediyor, yolcularının canını teslim ediyorsa, sürücülerini de ciddi bir seçme sürecinden geçirmelidir. Kurum olmak bunu gerektirir.
Değineceğim ikinci nokta, ülkemizdeki bazı şirketlerin iletişim konusunda hâlâ sınıfta kalmalarıdır. Otobüs şirketinin web sitesinde şöyle bir yazı vardı " Firmamız hakkında bize iletmek istediğiniz şikayet ve görüşleriniz var ise asağıdaki iletişim formunu doldurarak bize iletebilirsiniz. En kısa sürede değerlendirildikden sonra size bilgi verilecekdir." Ben de bunu ciddiye alarak ciddi ciddi şikayetimi yazmıştım. Yazılı şikayetime şu ana kadar yazılı bir cevap alamadım. Demek ki, web sitelerinde söylenenler bazı firmalarda sadece adet yerini bulsun diye yazılan şeyler; müşteriye yazılı cevap vermek adeti henüz yok.
Değineceğim en önemli nokta ise, halkımızın acınası bilinç düzeyidir. Otobüs U dönüşü yapıp ters yönde giderken koca otobüste sadece iki kişi itiraz etmiş. Diğerleri ne yapmış? Diğerleri, itiraz edenleri yatıştırmaya çalışmış. "Ne olacak ki, bir şey olmaz. Ne bağırıp çağırıyorsunuz." demişler. Bu durumda bu otobüsteki diğer yolcuların niteliği için iki olasılıktan söz edebiliriz. Birincisi, bu tepki göstermeyen yolcular, en az sürücü kadar düşüncesiz ve sorumsuzdur; hayatlarının tehlikeye girdiğinin farkında olamayacak kadar bilinçsizdir. İkinci olasılık ise, otobüsteki bu sessiz çoğunluk, tehlikenin farkındadır, ama hayatları tehlikede olsa bile sesini çıkaramayacak kadar medeni cesaretten yoksundur, tepkisizdir. İki olasılık da de bir toplum açısından çok acıklı bir manzara göstermektedir.
İşte böyle bir toplum içinde yaşayınca bazı şeylerden kendinizi soyutlayamıyorsunuz; kader ağlarını örüyor. Örneğin, bu topluluktan birisi bir otobüsün sürücüsü, siz de bu otobüste yolcu oluyorsunuz. Ya da kader sizi yağmurlu bir gecede bu otobüsün biraz arkasından giden bir arabaya koyuyor. Sonunda haber başlıklarında yer alıyorsunuz. "Cinayet gibi kaza".
Bu anlattığım olayda en önemli sorun ne şirket, ne de sürücü; asıl sorun yolcuda. Çünkü yolcu öyle olunca, sürücü de böyle oluyor.