Yoksulluk ,açlık ve fakirlik tanımları farklı
TÜİK'in 2011 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre, Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 16.1 demek ki, her 100 kişinin 16.1'i yoksul , 11 milyon 670 bin yoksulumuz var.TÜİK 2010 yılında 12 milyon 25 bin yoksulumuz olduğunu belirlemişti. 2011 Yılında yoksul sayısı azaldı. Yoksul sayısı belirlenirken aylık 678 TL'lik harcama sınırı kabul edildi. Bir kişinin bir ay içimde harcama imkanı bu rakamın altında ise o kişi göreli yoksul sayılıyor. Hesabın nasıl yapıldığını anlatayım. TÜİK her yıl "Gelir ve yaşam koşulları araştırması" ile "eşdeğer" hanehalkı başına düşen geliri belirliyor. Eşdeğer hane halkı geliri deyimi genelde pek bilinmeyen bir deyim.Toplam hane gelirinde,belli yaşın altında çocuklar var. Bunların harcamaları ile yetişkinlerin harcamaları farklı. Hane halkı geliri hanede yaşayanlara eşit bölünür ise, harcama imkanı bakımından gerçk rakamlar ortaya çıkmaz. Eşdeğer hane halkı geliri yetişkin olmayan çocuklar ve yetişkin ayrımı yapılarak hesaplanan, hanehalkı başına düşen gelir rakamıdır. TÜİK'in hesaplamalarına göre 2011 yılında Türkiye'de eşdeğer hane halkının ortalama kullanılabilir geliri 10.774 TL. dır.
En düşük kullanılabilir gelir ile en yüksek kullanılabilir gelir aşağıdan yukarıya dizildiğinde,en ortadaki gelire "Medyan Gelir" deniliyor. Eşdeğer hanehalkının kullanılabilir medyan geliri 2011 yılında 8.139 TL'dir. (Aylık 678 TL)
Kullanılabilir medyan gelir rakamının yüzde 50'sinden (yarısından) 4.069 TL'den (aylık 339 TL) daha az geliri olan eşdeğer hanehalkı yoksulluk sınırı altındakiler tanımına giriyor. Bunlar yolsul nufusu teşkil ediyor. Basitleştirerek anlatmakta yarar var. Bunların yoksulluğu, en ortalardaki eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirinin yarısından aza sahip olmaları. Abartılı bir örnek vereyim; eğer eşdeğer hane halkının medyan kullanılabilir geliri yılda 50 bin TL'ye yükselse, bunun yarısı olan 25 bin TL'nin altında yıllık kullanılabilir geliri olanlar yoksul sayılacak.
Yoksulluğun farklı tanımları var. TÜİK tarafından bu farklı tanımlara göre farklı yoksulluk göstergeleri de yayınladı. 2010 yılında nüfusun yüzde 3.66'sının (yaklaşık 2.6 milyon kişinin) 'Kişi başı günlük harcamasının 4.3 doların altında olduğu' açıklandı.
Dünya Bankası'nın başlattığı bir program çerçevesinde, günlük kişi başı harcaması 1 doların, 2.15 doların ve de 4.3 doların altında olan nüfusun toplam nüfusa oranı tesbit ediliyor. Bizde günlük kişi başı harcaması 1 doların altında nüfus yok.Kişi başı günlük harcaması 2.15 doların altındaki nüfusun toplam nüfusa oranı binde 21 (yaklaşık 153 bin kişi) olarak belirlendi. Bu hesaplamalarda 'günlük harcama', 'bir mal veya hizmet satın almak için yapılan parasal harcama ve fedakarlıkların bütünü' olarak tanımlanıyor.Dolar hesabı ise resmi kur üzerinden değil de her ülkenin 'satın alma gücü paritesi' ile yapılıyor..
Dünya Bankası'nın kişi başı günlük harcama için belirlediği kıstasa göre (2008 belirlemeleri ile) Avrupa ve Merkezi Asya'da nüfusun binde 5'i, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yüzde 2.7'si günde 1.25 dolarlık sınırın altında. ABD'de 4 kişilik ailenin yıllık geliri 23.050 doların altında ise bu ailenin fertleri yoksul sayılıyor. ABD'de 2012 yılı tesbitlerine göre nüfusun yüzde 15.1'ini teşkil eden 46.2 milyon yoksul var. Her ülkede üzerinde en fazla durulan 'açlık sınırı'dır. Eğer kişilerin geliri günde en az 2.100 kalori sağlayacak gıda maddelerini satın almalarına imkan vermiyor ise bu kişiler açlık sınırı altındadır. TÜİK'in 2009 yılı verilerine göre Türkiye'de gıda yoksulu - açlık sınırı altındaki kişi sayısı sadece 339 bindir. Açlık sınırı çok önemli bir gösterge. Ümit edilir ki Türkiye'de açlık sınırı altında insanımız kalmamıştır. Gerçekçi olalım. Bizim ülkemizde yoksul vardır,göreceli fakir vardır ama, açlıktan ölen insanımız yoktur. (1) Bizim insanımızın sosyal güvenlik anlayışı insanların aç kalmasına izin vermez. İnsanlarımız açı doyurmak için gereken özel ilgiyi gösterir. (2) Son yılllarda sosyal yardım vakıfları ülkenin her yanında ileri ölçüde ihtiyaç sahibi olanlara her türlü yardımı yapıyor.