Yol ayrımı: ABD enflasyonu?
ABD tüketici enflasyonu (TÜFE) 2024’ün ilk 3 ayında beklentinin üzerinde sonuçlandı. Enflasyonun düşüş trendine ara vermesi sonucunu doğurdu. Nisan ayı enflasyonunun duraklayan 4. veri mi olacağı yoksa tekrar düşüşün başlayacağı önem arz ediyor.
Verinin etkisi
Piyasalar ‘Fed faiz indirecek’ iyimserliğine tutunmaya çalışıyor. Geldiğimiz noktada faiz indirimi yılın son çeyreğine ötelenmiş ve indirim miktarı 25-50 baz puan faiz indirimine indirgenmiş durumda. Eğer enflasyon beklenti altı gelirse Fed iyimserliği güçlenebilir, daha erken daha fazla faiz indirimi fiyatlamaya yansıyabilir.
Yüksek gelmesi ise piyasa üzerindeki baskının artmasına yol açabilir. Fed açısından baktığımızda ise dirençli veri, Fed’in şahinlik dozunu biraz daha artırmasını beraberinde getirebilir diyebiliriz. Düşüşe işaret eden veri ise Fed’in elinin biraz olsun güçlenmesini sağlayabilir. Tek bir veri üzerinden iyimserliğin-kötümserliğin zamana yayılmasını beklenmemeli. Elimizde 3 dirençli enflasyon verisi olduğunu göz önüne aldığımızda 4. verinin de dirençli gelmesi sınırlı etki yapabilir.
Zira kötümserlik belli mertebede fiyatlara dahil edilmiş durumda. Beklenti altı veri ise iyimserliğin görece fazla hissedilmesini mümkün kılabilir. İyimserlik lehine bir asimetri olduğu kanaatindeyim. Etkinin ömrü uzun sürmeyebilir. Tek verinin tesiri kısa soluklu olabilir. Sonrasının, sonraki verilere bağlı şekilleneceği göz önüne alınmalı.
Verinin beklentilerden ne kadar saptığı algıya tesir edecek diğer bir unsur. Beklentilerden saptığı ölçüde etkisi fazla olabilir. Beklentiler civarında hafif aşağıda - hafif yukarıda bir sonuç sınırlı reaksiyon yaratabilir. Yine ekleyelim, olumlu reaksiyon görece fazla olabilir. Reaksiyonda asimetri söz konusu olabilir diye düşünüyorum.
Sözlü yönlendirmeler
Merkez bankalarının iletişim silahını, faiz silahına göre çok fazla kullandıklarını biliyoruz. Para politikası karar komitesi üyeleri her vakit aynı-benzer düşünmüyorlar, farklı sesler de duyuyoruz.
Geçen haftaki yazımda Mahfi Eğilmez’den alıntı yaparak içinde bulunduğumuz zamanda farklı düşünülmesi gerektiğine değinmiştim. Böyle bir zamanda-konjonktürde üyelerin benzer düşünmesi beklemek iyice zor. Federal yönetim yapısına sahip ABD’de Fed üyeleri kendi bölgelerinin dinamiklerini de göz önüne alıyorlar. Benzer durum Avrupa için de söylenebilir.
Üst yapıda Avrupa Merkez Bankası olsa da her ülkenin kendi merkez bankası var. O yüzden üyelerden farklı yorumlar duymak gayet normal. ‘Pek çok politika yapıcının aynı anda konuştuğu ve birbirleriyle aynı fikirde olmadığı durumlarda yanlış yorumlanma potansiyeli özellikle şiddetlidir.’ Bu söz, Fed yetkilisi Jefferson’a ait. Başka bir Fed yetkilisi Goolsbee ise ‘Farklı dünya görüşlerine sahip insanların olması daha iyi karar almayı sağlıyor” dedi. “Halkın bu görüşleri bilmesinde yanlış bir şey yok. Bu gerçek.’ diye konuştu. Fikir ayrılığı, burada da kendisini gösteriyor.
Para politikası yetkililerinin açıklamalarını da takip ederek fiyatlama yapıyoruz. Az önce de ifade ettim iletişim güçlü bir araç. O yüzden her bir açıklama (senkron olmadıklarında) bir miktar kafa karışıklığı, biraz kararsızlık, biraz volatilite yaratabiliyor. Esasında gürültü oluşabiliyor. Aynı şekilde veriler de gürültü yaratabiliyor. Karar alırken ortaya çıkan gürültünün arkasına bakmak gerekiyor.
Sonuç
Piyasalar; merkez bankalarının büyük bilançoları, yüksek enflasyon, jeopolitik riskler gölgesinde veriden veriye adım adım ilerliyor. Denkleme ilerleyen haftalarda ABD başkanlık seçimi, ABD-Çin ticari ilişkileri gibi başlıkların da dahil olacağını göz önüne aldığımızda gürültünün biraz daha artabileceğinin altını çizelim.