Yol haritasında öncelik ‘tek çatı’ (2)
Sadece para politikasıyla gidilemeyeceğini bugünkü durumumuz net bir şekilde anlatıyor...
Para, maliye politikaları hukuktan eğitime, dış politikadan iç politikaya kadar yapılması gereken reformlarla birleşince, yani ‘takım oyunu’ ile anlam kazanabiliyor...
* * *
Merkez Bankası’na senelerdir ‘golcü’ rolü yükledik...
Ama, dünkü golcümüz ‘hukuk’ ve ‘dış politika’ oldu örneğin...
* * *
Golü atanlar ön plana çıkar/çıkarılır…
Ya golü atana zemin hazırlayanlar?
Ya defansta, orta sahada emek harcayanlar?
Yani, ‘sessiz sedasız’ takımlarını sırtlayanlar?
* * *
Dünya kupasında da öyle oldu…
Başta, sayı yapanların takımları ön plandaydı…
Ama, ‘sessiz tamamlayıcıları’ olmayınca, ‘ön planda olanlar’ kayboldu!
Suarezli, Cavanili, Gomezli Uruguay yarı finale dahi çıkamadı…
Neymarlı, Jesuslu Brezilya çeyrek finalde takıldı…
Ronaldolu, Silvalı, Quaresmalı Portekiz çeyrek finale dahi çıkamadı…
Müllerli, Gomezli Almanya erkenden havlu attı…
Vazquezli, İscolu İspanya ilk 16’da yok…
Rodrigezli, Falcaolu Kolombiya ilk 16’da yok…
Messili, Di Marialı, Higuainli, Aguerolu Arjantin ilk 16’da yok…
Salahlı Mısır ilk 32’nin sonlarında …
* * *
Çok koşan…
Çok koşmak için aylarca, yıllarca çalışan…
Dış ve iç etkilere karşı kendini geliştiren…
Karşı takımı analiz edebilen, yani, donanımı kadar yazılımıyla da değişime ayak uyduran…
Kaybettiğinde eksiğini görebilen, yanlış hamlelerde ısrar etmeyen…
Ve en önemlisi birbirinin hatalarını kapatarak ‘takım’ olabilen, 4 takımdan ikisi finali oynadı…
Son 7-8 senedir ‘takım olabilmek’ için verdikleri emeğin karşılığını aldı…
* * *
Geçtiğimiz hafta yeni yol haritasında/hikayesinde ‘tek çatı’ önceliğini ve gerekliliğini yazmıştık…
Bu hafta içinde Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’tan benzer açıklamalar geldi…
Yol haritasında olması gereken ikinci konu, yani diğer eksiğimize de değinmiştik…
Tüm bakanlıkların, bürokrasinin ve/veya üretenlerin ‘takım’ olma zorunluluğu…
* * *
Takım olabilmek!
Örneğin yerli ve milli sanayi…
Onun bir parçası olan, örneğin, raylı sistemler…
Birçok sektörde olduğu gibi raylı sistemler için de milyarlarca lirayı, ürün ve servis alımıyla dışarı aktarıyoruz…
Takım olma ruhuyla onlarca firmamızın bir araya geldiği ve desteklendiği taktirde tüm ithalatı önlemekle kalmayıp ihracata da başlayabilecek Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi gibi yapıları ise yarı yolda bırakıyoruz…
O takımın içinde yer alan, örneğin, Durmazlar Makine…
Ürettiği 12 tramvayı AB üyesi Polonya’ya satarken, belediyelerimizin aynı ürün için beslediği ‘yabancı aşkı’na seyirci kalabiliyoruz…
Bu takım, yıllardır, ‘metro’yu üretebileceğini söylüyor, söylemekle kalmayıp üretebileceklerini ispatlıyor ama biz görmezden/duymazdan gelebiliyoruz…
Bir bakanlık ön açarken, diğer bakanlığın engel çıkarmasını çaresizlikle izleyebiliyoruz…
Oysa, birinin yaptığını diğerinin bozduğu değil; yurtiçi ve dışında birbirinin ayağına basan değil; birbirinin hatalarını, eksiklerini kapatan bir takımla şampiyon olunabileceğini çok iyi biliyoruz…