Yol haritasında yöntem ve pusula

Adnan NAS
Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

 

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada ekonomik yönden göreceli olarak sağlıklı görünümü, artan bölgesel siyasal risklere ve cari açık kaygısıyla yavaşlatılan büyüme temposuna rağmen, geleceğe güven bağlamında bir çıpa işlevi görüyor. Ama her çıpada olduğu gibi bu durumun yarattığı kolaylıklardan yararlanıp istenen limana varmak, iyi hazırlanmış bir yol haritası ve kararlılıkla uygulanacak bir eylem planı ile mümkün. Yoksa bulunduğumuz noktanın tadını çıkarıp,havalar temelli bozana kadar eğlenme lüksümüz yok.Daha doğrusu öyle bir tercih,seyahat planımızı değiştirdiğimiz anlamına gelir.

Önceliklerde kargaşa

Yazıya böyle bir başlangıç yapmamızın nedeni, örneklerine hepimizin gündelik hayatta ya da medyada bolca rastladığı toplumsal reflekslerimiz. Eninde sonunda otoritelerin karar sürecini de etkileyen bu genetik faktör,çogu zaman ağaç ile ormanın,sap ile samanın, esas ile teferruatın birbirine karıştırılmasına yol açabiliyor.Hemen hemen hiçbir sorunumuz yok ki bu nedenle yanlış tarafından tutulmamış,daha da içinden çıkılmaz hale getirilmemiş,çözümü yıllarca geciktirilmemiş olsun.Sadece hemen aklımıza gelebilecek siyasal ve sosyal pek çok konuda değil,ekonomik ve mali konularda da bu açıdan katlandığımız ciddi maliyetler sözkonusu.

Özünde olaylara bakış tarzımızdan, yani bir bakıma kültürümüzden kaynaklanan bu aksaklığın en yaygın belirtilerinden biri öncelik belirlemesinde çektiğimiz sıkıntı.Temel ve yapısal nitelikte pek çok sorunumuz olduğu doğru ama, bunların herbirini diğerlerinden kopuk yaklaşım ve yöntemlerle değerlendirmeye ve çözmeye kalkışırsak ortaya uyumlu bir icraatın değil,kargaşanın çıkması kuvvetle mıuhtemel. Sözgelişi kayıtdışı ve vergi reformu üzerine olduğu gibi, reel tasarrufların yetersizliği ve şirketlerin teknolojik düzeyi v.b. başka zaaflarımız üzerine de pek çok tartışma,çözüm yolları konusunda pek çok tez, bir bölümü birbiriyle tümüyle çelişen peşin kabullere ya da sabit fikirlere dayanarak üretiliyor. Oysa tasarrufların özendirilmesi hedefleniyorsa, vergi ve para politikası tasarımının buna uygun olması ya da milli gelir ve şirket ölçekleri büyümedikçe salt polisiye tedbirlerle kayıt dışının önlenemeyeceğinin anlaşılması gerekiyor. Dolayısıyla öncelikler hiyerarşisinin en tepesinde büyümenin ve onu sürdürebilir kılacak tasarruf, eğitim, teknoloji gibi iç dinamiklerin olmasında uzlaşma şart.

Cari açık ve kurumsal kalite

Birkaç yıldır en önemli derdimiz olan cari açıkta bile netliğimiz yok. Fitch'i izleyip hemen notumuzu "yatırım yapılabilir" düzeye çıkarmadığı için biraz küs durduğumuz Moody's bile,cari açığın nasıl finanse edidiğine ya da hangi politikalarla kontrol altında tutulduğuna bağlı olarak risk düzeyinin büyük ölçüde değişebileceğine işaret ederken,biz doğrudan yatırımları artırarak finansman kalitesini ya da yurtiçi katma değer üretimini artırarak kontrol yöntemini iyileştirecek stratejik plana odaklanmak yerine cari açığı her halde kurtulunması gereken bir bela gibi tanımlamayı tercih ediyoruz. Üstelik açığın kur ve sermaye kaçışı açısından yaratabileceği riski de Moody's,özel kesimin ve kişilerin (içeride ve dışarıda) sahip olduğu dövizler nedeniyle bizlere oranla daha düşük buluyor; yine de biz onu kötümserlikle suçluyoruz.

Faiz ödemelerinin kamu borcuna oranının %10'a düşmesi,para politikaları gibi güçlenen kurumsal unsurlar yanında yargı sistemi,vergi idaresi gibi kurumsal zaafların varlığı da açık.Bunları zaten bilmiyormuyuz ki,başkaları söyleyince kızıyoruz? Enerji ithalatı gibi kaçınılmaz bir açık sebebi varken, onu telafi edecek güçte bir yapısal değişimden vazgeçebilir miyiz?

Neden sadece Anadolu Efes?

Hep ülke riskinden ya da notundan sözediyoruz da şirketlerimizin durumu üzerinde durmuyoruz. Yine Moody's konferansında öğrendik ki yatırım düzeyinde kredi notu olan tek şirketimiz Anadolu Efes. Sebeplerine bakınca da iç pazara ve kredi kuruluşlarına bağımlı olmayışı, güçlü yabancı ortak ve küresel operasyonlar ağırlık taşıyor. Zaten bir avuç küresel ölçekli şirketlerimiz varken, onlardan da sadece biri yatırım notu alabiliyor.

Şirketlerimizin küreselleşmesi ve ölçek büyütmesinin önemini hep vurgulayan biri olarak, asıl bu alandaki kurumsal zaafımızı şaşırtıcı ve anlamlı buluyorum.
Yolculuğumuz açısından pusula gibi...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Seçim biter, kriz bitmez 02 Temmuz 2019
Yolun sonuna geliyoruz 11 Haziran 2019